Berrin Sönmez
Korona günlerine denk gelişine sevinmiştim ramazanın. Oruç zira içe dönmeyi, özben ile hemhal olmayı mümkün kılan ibadetlerden olduğu için karantinaya pek yakışacaktı bence. Son beş altı yıldır mümkün mertebe kapanırdım da içime. İftar daveti vermez, ziyafetlere gitmez, dünyevi işlere de zorunlu olanlar haricinde tatil ilan ederdim kendimce. Sadece okumalarımı hem dini hem dünyevi olanlara dair ayrımsız sürdürür ve yazmaya çalışırdım. Bu yıl herkesin ister istemez böyle kendi içine kapanma mecburiyeti, reddetmek zorunda kaldığım iftar davetleriyle karşılaşmayacağım için sevindirmişti. Ne büyük yanılgı!
Tiksindirici provokasyonlarla oruca, oruçluya saygısızlık ithamlarını duymak ihtimali karantina günlerinde mümkün değil şükür. Ancak tabiat boşluk kabul etmez misali “kendine Müslüman” olan dindarların, ibadetlerine saldırı hissetmeden ibadet edemeyenlerin, kışkırtılma açlığını doyurma işini üstlendi Diyanet İşleri Başkanı. Başkan zan ve ithamlarını toplumun en kırılgan kesimlerini hedef gösterecek şekilde hutbesine yerleştirince artık ne ramazanın huzuru ne orucun sekineti söz konusu. Yeme içmeyi kesince çatışmadan beslenmeyi seçenlere gün doğdu böylece. Özben, muhasebe filan hak getire…
Devlet memuru başkan ve memuriyet görevini yerine getirerek iktidarın beden ve nüfus politikalarını destekleyecek bir nefer kıldı dini. İslam tarihinde ilk örnek değil tabii tersine son derece sık rastlanan sıradanlaşmış din-devlet ilişkisi örneklerinden birisi. Laik devlet desek yok öyle bir dayanak. Hukuk devleti desek yine elimiz boş. Öyleyse Ali Erbaş’ın iddialarına dinden itiraz yükseltmeye devam. İşin tuhafı çok yüksek bir bütçeyi yöneten, Diyanet ve Başkanı devletin en güçlü kurumlarından birisi olduğu halde hayli de alıngan. Hedef gösterme yoluyla fiilî linç çağrısı sayılacak sözlere yükseltilen itiraz, başkanın, sosyal medyada sözlü olarak linç edilmesi sayılıyor. Gerçeğin bu denli ters yüz edilişine şaşırdık mı? Hayır.
Her gün şiddetle burun buruna yaşayıp çoğu zaman seçtiği yaşamın bedelini canıyla ödediği halde devletin şiddetten koruma görevini yerinde getirmediği, basının dahi haberleştirmediği cinayetler nedeniyle LGBTİ+ bireyler, toplumun en kırılgan kesimlerinden. Ancak en kudretli devlet memuru onlar kadar dayanıklı değil anlaşılan ki koruma kampanyası başlayıverdi. Köprülerin altından çok sular aktığı için şimdi vatandaş başkanı koruma yarışında halkın hak savunusunu engelliyor. Devletlüler boş durur mu hemen davranmışlar klavyeye. Örneğin devletin sözcüsü İbrahim Kalın başkanın, “İlahî hükmü” dile getirdiğini söyleyivermiş. Hadi canım sende! Gerçekten hadi canım sen de! İlahî hükümmüş, gerçekten İlahî hükümse göster kitaptaki yerini! “Eşcinsellik ve zina salgın hastalıkların sebebi” sözü, Kur’an’ın neresinde geçer, Başkan ya da Kalın göstersin bir zahmet. Ama gösteremezler çünkü bu iddia “bâtıl itikat”lardan.
Korona karantinasında artan cinsiyet temelli şiddet karşısında kılını kıpırdattığına dair, somut ve acil önlemler almayan, bu konuda tek kelam etmeyen ve işin garibi eşcinselleri şiddetten koruma görevini de üstlenmiş olan AÇSH Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da geri durmamış. Tabii ki eşcinsellerin değil Başkan’ın yardımına koşup “yanlız” değildir diyenler kervanına katılmış. Şiddetle mücadele görevini ihmal eden bakan, şiddete açık hedef göstereni destekliyor. Dinler tarihi açısından vakayı âdiyeden olsa da ülke siyaseti açısından ibretlik olaylar yaşıyoruz şu ramazanda. Yetmiyor devletin yargısı giriyor devreye ve halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek toplumun bir kısmını diğerine karşı şiddete açık hedef haline getirecek sözleri sarf eden başkana değil ona itiraz eden baronun açıklamasına yönelik “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” suçundan soruşturma başlatıyor. Her şey tepe taklak.
Diyanet İşleri Başkanı’nın sözü, İlahî hüküm sayılıyor! İmam-ı Âzam Ebu Hanife, Kur’an ve Peygamber dışında sahabe dahil herkesin ve akıl yürütme yoluyla tespit ederek mütevatır hadis kabul ettiği 17, yazıyla tekrar edeyim on yedi hadis dışındaki her sözü, eleştiri ve sorgulamaya açık görürken Hanefî mezhebine tabi olduğu söylenen Diyanet İşleri Başkanı’nın sözü İlahî hüküm sayılıp, tartışılmaz kılınmaya çalışılıyor. İktidar gücüyle, zoruyla, baskıyla, İslam’ı devlet dinine dönüştürme çabası bu. Hakikati ters yüz etme yöntemiyle yapılan böylesi baskılar tarihteki ilk örnek değil maalesef. Bizzat İmam-ı Âzam’a, zamanın devleti sırf bu nedenle ne eziyetler etmiş, zindanda öldürmüştü. Tıpkı Katolik Kilisesi’nin engizisyonu gibi tövbe etmeye zorlamışlardı, Ebu Hanife’yi. Devletten tövbe etmeyi kabul etmemiş olacak ki zindanda öldü.
Devlet dinine itirazları, dinin muktedirin emrine girmesini kabul etmeyişi, öldürülme nedenlerinden sadece birisi olan İmam, içtihatlarıyla yaşadı. Muhalif yorumlarına son vermek isteyen Hanife’nin Bağdat Kadılığı görevini kabul etmeyişi, susturmak için öldürmek yoluna gidildiği yorumlarına yol açmıştı. İslam’ın erken dönemlerinde, Hicretin 150’inci ve Miladın 767’inci yılında onu öldürenlerin yolundan gidenler, bugün onun içtihadını içten çürüterek bir kez daha öldürmeye çalışıyor. “Eşcinsellik ve zina salgın hastalık sebebi” gibi gösterilmek yoluyla kanırtılan ataerkil zihniyet göreve çağrılıyor. Kitapta yeri olmayan bu bâtıl iddia karşısında Müslüman teologlardan ses çıktı mı bilmiyorum. Bildiğim şu ki İmam-ı Âzam’ın bile içtihatları tartışılabilir, onun yöntemi gereği tartışılmalıdır ama onun iktidar karşısındaki dirayetli duruşu taklid edilmelidir. Hanefi olduğunu söyleyenin yapması gereken budur. Kısacası eşcinsellere nefret yüklü söyleme en çok itiraz etmesi gerekenler dindarlardır. Başka bir söyleyişle bugün eşcinsellere ve nikahsız birlikteliklere dair Kitabın dışından edilen sözlere Kitabın ortasından itiraz, dindarın dinini ve aklını, akıl sağlığını koruma görevi kabul edilmeli. Hem insan hakları savunuculuğunun hem Allah’ın ipine sarılarak, ataların dinine itirazın gereğini ve yöntemini de bin iki yüz yıl önce Ebu Hanife göstermiş.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
8.03.2024