Celal BAŞLANGIÇ
Şiddeti hayatın her alanında pervasızca kullanan bir kültüre sahibiz. Aynı zamanda öldürmekten övünç duyan, “milli duygularım kabardı, kendimi tutamadın” gibi toplumsal siyasal olaylara katılmış, şiddet uygulamış, öldürmenin, yaramanın, iş yeri, parti binalarını basma, yakma eylemlerini yapmış olanların yüzlerce binlerce davalarda ifadeleri var olduğu bir memleketiz. Toplumda “öteki” olarak gördüklerine karşı şiddet kullanmayı devlet güvencesine alan bir Kanun Hükmünde Kararname çıkartmak en masum bakışla olsa olsa akıl tutulmasıdır.
Akıl tutulması değil de, 2019 sonrası sistem/rejim modelinin bir parçası ise bu ateşle oynamak, toplumsal ve sosyolojik ateşli, kızgın alanın üstüne elinde benzin bidonları olanları salmak olur. Ki, iktidara destek verem MHP 12 Eylül öncesi sokağa saldığı paramiliter ülkücülerin neler yaptığını, ideolojik, siyasal gerilimin nasıl siyasal şiddete, ölümlere ve Maraş, Çorum, Malatya da toplu katliamlara yok açtığını bilir.
Bahçeli, ülkücüleri sokaktan çekmekle hep övünüyordu. Sokaktaki ülkücülerin nasıl kullanıldıkları her vesileyle açıklayan birisi olarak, bu KHK iktidarın nasıl bir tünele doğru yol aldığının farkında mı acaba.
Yoksa yeni bir gezi korkusu mu? Veya Kürtlere sivil Hamidiye Alayları, yeni JİTEM’lerin kurulması mı?
Bahçeli’nin KHK ile yaptığı açılamadan anlaşılıyor ki, bu düzenlemede parmak izi var.
Bahçeli şöyle diyor: “Türkiye'nin sosyal ve siyasal iklimini zehirlemek, birlik ve dirliğini zedelemek isteyen meşum emel ve malum karanlık hedeflerde bir gerileme, bir nedamet yahut bir ıslah hali maalesef görülmüyor, görülemiyor.
Kriz severler her fırsattan istifadenin peşindeler. Kaos ve korku tacirleri her gelişmeyi karalamanın, her durumu haşince kurcalamanın, haince kumpasa çevirmenin hevesindeler. Yetmedi mi bunalımlar? Yetmedi mi ağır ve beka düzeyindeki sorunlar?
Dün yayımlanan 696 Sayılı KHK'nin 121. Maddesi siyasi ve ideolojik provokatörler tarafından büyük ve tehlikeli bir tartışmanın odağına yerleştirilmiştir. Hep aynı simalar, hep aynı nakaratlar, hep aynı itham ve iftiralar yine sahne almıştır. Alayına yazık, hepsine yazıklar olsun!
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü ve terör eylemleriyle bunların devamı niteliğindeki olayların bastırılması kapsamında hareket eden vatan evlatlarının 6755 Sayılı Kanunun 1'nci Fıkrası uyarınca hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ne var bunda? CHP niye rahatsızdır? HDP niye hoplamaktadır? İP niçin huzursuz, Barolar Birliği Başkanı neden keyifsizdir? 15 Temmuz'da milli beka zillet ve zulmet dolu saatlerde bizzat millet tarafından savunulmuştur. Bundan gocunanlar FETÖ'nün kurşun askerleridir.”
Mütedeyyin, Müslümanlara da sormak gerekiyor. Elinizi vicdanınıza koyun. Yönünüzü Kıbleye dönün, hafızanızı yoklayın… Bu gibi tehlikeli adımlar karşısında lal olmak içinize siniyor, vicdanız rahat olabiliyor mu?
İktidar ve karar vericiler, iktidar çevresi, benim gibiler “Allah bir “dese de kulak asmazlar, “yalan” derler. Siz bu iktidara oy verenler, destekleyenler, insan hakları, özgürlükler, adaletsizlikler, haksızlıklar karşısında en başta sizin sesinizi çıkarmanız gerekiyor. Çünkü sizi sesiniz daha etkili olur.
Sessiz kaldığınız sürece, bugün sırtınızı döngünüz şeyler karşısında yarın yüzünüz kızarıp, vicdanınız sızlayacak belki.
Ama iş işten geçmiş olacak.
Elbette sesini yükselten mütedeyyin, Müslümanlar var.
Bundan dolayı AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kararnameyi yorumlamak durumunda kaldı. Mahir Ünal, basın toplantısında Kararnamenin "15 Temmuz ve 16 Temmuz sabahına kadar olaylar için geçerli " diye açıklama yaptı.
Ünal'ın sözüne mi inanacağız yoksa kararnamede yazılı olana mı?
Ya da ilk açıklama AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan geldi. Yılmaz tartışma yaratan maddenin terörle mücadeleyi güçlendirmeye yönelik olduğunu söyledi. Yılmaz, "Terör bağlantısı olmayan vatandaşlar endişe etmesin" diyen mi?
KARARNAME:
696 sayılı KHK ile Olağanüstü hal uygulamalarının uygulanmasına ilişkin 8 Kasım 2016'da çıkarılan yasanın 37. maddesine ek yapıldı. Bu maddeye bir 'fıkra' ekleyerek şöyle denildi:
"Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.”
DAHA ÖNCE BU MADDE ŞÖYLEYDİ
"15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz." Burada memurlar vs resmi kişiler yer alıyordu. Ek madde ile "kişiler" eklendi.
Devletin asli görevi olan "Kamu ve toplumsal güvenliği sağlama görevi" konumu, niteliği açıklanmayan "militer güç(ler) le paylaşıma mı açılıyor?
Tarihte ve yakın zaman da bunların örnekleri çokça görüldü, yaşandı...
Bu çok tehlikeli bir adım, öteki bellenenlere karşı her türlü şiddete kullanama amacında olanlara cesaret verir ve her türlü şiddete meşruiyet sağlar.
Bu memleketin çokça yumuşak ve kırılgan alanları var.
Abdullah Gül yaptığı açıklamada: “15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm 696 sayılı KHK’nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir” diyor.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021