Celal BAŞLANGIÇ
Üç yıllık hakemdi İlker Şahin Sinop’ta.
Sosyal medya üzerinden anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ oyu vereceğini açıkladı.
Bir süre sonra Şahin’in telefonu çaldı. Arayan Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu’ydu; “siyasi içerikli paylaşım” yaptığı için açığa alındığını bildiriyordu.
Bu sözlü bildirimi yazılı olarak istedi Şahin. Ancak tehdit gibi bir yanıt aldı:
“Hakemliğin yanar, sen hiçbir şey yapmadan bekleyeceksin.” (sendika.org)
Oysa daha birkaç gün önce İstanbul’da toplanan Futbol Zirvesi’nde Merkez Hakem Kurulu’nun da bağlı olduğu Futbol Federasyonu’nun Başkanı Yıldırım Demirören bal gibi de “siyasi içerikli konuşma” yapmıştı:
“Daha güçlü bir Türkiye için Evet.”
“Hayır” demek büyük bir suçtu AKP devletine göre; “darbeci”, “vatan haini” ve hatta “terörist” bile olabilirdiniz.
“Evet” diyenlerin ise sırtı sıvazlanıyor, AKP iktidarı tarafından ödüllendiriliyorlar bol keseden. Hatta üstüne bir de Türk Petrol bile veriyorlar.
Devletin bütün kaynaklarıyla; uçağıyla, helikopteriyle, otomobilleriyle “Evet” için ilçe ilçe, kent kent dolaşıyorlar.
Emirlerinde Türkiye’deki gazetelerin neredeyse yüzde sekseni var. Ağızlarından çıkan hemen manşetlerde yerini buluyor. Bazen 10 gazete birden aynı manşeti atıyor. Sanki tek bir yazı işleri masasından yönetiliyorlarmış gibi.
Cumhurbaşkanı, Başkan, onlar da olmazsa herhangi bir bakan kürsüye çıkınca onlarca televizyonun yayın akışı kesiliyor. Hemen bağlanıyorlar “Evet” nutuklarının atıldığı salonlara, meydanlara… Bir Cumhurbaşkanı çıkıyor ekrana, bir başbakan… Aynı gün içinde bir daha, bir daha kesilip yayınlar “Evet” nutukları geliyor ekranlara.
Bu Mart’ın ilk 20 gününde Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 ulusal kanalın ekranına tam 169 saat çıkmış canlı yayında. Başbakanıyla, Bakanlarıyla AKP’liler ekranlardan toplam 302 saat “Evet” propagandası yapmışlar. Bu verilere bir de 17 saatle “Evet”çi MHP Genel Merkezini ekleyin.
Bütün bu 20 günde “Hayır”cı CHP’ye ayrılan süre 47 saat. HDP’ye ayrılan süre de 0, yazıyla “sıfır”.
Ortada bu kadar dengesiz bir dağılım, büyük bir adaletsizlik, hatta tek kale bir maç olunca öylesine cesaret geliyor ki iktidar sözcülerine; gerçeği istedikleri gibi eğip büküyorlar, istedikleri yalanı büyük bir gönül rahatlığıyla söylüyorlar.
“Hayır”cılar, AKP sözcülerinin söyledikleri yanlışı düzeltmek, yalanı gerçeğe çevirmek için beyhude yırtınıyorlar. Gazetelerin, televizyonların çok büyük bölümünün sütunları sağır, ekranları kör “Hayır”cılara karşı.
Olağanüstü Hal koşullarını “Evet”lerinin yelkenine rüzgar yapmışlar.
Darbe girişimine karşı ilan edilen OHAL’i referandumda “Evet”lerinin koltuk değneği olarak kullanıyorlar.
Yüksek Seçim Kurulu’nun özel TV ve radyolara ilişkin eşitlik ilkesini içeren esaslara aykırı yayın yapmamasına ilişkin yasa maddesini bir Kanun Hükmündeki Kararname ile kaldırıp kontrol ettikleri medyayı bir çırpıda “Evet” borazanına dönüştürüyor.
Camilere “Evet” pankartları asıyorlar, AKP’nin bakanları cami avlusunda “Evet” propagandası yapıyor.
Devletin öğrenci yurtlarında AKP milletvekillerinin katılımıyla “Evet” konferansları yapıyorlar, okul müdürleri öğrencilere “Evet” bildirisi dağıttırıyor.
AKP’li belediyeler “Evet” mitinglerine otobüsleriyle ücretsiz taşıma yapıyor.
İllerin valileri kent halkına “Evet” mitinglerine katılım çağrısı yapıyor.
Devlet dairelerinin cephelerine “Evet” pankartları asılıyor.
Üniversite yönetimleri AKP milletvekillerinin katıldığı “Evet” toplantıları düzenliyor kampüslerde, rektörler “Evet” kampanyasına çıkıyor, asansörde “Hayır” fotoğrafı çektiren üniversite çalışanları işten atılıyor.
“Evet”le “Hayır” öylesine eşitsiz koşullarda referanduma gidiyor ki, 16 Nisan yaklaştıkça “Evet” bütün meşruiyetini yitiriyor.
Zaten OHAL rejimi ve baskısı altında gidilen bir referandum meşru olamaz.
Referandumda “Hayır” diyecek olan parlamentonun üçüncü büyük partisi HDP’nin üzerinde zaten var olan baskı OHAL’in ilan edildiği Temmuz 2016’dan sonra tam bir siyasi soykırıma dönüşüyor.
Genel başkanları, grup başkanları, parti sözcüleriyle tam 13 milletvekili cezaevinde. Partinin son sekiz ayda 37 il eş başkanı, 97 ilçe eş başkanı tutuklandı. Şu anda yönetimde olan 27 il ve 84 ilçe eş başkanı, iki MYK, beş PM üyesi ile 750’yi aşkın il ve ilçe yöneticisi içeride.
Aynı siyasi çizgideki DBP’nin 85 belediye başkanı tutuklandı, 70’i aşkın belediyeye kayyum atandı.
Elbette sadece HDP’lilere, DBP’lilere değil, tüm “Hayır”cılara karşı AKP devleti tüm güçleriyle seferber olmuş durumda.
“Hayır” kampanyası yapanlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
“Hayır”cılar üniversite kampuslarına sokulmuyor, “Hayır” propagandası yapma ihtimali olanların katılacağı toplantılar iptal ediliyor.
“Hayır”cıların cami önlerinde lokma dağıtmasına bile izin verilmiyor.
AKP’li, MHP’li yerel yönetimlere ve devlete ait bütün salonlar “Hayır”cılara kapatılıyor.
Erdoğan’ın “Evet” mitingine katılmayan muhtar görevden alınıyor, yerine kayyım atanıyor.
HDP’nin bildirdiği sandık kurulu başkanları ve üyeleri “saygın kişilik olmadıkları” gerekçesiyle tek tek görevden alınıyor. Sandıkların başına bu yerlerde “Evet”çi öğretmen sendikasının üyeleri görevlendiriliyor.
AKP tüm devlet gücüyle, baskıyla, gözaltıyla, tutuklamayla “Evet”e abanıyor, “Hayır”ı ezmek istiyor.
Ama bir türlü başarabilmiş değil şu anda.
“Hayır”cılar AKP ve yandaşlarının “Evet”ine karşı direniyor.
Baskı yoğunlaştıkça, AKP devletinin “Evet”e desteği fütursuzlaştıkça, “Hayır”ın meşruiyeti artıyor, “Evet” giderek meşruiyetini yitiriyor.
Bu kadar eşitsiz koşullarda, devlet gücünün tek yanlı kullanıldığı bir oylamada sonuç olarak “Evet” çıkarsa, 16 Nisan referandumu da meşruluğunu yitirecek.
Erdoğan ve çevresinin “Cumhurbaşkanlığı görünümlü Başkanlık rejimini” getirmek için Türkiye toplumunu bu kadar kanırtması, bu kadar germesi o çok sevdikleri “milli irade” kavramını çoktan tartışmalı duruma getirdi.
Her “Evet” bu ülkeyi demokratik parlamentarizmden, modern dünyadan, evrensel hukuktan, insan haklarından daha da uzaklaştıracak.
Her “Hayır” ise geleceğin Türkiyesi için demokrasinin, özgürlüklerin kapısını biraz daha aralayacak.
Tam da işte bütün bu nedenlerle her “Hayır” hak’tır, her “Evet” batıl’dır.
Eninde sonunda “hak” gelince “batıl” mutlaka zail olacaktır!
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021