Bülent KORUCU
Tartışma, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 gün önce sarf ettiği şu cümlelerle başladı: “Türkiye’yi terk konusunda verilmiş sözler yerine gelmiş değildir.
Çok basit anlamda, o da çocuk yaşlı kadın gibi yüzde 20 çekilme gibi bir durum var. Ancak biz akil insanların verdiği raporlardan hareketle atılması gereken adımları atıyoruz. Zaten silahı bırakmış değiller. Bunlar ‘saldırırız’ diyerek kendi durumlarını ortaya koyuyorlar.” Başbakan Erdoğan, bir taraftan çözüm süreciyle ilgili kararlılığını ortaya koyarken, öte yandan fotoğrafın eksik yanlarına dikkat çekmeye çalışıyor. Benzer bir çabayı Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’da görüyoruz. Akdoğan, son makalesinde şöyle yazmıştı: “Hükümet nihai çözüme ulaşmak için büyük bir kararlılıkla hareket ediyor, bununla birlikte Öcalan haziran demesine rağmen eylüle gelmişken çekilmenin yüzde 20’lerde kalması, Öcalan’ın sözünün havada bırakıldığını gösterir. PKK’nın eleştirilmesinden rahatsız olan bazı köşe yazarları adeta örgütün avukatlığına soyunmuş durumdalar. Örgüt tehdit edince süreç zarar görür diye yazı yazamıyorlar, siz kendinizi savununca ‘süreci sabote etmek istiyor’ diye yaygara yapıyorlar.” Benzer cümleleri dün Yenişafak’ta Abdülkadir Selvi yazdı: “Peşinen söyleyeyim. Çözüm sürecine Kandil’in gözü ile bakanlar, anadilde eğitim ve seçim barajı üzerinden bir kesim paketi değersizleştirme kampanyasına girişecek. Bunlar PKK’ya dönüp Cizre’de KCK yapılanmasına dağıtılan yeni silahlar çözüme mi hizmet ediyor diye sormazlar, ama PKK’ya laf edene hesap sorarlar.” Selvi’nin yaklaşık bir ay önce 2. Habur uyarısını yapan yazar olduğunu da hatırlamak gerekiyor.
PKK/KCK ise daha önce defalarca yaptığı gibi bu eleştirilere tehditle cevap vermeyi seçiyor. Dün internet sitesinde yine savaş tamtamları çaldılar. Manşet haberde şu ifadeler ön plana çıkarılmıştı: “AKP hükümeti önümüzdeki günlerde adım atmayıp süreci bitirme noktasına getirirse, HPG olarak, yeniden savaş pozisyonu almaya ve etkili bir biçimde devreye girmeye hazırız.” Bütün PKK sözcülerinin aynı üslupla ve üst perdeden konuşması bunun kişisel bir dil sürçmesi değil, bilinçli tercih olduğunu gösteriyor. Barışın dilinin böyle olmaması lazım. PKK/KCK’nın rahatlığı ve seçtiği dil konumundan kaynaklanıyor. Süreç başarıya ulaşırsa ‘söke söke aldım’ diyebilmek için yatırım yapıyor. Böylece yeni dönemde bölgenin tek hâkimi olma hakkını tartışmasız elde etmeyi planlıyor. Bugüne kadar hükümetin kendiliğinden verdiği hiçbir şeyden memnun kalmadılar. ‘Biz aldık’ diyemeyecekleri her şeyi sabote etmeye çalıştılar. Bu pazarlık algısı PKK’ya yaradığı kadar hükümete de zarar veriyor. Yapılacak en doğru hareket, hızlıca ve pazarlık havası oluşturmadan demokratik hakları vermek. Geç kalınmış gibi görünse de hiç yoktan iyidir.
Süreç başarısızlıkla da sonuçlansa PKK kârlı çıkacağını düşünüyor. Öncelikle bunu hükümete fatura edebileceğini hesaplıyor. Ayrıca sürecin başlangıcından daha güçlü ve itibarlı; meşruiyet sorununu azaltmış olarak yola devam etme hayali kuruyorlar. Girmesi gereken seçimler ve ikna etmesi gereken farklı seçmen kitleleri de yok nihayetinde. Hükümet cenahı PKK’daki rahatlığın şımarıklığa dönüştüğünü ve süreci sabote edebilecek hale geldiğini görüyor. Çözüme bu kadar yaklaşmışken yaşanacak bir hayal kırıklığının sonuçlarını kestiren AK Parti, bıçak sırtında yürüyor. Hem süreci inkıtaa uğratmamak hem de PKK’nın psikolojik üstünlük amaçlı hamlelerini savuşturmak zorundalar. Allah yardımcıları olsun.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016