Burhanettin DURAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan askerlerinin Menbiç'ten çekilmesinde ısrarcı. Obama döneminde kendisine verilen sözün yerine getirilmesini istiyor.
ABD'nin YPG'ye desteğini uluslararası hukuk alanına taşıyacağını söylemesi de Türkiye'nin sabrının iyice tükendiğini gösteriyor.
Washington ise Türk-Amerikan ilişkilerinde yükselen tansiyonun düşürülmesi için bir yandan diplomasiye ağırlık veriyor.
Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster bu hafta sonu, Dışişleri Bakanı Tillerson da gelecek hafta ortası YPG konusu başta olmak üzere gerilim konularını müzakere etmek üzere Ankara'ya geliyor.
Diğer yandan ise CENTCOM komutanları Menbiç'i ziyaret ederek Ankara'yı rahatsız edecek açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Koalisyon Özel Operasyonlar sorumlusu J. Jarred Menbiç'teki mevzilerinden gurur duyduklarını söyledi. Genel Komutan P. Funk ise "Bize vurursanız sert karşılık veririz. Kendimizi savunuruz" cümlesini sarf etti.
McMaster ve Tillerson'un Türkiye ziyaretleri ABD'nin CENTCOM'a endeksli YPG politikasını değiştirmek için bir fırsat.
Zeytin Dalı Harekâtı ile ABD'nin sahadaki komutanlarının YPG'yi öncelemesine dayalı Suriye politikası sarpa sardı.
Türkiye'nin Afrin'e müdahalesini öngörmeyen CENTCOM komutanları yanıldı. Bu aymazlık yüzünden Washington'ın Suriye politikasının tümüyle iflas etmemesi ve Türkiye ile geri dönülemeyecek bir yere gelmemek için diplomasinin devreye sokulması değerli bir adım.
Beyaz Saray ve Dışişleri, Suriye dosyasına ağırlığını koymak zorunda. Washington'ın CENTCOM'daki komutanların YPG ile "birlikte savaştık, satamayız" romantizminden kurtularak Dışişleri'nin YPG'yi diplomatik pazarlığa konu etmekten yana görüşüne kayması gerekiyor.
Kaldı ki Başkan Trump'ı yalancı konumuna düşüren yönetim dağınıklığının ivedilikle giderilmesi lazım. ABD dış politika karar alıcı kurumları arasında Türkiye üzerinden bir tür iç hesaplaşma yaşanması sinir bozucu bir hal aldı.
Washington'un Ankara'ya iki önemli ismi göndermesinin bir diğer sebebi de Zeytin Dalı Harekâtı'nın Suriye'nin kuzeyindeki cepheleri hareketlendirmesi.
Farklı aktörlerin yeni taktik, pazarlık ve çatışma dönemi açıldı.
ABD'nin Suriye'deki varlığı zayıflama sürecine girdi. Deaş ile mücadele ettiğini iddia eden YPG gruplarının diğer kantonlardan Afrin'e yönelmesi ciddi bir endişe sebebi.
Bence Amerikalıların tekrarlamaktan hoşlandığı "Deaş ile mücadele zayıflıyor" argümanından daha ötesi var. PKK-YPG'yi kontrol edemiyorlar.
Afrin'e geçen YPG konvoyları ABD'li komutanların "Afrin'dekiler bizim Deaş karşısında desteklediğimiz gruplar değil" yönündeki sahte ayrımı da çökertti. Bu da PKK ile YPG'nin aynı olduğu ve ABD'nin de bir terör örgütüne destek verdiği algısını yaygınlaştırıyor.
Esed yönetimi PKK konvoyunun Afrin'e geçişine müsaade ederek üç yönlü bir etki yarattı.
YPG'ye Türkiye'nin saldırısı karşısında sığınabileceği tek limanın aslında kendisi olduğunu söyledi.
Türkiye'ye, YPG ile işbirliği yapmaya devam edebileceğini, muhatap alınması gerektiği mesajını verdi.
Daha önemlisi, ABD'nin eğittiği YPG'lileri kontrol edemediğini gösterdi. Yani Afrin'e giden konvoy hepsinin aynı olduğunu ve ABD'nin milliyetçi duygularla Afrin'in yardımına koşan PKK'lıları durduramayacağını gösterdi.
Trump yönetiminin iki önemli ismi muhtemelen YPG konusunda pazarlık için geliyorlar. Ancak pazarlığı aşağıdan açmaları beklenmeli.
Sözgelimi Afrin merkeze girmeme karşılığında YPG'lileri Menbiç'ten çekmeyi önerebilirler.
Ancak YPG'nin Fırat'ın doğusundaki varlığına ilişkin de kabul edilebilir bir öneri ile gelinmedikçe tansiyon geçici olarak düşürülebilir.
Ankara'nın YPG'ye toprak kontrolünü tanıyan bir statüye razı olması mümkün görünmüyor. Yine de ABD ile diplomasi yolunun açık olması değerli. Mesafe alabilmek için Washington'un CENTCOM'un taktik çıkarlarını bir kenara koyması gerekir.
Suriye dosyasından başlayarak Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir başlangıca ihtiyaç var.
Aksi takdirde Rusya, İran ve Esed yönetimi, ABD'yi sıkıştıracak yeni küçük hamleler yapmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020