Celal BAŞLANGIÇ
Sahil Güvenlik bir operasyon yapıyor İzmir'in Çeşme ilçesinde.
Ege'ye açılmak üzere olan tekne; çoluk çocuk binmiş, çoğu Suriyeli Sunni Arap olan mültecilerle dolu. Amaçları Çeşme'nin karşısında bulunan Yunanistan'ın Sakız adasına geçerek Avrupa'ya yürümek.
Ama o da ne! Teknede Suriyeli mültecilerin arasına karışmış iki de Türkiyeli aile var. Biri Nusaybinli, diğeri İdilli olan iki aile dörder çocuklarıyla Suriyeli mülteciler gibi Avrupa'ya doğru yola çıkmışlar.
Ailenin biri Nusaybin'den kaçıyor. Çünkü yeni bir sokağa çıkma yasağı, arkasından kanlı bir operasyon başlayacak Nusaybin'de. "Müjde"sini de İçişleri Bakanı Efgan Ala vermişti. Beş kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen; mahalleleri, sokakları, evleri; tank, top atışına tutulan, Jandarma Özel Harekat'ın, Polis Özel Harekat timlerinin, korucuların baskınına uğrayan Nusaybinlilerin bir bölümü zaten bakanın sözleri üzerine bir kez daha terk etmişti evlerini. Belli ki bu ailelerden biri de değil artık Nusaybin'den Türkiye'nin başka bir kentine gitmek, bu kez Avrupa'ya kaçmayı tercih etmişlerdi.
Aynı durum İdilli aileler için de geçerliydi. 10 günü aşmıştı İdil'de bir kez daha ilan edilen sokağa çıkma yasağı. Kentin mahalleleri tank, top atışına tutuluyordu. Ölüm haberleri geliyordu İdil'den de. Bu yüzden İdilli aile de kendi kentinden Şırnak'a, Mardin'e, Diyarbakır'a, Adana'ya, Mersin'e ya da İstanbul'a değil de Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gitmeyi hedeflemiş.
Aslında bu Avrupa açısından yeni bir süreç.
Yaklaşık altı aydır Türkiye'nin doğusundaki, güneydoğusundaki kentlerde büyük çatışmalar, sokağa çıkma yasakları, katliam boyutunda ölümler yaşanıyor. Nüfusu 100 binden fazla olan ilçeler, Diyarbakır gibi bölgenin kalbi olan bir kentin tam da merkezindeki Sur gibi; tarihi, ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük önem taşıyan kentler yerle bir ediliyor.
İşte bu koşullarda, Avrupa "mülteci şantajına" boyun eğip güvenlik güçlerinin Türkiyeli Kürtlere dönük kanlı operasyonlarına göz yumuyordu. Çünkü Türkiye ile imzaladığı "mültecilerin geri gönderilmesi" anlaşmasının işletilmesini bekliyordu.
Ancak Türkiyeli bazı Kürt siyasetçilerin defalarca uyardığı gibi, Suriyeli mültecilerden korkan Avrupalıların aslında Türkiye'den gelecek en az birkaç yüz bin kişilik Türkiyeli Kürt sığınmacılara hazırlıklı olması gerekiyor.
Belki Avrupalı siyasetçiler için Suriyeli mültecileri Türkiye'ye geri göndermek bir kurtuluş yolu ama ya Türkiye'den gelen Kürt mültecileri ne yapacaklar? Onları da Suriye'ye mi gönderecekler!
İşte bölgede yaşananlar hem Türkiye, hem Avrupa açısından böyle bir sürece evrilirken; Suriye'deki iç savaşı bir ateşkesle biraz olsun hafifletmeye çalışan Rusya ve ABD cephesinden de Türkiye yeni sürprizlere gebe bir ülke görüntüsü veriyordu.
Önceki gün, Suriye'de ateşkes yürürlüğe gireli daha 75 dakika olmuştu.
25 ayrı noktadan IŞİD çetelerinin organize saldırısına uğruyor Tel Abyad (Gire Spi), Eyn İsa, Siluk ve Bebruka arasında kalan bölge.
Bu saldırı sonrası havaalanında "Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum" demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı Afrika gezisine çıkarken.
Başka bir ayrıntı daha vardı konuşmasında.
"Şu anda Kobane de düştü düşüyor" der gibi, bir müjde verircesine açıklamıştı; Tel Abyad (Gire Spi)'ın yüzde 70'inin IŞİD'in eline geçtiğini.
Ancak bu sefer de IŞİD saldırısı Erdoğan'ın "müjdemsi" açıklamasını boşa çıkardı.
YPG/YPJ ve asayiş güçlerinin karadan, koalisyon uçaklarının havadan harekatıyla cihatçı çetelerin bir kısmı öldürüldü, sağ kalanlar da geldikleri yere kadar kovalandı.
Ancak buradaki kritik nokta "geldikleri yer"de saklı.
Bölgenin etkin haber ajansı ANHA'nın yaklaşık 20 saat süren çatışmalarla ilgili geçtiği haberlerde ilginç ayrıntılar ve çarpıcı iddialar var.
Ajansın, arazideki muhabirlerinin geçti bilgelere dayanarak servise koyduğu haberde "Türk askerlerinin de IŞİD çetelerinin saldırılarıyla eş zamanlı olarak YPG/YPJ mevzilerini yoğun ateş altına aldığını ve bazı askerlerin çetelerle birlikte Rojava topraklarına girdiğini, ancak koalisyon güçlerine bağlı savaş uçaklarının çetelerin kaldığı yerleri bombalamaya başlaması ile sınırın öte tarafına geri döndüklerini" iddia ediyor.
Ajans haberinde Türkiye tarafına geçen çete üyelerine Türk askerlerinin hiçbir müdahalede bulunmamasına da dikkat çekiyor.
Elbette ki bu haberler sadece bölgedeki haber ajansı ANHA ile sınırlı kalmıyor.
Reuters, Rus İnterfax ajansına dayandırdığı bir haberi dünyaya duyuruyor.
Bu habere göre Rusya Savunma Bakanlığı yetkilileri, Rusya'nın Suriye'deki Koordinasyon Merkezi'nden aldıkları bilgiye dayanarak YPG kontrolündeki Tel Abyad'a Türkiye üzerinden saldırı düzenlendiğini ileri sürüyor. Hatta Rusya Savunma Bakanlığı, Türkiye'nin Tel Abyad'a ateş açıp açmadığı konusunda netlik kazanması için ABD'nin Amman'daki merkezine başvuruyor.
İşte Suriye'ye, Suriye'de Kürtlerin kurdukları kantonlara böyle bir saldırı yapıp Türkiye bu saldırıya katkı sunduğu için sorumlu tutulurken Cumhurbaşkanı Erdoğan "müjde verir gibi" söylüyordu Tel Abyad'ın yüzde 70'inin IŞİD çetelerinin eline geçtiğini...
Daha bir hafta önce PYD/YPG ile El Nusra karşılaştırması yapıyordu Erdoğan:
"Suriye halkının gerçek temsilcisi olan muhaliflerdir. El Nusra da DAEŞ’e karşı savaşıyor. Ona niye kötü diyorsunuz? El Nusra kötü ama PYD’yle YPG iyi. Olay farklı. El Nusra’nın bulunduğu konum farklı olduğu için iyi teröristler, kötü teröristler."
Sanki birbirleriyle yarışa girmişlerdi Suriye konusunda ve Başbakan Davutoğlu da iç savaş yaşayan bir komşu ülkenin düştüğü durumdan Türkiye'ye pay çıkartıyordu geçen hafta El Cezire Arapça'ya yaptığı açıklamada:
"Eğer bugün rejim ülkenin tüm topraklarını kontrol edemiyorsa bu Türkiye’nin sayesindedir. Bu desteği sürdüreceğiz."
Evet, Suriye rejiminin kontrol edemediği toprakların büyük bölümü IŞİD çetelerinin elinde.
PYD/YPG de Türkiye'yi yönetenlere göre hem "Esad işbirlikçisi", hem de "terörist".
Bu durumda Erdoğan ile Davutoğlu'nun konuşmaları bir araya gelince, önceki gece Tel Abyad'a yapılan saldırıya Türkiye'nin destek verip vermediğini "Rejimin kontrol ettiği toprakları ele geçirmek için Suriye halkının gerçek temsilcisi muhaliflerle destek" perspektifiyle değerlendirebiliriz.
Bir yandan Türkiye'deki Kürtlerin yaşadığı kentler yakılıp yıkılıyor, katliam boyutunda sivil ölümleri gerçekleşiyor. Diğer yandan Suriye Kürtlerinin oluşturduğu kantonlara karşı açılan diplomatik cephe neredeyse askeri cepheye dönüştürülüyor.
Bir de bu tabloya ateşkesin yürürlüğe girmesine bir gün kala, sanki Suriye'de cephe açmış gibi " Bu ateşkes bizim için bağlayıcı değildir" sözünü ekleyince yaşanılanlar daha da açıklayıcı olur.
Halbuki Türkiye yönetimi Suriye'de Esad'ı devirmek üzere yola çıkmıştı. Ancak şimdi gelinen noktada "Zalim Esed" unutulmuştu sanki. Artık Türkiye'nin Suriye'de görünen en belirgin sorunu özerk yönetimlere kavuşan Kürtler'di.
Sınırın içinde özellikle "özyönetim" yani "özerklik" isteyen Kürtlerin yaşadığı kentler de; Sur'undan Cizre'sine, İdil'inden Nusaybin'ine, Silopi'sinden Yüksekova'sına; Suriye'de iç savaşın yaşandığı kentlere dönmüştü.
Yaklaşık 3,5 yıl önce, 5 Eylül 2012'de Şam'da namaz kılacağı günleri "yakın" buluyordu Erdoğan:
"İnşallah en kısa zamanda Şam'a gidecek, kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde kardeşliğimiz için dua edeceğiz. O gün de yakın..."
Görünen o ki, AKP'nin ülkeyi yönetme biçimi de, dış politikadaki "stratejik derinliği" de büyük bir başarısızlığa uğradı. Dimyat'taki pirince gözünü dikip evini bulgursuz bırakan müflis tüccarı oynuyorlar şimdi; Şam'da namaza giderken, evdeki Kürtten oldular!
CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021