Berat ÖZİPEK
İstanbul’da kayıtlı olmayan sığınmacıların toplanıp İdlib’e gönderdiği bir akıl tutulmasının yaşadığı günlerdi. Muhalefetin sığınmacı konusunu ahlak dışı biçimde araçsallaştırdığı, on yıl boyunca mültecileri hedef haline getiren bir propagandayla istikrarlı biçimde saçtığı nefret tohumlarının hasadını devşirdiği; mülteci meselesini topluma gereği gibi anlatamayan ve meydanı ayrımcı propagandaya terk eden iktidarın da bu tepkilerin altına ezilerek, tepkileri yatıştırmak için bir dizi yanlış, akıl dışı uygulamalar yaptığı günler. Ve sığınmacıların tümünün kurban edilmesini isteyenlere karşı, ara ara bir kısım sığınmacıyı kurban vererek ayrımcı talepleri yatıştırmaya çalışmanın yaşattığı ihlaller…
Geçici koruma kimliğini evde unutan bir öğrencinin sokakta çevrilip gözetim altına alındığı, “eve gidip kimliğimi alalım” veya “izin verin ailem getirsin”i bile anlatmanın her zaman mümkün olmadığı, insanların geri gönderme merkezine, oradan da “gönüllü geri dönüş” adı altında Suriye’ye gönderilebildiği, Afganistanlı bir gencin bile kendisini Suriye’de bulduğu haberlerinin geldiği bir dönem yaşadı İstanbul.
Parasıyla Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerin bile Göç İdaresiyle ilgili işlemleri nedeniyle mağduriyetler yaşadıkları, “ikameti uzatmamak” veya “eksik evrak” gibi sebeplerle kimlik kontrolüne takıldıklarında gözetim altına alınıp geri gönderme merkezlerine gönderildikleri zamanlardı.
O günlerde Yusuf Bey de “süpürme operasyonları”ndan birine takıldı. İstanbul’da gözetim altına alınıp önce Tuzla Geri Gönderme Merkezine, oradan Kahramanmaraş’a, oradan da Suriye’ye gönderildi.
Yusuf Bey’in telefonu yoktu. Ailesi onun gözetim altına alındığını, onunla gözetim altına alınan arkadaşının aramasıyla öğrendi.
Yusuf’un hukukunu koruyanlar
Yusuf’un durumu kayıtlı-kayıtsız göçmenlerin sorunlarının konuşulup beraberce çözüm arandığı bir vatsap grubunda gündeme getirilince, onun için o güne kadar olumsuz olan gidişat da değişti. O andan itibaren Yusuf Bey için başka bir dinamik işlemeye başladı. Artık önceki olumsuzlukların üstesinden gelecek ölçüde güçlü, karşılıksız ve etkili bir dayanışma vardı. Kimi o an nerede olduğunu araştırdı, kimi ailesiyle ilgilendi, kimi de hukuki destek sağlamaya çalıştı.
Ama bu süreçte asıl önemlisi, insan hakları savunucusu ve alanındaki uzmanlık bilgisi bakımından Türkiye’nin önde gelen hukukçuları arasında yer alan Avukat Abdulhalim Yılmaz’ın Yusuf Bey’i gönüllü olarak savunmak istediğini bildirmesi oldu.
Sığınma hukuku ve geri gönderme davalarında mevzuata vukufiyeti ve üstlendiği davalarda başarılı sonuçlar almasıyla ünlenmiş bir hukukçu olarak Yılmaz, davayı ücretsiz olarak üstlendi. Göç İdaresi tarafından yapılan geri gönderme işleminin hukuka aykırı olduğunun mahkemece tespiti için dava açtı, Yusuf Bey için adalet istedi, onun hakkını savundu ve kazandı. Mahkeme geri gönderme işleminin hukuka aykırı olduğuna karar verince, Yusuf Bey için eve dönüşün yolu da açılmış oldu.
“Sen yokken hiçbir şey yok”
Aylar sonra Yusuf Bey evine döndüğünde ailesinin yaşadığı mutluluk muazzamdı. “Küçük kardeşim, ‘sen yokken hiçbir şey yok’ dedi babama” şeklinde anlatıyordu, evdeki sevinci büyük çocuğu.
Mülteci bir aileye verilecek daha güzel bir bayram hediyesi olamazdı. Yusuf Bey bu bayramı ailesiyle birlikte kutladı.
Onun hikayesi Türkiye’de mültecilerin yalnız olmadığını ve hakları bilmenin ve hukuki mekanizmaları doğru kullanmanın adaleti sağlamak bakımından ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Şimdi Yusuf Bey, kaldığı yerden hayatın zorluklarına karşı mücadeleye devam ederek ailesine güvenli bir gelecek sağlamaya çalışıyor.
Ama bu kez yalnız olmadığını bilerek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024
31.03.2024
25.11.2023
3.07.2023
18.05.2023