Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Geçtiğimiz günlerde, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporları katılım sürecine katkı sağlamak bir yana, Türkiye düşmanlarının kinlerini kusmaya çalıştıkları bir belgeye dönüşmeye başladı” dedi. Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik uygulamaların Avrupa Birliği’nin çeşitli organları tarafından eleştirilmesini “kin kusma” olarak görmek bence gayet sağlıksız bir tutum. Ama bunda şaşılacak bir durum da yok. Çünkü neredeyse 200 yıldır, bu ülkenin yöneticilerinden edebiyatçılarına, askerlerinden diplomatlarına tüm kamuoyu yapıcıları Batı konusunda son derece olumsuz mesajlar verirler. Özel olarak Batı’ya, genel olarak da “öteki”ye karşı tutumumuzu edebiyat üzerinden izlemek ilginçtir. Hele bu yolculukta bize Herkül Millas’ın değerli doktora çalışması Türk ve Yunan Romanlarında ‘Öteki’ ve Kimlik (İletişim Yayınları, 2005) adlı eseri kılavuzluk ediyorsa...
Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyılın sonralarından itibaren Avrupalı devletlerle başetmekte zorlanmaya başladığında, o güne kadar “kâfir” diye anılan Batılıların yaptıkları, yani “modernleşme”, imparatorluğun yok olup gitmesini önlemenin neredeyse tek yolu olarak görülmüştür. Tanzimat Dönemi’nde (1839 sonrası) İstanbul’da Batı saraylarının benzerleri inşa edilir, şatafatlı seremoniler düzenlenir, Batılı uzmanlar başkente doldurulur, şimendiferler, gemiler getirtilir. Dönemin fikir adamları, eserlerinde Batılıları dengeli bir dille, hatta beğenerek ele alırlar. Örneğin Şemseddin Sami Taaşuk-i Tal’at ve Fitnat adlı romanında Batılı kadınların “ırzına halel getirmeyecek bir yere gidip kemal-i edeple” oturduğundan bahseder. Aynı şekilde Ahmet Mithat’ın Hasan Mellah adlı romanındaki kahramanlar sevecen bir dille ele alınır, din ve mezheplerini koruma istekleri anlayışla karşılanır. Yazar gayrımüslimlerde, Osmanlı ahlakını görür.
Bu eserlerde Batı’nın simgesi olarak görülen ve Rumların yoğun olduğu Beyoğlu bölgesi de olumlu, revaçta ve modern bir yer olarak tasvir edilmektedir. Beyoğlu hakkında olumsuz bir söze rastlanmaz. Hatta Halit Ziya’nın (Uşaklıgil) Mai ve Siyah (1871) adlı eserindeki Alman fahişe, Polonyalı çalgıcı kız bile olumlu tiplerdir, çünkü Halit Ziya, tek Türk çocuğu olarak eğitimini bir papaz okulunda geçirmiştir.
Ben şarklıyım!
Osmanlıcılıktan ulusçuluğa geçiş dönemi edebiyatında Batı genel olarak düşman ama üstündür. Bu dönemin en tipik edebi temsilcilerinden Hüseyin Rahmi ilk romanlarında Osmanlı, Türk, Rum, Ermeni, Frenk gibi tanımları hümanist bir bağlamda kullanırken, 1899’da yayımlanan Metres adlı romanındaki bir kahraman “Ben şarklıyım. Avrupa âdetlerine gösterdiğim hayranlığa bakma, bu hâlim dıştadır, bende o kadar medeni Avrupalı havası yoktur” der. 1908 Devrimi’ni yapanlar (Jön Türkler) devlet aygıtını modernleştirmeye hız verdikleri ve parlamentonun gücünü arttırdıkları için Avrupa kulübüne kabulü beklerken, Trablusgarp ve Balkan savaşları ile Batı’dan şiddetli bir tokat yiyince, ülkede yavaş yavaş Batı düşmanlığı uç vermeye başlar. Örneğin Hüseyin Rahmi 1912 Balkan felaketi sırasında yazdığı Cadı’da “Bu memlekette üstün ve başarılı yaşamak için Türk’ten başka şey olmak gerekiyor. Yurdumuzda Alman, İngiliz, Fransız, Rus üstünlüğü her şeye söz geçirmesi her gün bizi biraz daha kaplayarak boğuyor” diyecektir. Bu dil Batı’nın artık bizi geliştiren değil, bizi engelleyen bir güç olarak algılanmaya başladığını gösterir. Mehmed Akif’e (Ersoy) Çanakkale Şehitlerişiirinde, “Nerde gösterdiği vahşetle bu bir Avrupalı/ Dedirir, yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi!/ Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahûd kafesi” dedirten de bu ihanet eden Batı’dır.
Primo Türk Çocuğu
İmparatorluğun tarihe gömülmek üzere oluşunun acısını en derinden hissedenlerden biri olan Ömer Seyfeddin ise yeni filizlenen Türk milliyetçiliğinin tüm karakteristik temalarına yer verdiği Primo Türk Çocuğu adlı hikâyesinde, kahramanı genç ve güzel Grazya’yı “muzaffer, genç, kavi ve uyanık Turan’ın muhakkak galebesi altında ezilecek olan zayıf, hasta ve miskin Garb’ın korkak ve kadından bir timsali gibi” hıçkıra hıçkıra ağlarken tasvir eder. Topuz adlı öyküsünde istiklal sevdasına düşen Hıristiyan Avrupalılara, eziklik ve korku içinde Türk’ün elini öptürür. Ancak aynı zamanda, “Garp medeniyetinin en bariz seciyesi milliyetler, harslarıdır.... Hele bu cihan harbinden sonra mutlak millet haline geleceğiz. Rumlar gibi, Ermeniler gibi, Yahudiler gibi...” diyerek nefretle andığı azınlık ve Batı kültürüne gizli bir hayranlık beslediğinin ipuçlarını verir. Bu dönemin özelliklerinden biri de Batı düşmanlığı ile azınlık (gayrımüslim) düşmanlığının artık örtüşmeye başlamasıdır. Yani eleştirilen Batı mı yoksa Hıristiyanlık mı, ya da azınlıklar mı anlaşılamaz. Bu nefretle flört eden eleştirel damar capcanlı biçimde günümüze kadar ulaşmıştır.
Batı’ya Rağmen Batılılaşma
Cumhuriyet Batılılaşması ise, Osmanlı dönemindeki gibi belli kurumların ve teknolojinin ithali olarak değil, Batılı dünya görüşünün “halk için halka rağmen”, yani aynen Osmanlı döneminde olduğu gibi tepeden inmeci biçimde toplum yaşamına egemen kılınması şeklinde anlaşılmıştır. Mustafa Kemal için bu Batı tümüyle beğenilen bir Batı değildir, sadece aşılması şart olan bir merhaledir. Dolayısıyla, erken Cumhuriyet döneminde siyasi kadrolar Batı tipi devrimlerle ülkeyi Batı tarzında modernleştirirken, Batı edebiyat dünyasında pek sevecenlikle ele alınmaz.
Örneğin Amerikan koleji mezunu, Amerikan mandası yanlısı Halide Edip Adıvar’ın romanlarında doğrudan bir Batı eleştirisi yoktur ama, Batı’nın temsilcisi olarak Rum ya da Yunan kadınlarının hemen hepsi fingirdek, ahlaksız, ayartıcı, kahpe, erkekler saldırgan, kurnaz, vahşi, acımasız ve uşak ruhludur.
Nev Yunanilik ve Rum Düşmanlığı
Attila İlhan’a göre, Mustafa Kemal tarafından Batı hayranı İnönü’nün tepesine dikilen bir nevi jandarma olan Kadrocu Yakup Kadri’nin, Yahya Kemal’le birlikte inşa ettiği Nev Yunanilik tezine göre, eski Yunan’ın kökeni Türk’tür ve bugünkü Yunan’la eski Yunan birbirinden farklıdır. Nitekim Panorama adlı eserinde Mustafa Kemal’i Yunan mitolojisindeki Prometheus’a, Atatürk adlı kitabında ise Atatürk’ün sofrasını Sokrates’in meclislerine; Atatürk’ün kadehe uzanışını “Zeus’un altın kupalar içinde Kevser şarabını dağıtışına” benzetir. Ancak bütün bunlar yazarın Yunanlıları sevdiğini göstermez. Onun için “antik olmayan öteki” olarak Yunanlılar ve Rumlar, Türklerin baş düşmanıdır, ahlaksızdır, aşağıdır, kötü ruhludur. Yakup Kadri’nin romanlarındaki Rum kadınların çoğu fahişedir; geri kalanların da Türk erkeklerle cinsel ilişkileri vardır. Rum kadınlarıyla ilişkiye giren Türk erkekleri genelde bedbaht olurlar. Yunan ve Rum erkek karakterlerse çoğunlukla olumsuzdur. “Öteki” erkekler katliam yapar, köy yakar, ırza geçer. Bir zamanlar Halit Ziya’nın sevecen dille andığı Beyoğlu da yazarın öfkesinden nasibini almıştır. Beyoğlu, Rumların mekânı olmuştur ve kurtuluşu buranın dışında aramak gereklidir. Burada sadece Rum fahişeler yoktur, aynı zamanda sapık erkekler de burada bulunur.
Batı-Doğu ikiliğini en çok konu eden yazar olan Ahmet Hamdi Tanpınar 1940’da bir CHP konferansında Avrupa’dan ilk hamlede alınması lazım gelen şeylerin hemen hepsinin alındığını söyledikten sonra “Şimdi yapılacak şey kendimize, kendi hayatımıza, mazimize, zenginliğimize dönmek ve mükemmeliyeti olduğu kadar muhtevayı da kendimizde aramak” der, Huzur adlı romanında ise noktayı koyar: “Bence bu iki dünya [Müslümanlık ve Hıristiyanlık] arasında münakaşa zemini bile yoktur (...) Dikkat edin ki, garp medeniyetinde her şey bir kurtulma, bir azat edilme fikri üzerinde kurulur (...) Bir bakıma biz başından beri hürüz.”
Amerika’ya ciro edilen hayatlar
Bu hürriyetin sınırlarını, Türkiye’nin Batı bloku içinde yer almasının bileti olan 1950-1953 Kore Savaşı’nı eleştiren Nâzım Hikmet’in “Amerika’ya ciro ederler onu/ seni de büyük hürriyetinle beraber/ hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!/ yapışır yakana kopası elleri Valstrit’in/ günün birinde, diyelim ki/ Kore’ye gönderilebilirsin, bir çukura doldurulabilirsin/ meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!” dizeleri verecektir.
Demokrat Parti döneminde (1950-1960) İslamcı yazarlar hem Batıcı olarak gördükleri Cumhuriyet’le hesaplaşmaya başlarlar hem de Batı’yla. Necip Fazıl Kısakürek ileriki yıllarda Oksidentalizm diye anılacak ideolojik kodlamanın ana temasını belirler: “Batı bir bütün olarak ‘karbon olmaya mahkûm bir dünya’dır.” Hekimoğlu İsmail’de Batı artık açıkça Müslüman dünyasının düşmanı olarak ortaya çıkar. Minyeli Abdullah’ın romanlarında Mısır’da İngilizler, Fransızlar ve Yahudiler İslamiyet’i yok etmeyi gaye edinen tipler olarak çizilir.
Hıristiyan-Müslüman karşıtlığı
Peyami Safa, 1930’ların başında sosyalizme ilgi duyarken, 1938’de Atatürkçü olmuş, II. Dünya Savaşı yıllarında ise ırkçı bir tutum sergilemiştir. İslamcılığı ise 1946’dan sonradır. Ama yazar her döneminde Batı düşmanıdır. 1931’de yazdığı Fatih-Harbiye romanında Hıristiyan-Müslüman karşıtlığı ana temadır. 1938’de yazdığı Türk İnkılabına Bakışlar adlı kitabında İslam-Türk ve Batı düşüncesinin kaynaklarının ortak olduğunu ileri sürerken, 1949’da yazdığı Matmazel Noralya’nın Koltuğu’nda, Noralya’nın İtalyan annesi bağnaz Batı’yı temsil ederken, Türk babaannesi olumlu Doğu’dur.
1964’da Kıbrıs’a müdahale etmeye hazırlanan Türkiye’ye gönderilen kaba Johnson Mektubu ile birlikte artık sadece aydınlarda değil hem siyasi elitlerde ve halkta da Batı düşmanlığı belirginleşir. Vietnam Savaşı ve 1968’de tüm Avrupa’yı saran öğrenci eylemlerinin yarattığı uluslararası atmosferle ABD’nin bu saygısız politikaları birleşince “Milli Mücadele” ruhu tekrar ortaya çıkar.
Bu dönemin edebiyatında da Batı düşman ve aşağıdır. Örneğin Halikarnas Balıkçısı adıyla tanıdığımız Cevat Şakir’in 1966’da yayımlanan Turgut Reis adlı romanında Batı’yı temsil eden bütün karakterler hem ahlaken, hem de cinsel anlamda kötüdür, Türkler ise üstün ve eksiksizdir. Edebiyat eleştirmenleri Berna Moran ve Fethi Naci’nin ortak kanısı Kemal Tahir’de Batı düşmanlığının nefretle at başı gittiği şeklindedir. Yazarın “Doğu” kavramını açıkça ortaya koyduğu Yorgun Savaşçı’da Batı’nın her açıdan Doğu’dan ne kadar farklı ve üstün olduğu adeta teorileştirilir. Bu temalar Devlet Ana’daki cinsel sapık ve sadist Batılı şövalye Notus Gradyus’un şahsında ete kemiğe bürünür.
Batı’nın suçları
Milli Mücadele’yi konu olan Ateş Yılları’nı ancak 1968’de yayımlayan Hasan İzzettin Dinamo ile birlikte Batı yıllar sonra sosyalist bir terminoloji ile antiemperyalist bağlam içinde karşımıza çıkar. Ülkede gayrımüslim azınlıkların sayısı çok azaldığından bir süredir gerek duyulmayan “iç düşman” teması bu romanda tekrar boy gösterir. Romanda Rum Patrikhanesi pek çok kötülüğün nedeni olarak belirir. 1970’lere gelindiğinde Batı üstün ama düşmandır. Örneğin Füruzan ve Pınar Kür’de Avrupalı ulusların gelişmişlikleri teslim edilir ama sosyalist bir bilinçle yargılanır. Milli Selamet Partisi’nin koalisyon ortağı olduğu hükümetler ise Amerikan karşıtı ulusal çizgiyi devam ettirirler. 1973 petrol krizi, ardından ABD’nin haşhaş ekimine yasak koyması gibi olaylar Batı’ya karşı antipatiyi tırmandırır. İslamcı kesimin ağzından Erbakan Hoca’nın “Batı taklitçiliği” sözü bolca duyulur olur. Roman tekniği açısından Batılı olan İslamcı yazar İsmail Miyasoğlu için 1974 Kıbrıs Harekâtı Allah’ın bir lütfudur çünkü bu harekâtla dünya Türk’ün varlığından haberdar olmuştur! Sol eğilimli Fikret Otyam’ın Pavli Kardeş romanında da benzer bir laflar edilir.
Sevgiden söz aç
Yine “solcu” Attila İlhan’ın romanlarında boy gösteren Yahudi erkekleri korkaktır, çıkarcıdır. Rum kadınların hepsi ya fahişedir, ya sevicidir ya uyuşturucu kullanırlar. Üstelik cinsel ilişkiler birer ulusal metaforudur. Mesela 1974’te yazdığı Sırtlan Payı’nda kahramanımız Binbaşı Ferid, fahişe Kalyopi ile sevişirken “Osmanlı yatağanı gibi yalın ve seri, kadının içine” girer ve “altına o an boylu boyunca uzanmış yatanın Yunanistan olduğunu” sanır. Yunanistan burada Batı’nın en antipatik temsilcisidir. Batılıların ve gayrımüslimlerin kadın, Türklerin ve Müslümanların erkek olarak resmedilmeleri ileriki yıllarda da çokça karşımıza çıkacaktır.
90 yıldır, tüm kamuoyu yapıcılarının, Batı’yla ilgili ne kadar kafa karıştırıcı mesajlar verdiklerini düşününce, hele edebiyatın milli kimliğin yapımındaki rolünü düşününce, halkımızın Batılıyı, en iyi ihtimalle yabancı biri, ama daha çok da düşman, zararlı, tehlikeli bir varlık olarak görmesine şaşırmıyorum. Ama Batı’yı hiçbir zaman sevmemiş olan elitlerimizin “Batı bizi sevmiyor!” diye alınganlık göstermesi biraz garip kaçıyor. Umudum bir gün Sait Faik’in şu sözlerini duyanların sayısının artmasında: ”Sevgiden söz aç. O seni değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak...”
***
Ek Kaynakça: Taner Timur, Osmanlı-Türk Romanında Tarih, Toplum ve Kimlik, İmge Yayınları,2002; Ahmet Oktay, Toplumcu Gerçekçiliğin Kaynakları, Everest, 2003, Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, Cem Yayınevi, 1991.
***
Not: Bu yazı 13 Haziran 2008 tarihli AGOS’ta yayımlanan ”200 yıllık aşk ve nefret hikâyemiz” adlı yazının bir versiyonudur.
***
Açıklama: Geçen haftaki “İcat edilmiş gelenekler: Newroz ve Nevruz” yazıma, çalışmalarından yararlandığım Delal Aydın ve Gürdal Aksoy’dan yapıcı eleştiriler geldi. Delal Aydın, yazının sonuna koyduğum notu okuyan birinin, vardığım sonuçları kendi tezinden çıkardığımı düşüneceğini, hâlbuki bazı konularda benimle aynı düşünmediğini belirterek başlıyor. Gerçekten de Delal Aydın’ın tezinden olgusal örnekler için yararlanmıştım. Vardığım sonuçlar tamamen kendi görüşlerimdi. Yarattığım sıkıntıyı bir nebze olsun gidermek için, Delal Aydın’ın açıklamalarını özetleyerek aktarmayı borç biliyorum.
Delal Aydın, Şehname’de Kürtlerden bahsedildiğini, Kürtlerin Dahhak’ın zulmünden dağlara kaçanlar olduğunu, Kawa’nın yaktığı ateşi görüp gelenlerin o dağdakiler olduğunu söyledikten sonra “Kürtler de diğer İranî halklar (antik Büyük İran’ın topraklarındaki halklar) gibi geleneksel olarak Newroz’u kutladıklarına göre, Kürtler açısından yeni olan (icat) şey Newroz ile Kawa efsanesinin birleştirilmesidir. Bunu da bir karşı-hegemonya mücadelesi olarak görsek daha iyi olur” diyor. Öte yandan Aydın’a göre “Newroz miti Kürtlere ve Türklere eşit mesafede olan yepyeni bir icat değil. Kürtler açısından ‘zulmün olduğu her yerde yeniden ayaklanalım’ diyen bir mitken Türk resmî ideolojisi tarafından 1990’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ortaya çıkan ortamdan yararlanmaya çalışan Türk milliyetçiliğinin genişleme hayallerinin bir sembolü olan Ergenekon Efsanesi’ne iliştiriliyor. Kısacası Newroz Kürtler açısından ezilenlerin bir başkaldırısı (Walter Benjamin buna ‘hatırlama’ derdi), Türk devleti açısından ise egemen ideolojiye dâhil etme çabası.”
Newroz konusunda iki kitabı olan Gürdal Aksoy ise genel olarak mitolojilerin ortaya çıkışı, tarihsel süreç içinde aldıkları biçimler ve işlevleri üzerine son derece aydınlatıcı açıklamalar yaptıktan sonra özel olarak yazıdaki bazı ifadelerimi düzeltiyor. Aksoy’a göre “Şerefname’de Dahhak’tan söz edildiği yerde, Demirci Kawa’nın adının geçmediği bilgisi doğru. Fakat, başka bir yerde Kawa ya da Gave olarak değil de, Keyo olarak geçiyor. Mehmet Emin Bozarslan’a göre Keyani Sülalesi döneminde Babil sehrinin valisi bu kişi. Başka kaynaklarda da Goranlar ‘Kayo’nun soyuna dayandırılıyor ki, Kayo’nun Demirci Kawa olduğu anlaşılmakta”
Gürdal Aksoy, Şerefname’nin yazarı Şeref Han’ın da Goran aşiretlerini Keyo’nun oğlu Ruham’a bağladığını belirttikten sonra “fakat Goranların Kürt olup olmadıkları tartışmalı görülür” diye ekliyor. Aksoy, bir adım daha ileri giderek, Kürt adının o dönemlerde “göçebe”, “çoban” anlamında kullanıldığına dair şüpheler olduğunu; eğer bu iddia doğruysa, terimin nasıl olup da bir kavmin genel adı haline dönüştüğünün araştırılması gerektiğini belirtiyor. Gürdal Aksoy’un bir diğer itirazı ise “Anlattığım tarihçeden anlaşılacağı gibi aslında ne Türk, ne Kürt kültürünün otantik bir parçası olmayan, Eric Hobsbawm’ın tabiriyle ‘icat edilmiş gelenekler’ olan Newroz ve Nevruz...” ifadesine. Aksoy Nevruz’un bütünüyle kurgu olduğunu, Newroz’un ise sadece Demirci Kawa ile Newroz’un ilişkisi açısından kurgu olduğunu belirtiyor.
Yer sorunu yüzünden iki yazarın söylediği her şeyi aktaramadım. Umarım beni bağışlarlar. Newroz ve Nevruz mitosları konusundaki yorumum kendilerininkinden farklı da olsa, bu çok değerli iki yazara katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012