Celal BAŞLANGIÇ
Sandıklar kapanmış, sayım işlemleri sürüyordu. Anadolu Ajansı her seçimde olduğu gibi AKP’nin oylarını yüzde 70’lerden açmıştı.
Bizce malum ama resmen nereden alındığı belli olmayan sonuçlar haldır haldır yandaş televizyon kanallarının ekranlarına boca ediliyordu.
Saat 17.00’de kapatılmıştı sandıklar. Henüz üzerinden beş saat geçmişti ki Anadolu Ajansı İstanbul’daki oyların yüzde 95’ine ilişkin sonuçları 22.25 itibarıyla açıklıyordu; Yıldırım 65 bin oy farkla İmamoğlu’nun önündeydi.
Ancak 10 dakika sonra AA’ya göre fark 44 bine, yedi dakika sonra 36 binin altına düşmüştü.
Saatler 23.20’yi gösterirken AA’nın verdiği sonuç, Yıldırım ile İmamoğlu arasındaki farkın beş binin altına düştüğünü gösteriyordu. (Kaynak: Yüzde 98.78’i 6 saatte sayılan İstanbul oylarının yüzde 1.22’si 24 saatte nasıl sayılmadı; 31 Mart gecesi İstanbul’da neler yaşandı? / Gonca Tokyol, t24.com.tr)
AA, veri akışını saat 23.21 itibarıyla kesip neredeyse bir gün sürecek büyük bir sessizliğe gömüldü.
Rakibi İmamoğlu ile arasında dört bine yakın oy farkı görünen AKP adayı Binali Yıldırım kürsüye çıktı ve “Saat 11’i 25 geçiyor” diye başladı zaferini ilan eden konuşmasına:
“Şu saat itibarıyla İstanbul seçim sayımları gayriresmi sonuçları 31 bin 124 sandıkta tamamlanmış bulunuyor. Bu sonuca göre İstanbul seçimini kazandık.”
AA, kapı duvardı. Geçen onca saate karşın tek bir veri girmiyordu.
Saatler sabaha karşı 05.10’u gösterirken bu kez AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak yanında Yıldırım olmadan canlı yayına çıktı:
“Sayın Yıldırım ile CHP adayının arasındaki oy farkı 3 bin 870. Seçimi biz kazandık.”
Gözler İstanbul’a dikilmişti ama Türkiye’nin dört bir yanında demokrasi faciaları yaşanıyordu.
AKP’nin de dahil olduğu Cumhur İttifakı; İstanbul’undan Ankara’sına, Mersin’inden Adana’sına Türkiye’nin büyük şehirlerinde, kayyım atadıkları Kürt kentlerinde kaybettiğini gördükçe Türkiye’yi tam bir haftadır süren ve ne zaman sonlanacağı belli olmayan bir kaos ortamına itiyordu.
YSK adeta AKP’nin Kadın Kolları, Gençlik Kolları gibi “Seçim Kolları” olarak çalışıyordu.
HDP’nin kazandığı bazı yerlerde bütün oylar yeniden sayılıyor ancak aynı partinin birkaç yüz, hatta iki üç oyla kaybettiği yerleşimlerde yeniden sayım talepleri reddediliyordu.
AKP’nin yaptığı başvuruların neredeyse yüzde 100’e yakınını kabul ediyordu ilçe, il seçim kurulları. Eğer onlar reddederse bu karar YSK’dan AKP lehine dönüyordu.
Yapılan itirazların MHP 60’ına, CHP yüzde 31’ine, İYİ Parti yüzde sekizine olumlu yanıt alabilmişti YSK’dan. HDP ve Saadet Partisi’nin itirazlarına verilen olumlu yanıt oranı “yüzde sıfır”dı.
Sonra da AKP sözcüsü bütün bu gerçek verilere karşın kameraların karşısına çıkıp “YSK, bütün illerde AKP’nin taleplerine olumlu cevap veriyor ya da bütün illerde muhalefetin taleplerine olumsuz cevap veriyor, gibisinden bir şey yok” diyebilme yüzsüzlüğünü iyiden iyiye ele alıyordı.
Hatta Cumhur İttifakı sözcüleri seçimi kaybettiklerini anlayınca kendi atadıkları “kamu görevlisi” sandık başkanlarını tehdit ediyorlardı. Küçük ortak Bahçeli değil altından, resmen aba üstünden sopa gösteriyordu:
“Sandık başındaki görevlilerin maksatları, kimlere hizmet ettikleri deşifre edilmelidir. FETÖ’cüleri, PKK’lıları arkasına alıp siyasi dolandırıcılığa sapanlar milletimizin sabrını test etmesinler, aksi halde sonuçlarına katlanacaklardır.”
Yandaş yazar, “sandık başkanları listesinin, seçim öncesi nüfus hareketlerinin ve YSK ayağının inceleme, soruşturma konusu yapılmasını” istiyor.
Sandık başkanları listesini yapan AKP iktidarı, seçim öncesi seçmen kaydırması yapan bu iktidar, YSK’nın görev süresini uzatan Erdoğan… O zaman önce AKP iktidarını ve Erdoğan’ı soruşturma konusu yapmak gerekiyor bu yandaş yazarın mantığına göre…
Kaybetmenin getirdiği telaşla Erdoğan itiraf üzerine itiraf ediyordu:
“Allah aşkına Türkiye’nin ekonomisini belediye başkanlarının düzeltme şansı var mı? Belediyelerin çoğu batık ya, bitik! Personel maaşını ödeyemiyor, bunlar mı Türkiye’nin ekonomisini düzeltecek?”
Yani Erdoğan, Türkiye’nin ekonomisinin belediye başkanlarının bile düzeltemeyeceği kadar kötü olduğunu itiraf ediyor. Bu birincisi…
Gelelim Erdoğan’ın ikinci itirafına; AKP 25 yıldır yönettiği belediyeleri batırmış, bitirmiş. Personel maaşını bile ödeyemeyecek hale getirmiş.
Erdoğan kaybetmenin getirdiği hırsla, kızgınlıkla ne söylediğini bilmiyor. AKP sözcüleri bütün yalanları peş peşe sıralayarak kaybettiklerini gizleme telaşına kapılmışlar. Seçim öncesi hemen her gün üç beş konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ortada görünmüyor seçimden bu yana geçen sekiz gün boyunca.
Devlet Kürt kentlerine kayyımlarıyla, adliyesiyle, polisiyle, askeriyesiyle, maliyesiyle, istihbaratıyla kısaca bütün gücüyle yüklendi. Seçilen en büyük pilot bölge Şırnak’tı. Seçmen yazılan askerî birliklerle, kent merkezlerine taşınan korucu aileleriyle, polisiyle, tehditle, baskıyla neredeyse bir kenti ve bazı ilçelerini resmen “seçim işgaline” uğratmıştı AKP iktidarı..
Evet, bu devletin tüm güçlerinin katıldığı operasyonla Şırnak kent merkezini aldı Cumhur İttifakı ama bedeli çok ağır oldu. HDP ve bileşenleri, Kürt seçmenleri Şırnak’ın intikamını Mersin’de, Adana’da, Antalya’da, Ankara’da, İstanbul’da aldı.
Ama Erdoğan’a en ağır, hazmı en zor sonuç İstanbul’dan geldi.
Dün Putin’le görüşmek için Rusya’ya giderken İstanbul’un seçimiyle ilgili yaptığı açıklama artık muhakeme yeteneğinin de yaşanılanları algılamakta zorlandığını gösteriyor.
Kendi adayı daha seçim günü üç dört bin oy önde görünürken “İstanbul’u aldık” diye ortaya fırlamışken, beş saat sonra AKP İstanbul İl Başkanı “Sayın Yıldırım ile CHP adayının arasındaki oy farkı 3 bin 870. Seçimi biz kazandık” demişken Erdoğan seçimden sekiz gün sonra şu cümleyi kullanacak kadar gerçeklerden kopmuştu:
“10 milyonu aşkın seçmenin olduğu İstanbul’da 13-14 bin farkla seçimi kazandım havasına kimsenin girmesine gerek yok.”
Daha düne kadar seçimi kazanmak için “artı bir” oyu yeterli gören Erdoğan, kaybedince “13-14 bin fark”ı yeterli bulmuyordu.
Çünkü İstanbul’un kaybı büyük bir yara Erdoğan için. Sadece milyarlarca liralık bütçeden, akrabalarının vakıflarına aktarılan milyarlardan, binlerce bankamatik memuru parti kadrolarından, devasa bir rant avantasından olmak anlamına gelmiyor İstanbul’un kaybı.
Aynı zamanda “siyaset sahnesi”ne bir atlama taşıydı İstanbul. Erdoğan, 1994 yılında İstanbul’un belediye başkanı olarak başladığı bu yolculuğu başbakan olarak sürdürmüş, sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek makamı olan cumhurbaşkanlığına kadar yükselmişti.
Ancak şu anda görünen o ki 25 yıllık “sıçrama tahtası” Erdoğan’ın elinden gidiyor artık.
Günlerdir iptal oyları yeniden sayılıyor, istediğini alamayınca bütün oyların sayılmasını istiyorlar, o da olmazsa İstanbul’da seçimi iptal ettirmenin planlarını yapıyorlar.
İşte bu koşullarda Erdoğan’ın kaybedeceğini anlayınca muhalefetin kazanması için 13-14 bin oyu yeterli görmemesi aynı zamanda siyasi intiharı anlamına gelmektedir.
İstanbul’da seçim sonuçlarını tanımamak, seçimi iptal ettirme girişiminde bulunmak Türkiye’nin güdük demokrasisini, hiç değilse “seçim yapılabilir” bir rejime sahip olma özelliğini tarihin çöplüğüne atmaktır.
İstanbul’u kaybetmemek için belli ki AKP iktidarı elinden gelen her şeyi; yalanı, hileyi, şikeyi, hırsızlığı, baskıyı, hak ve hukuk tanımazlığı bugüne kadar olduğu gibi yarın da devreye sokacaktır.
Ama nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın kesin olan gerçek ortada; Erdoğan kaybetti.
Çünkü 31 Mart yerel seçimlerinin çok açık bir sonucu inkâr edilemeyecek yalınlıkta ortada duruyor; Erdoğan çıktığı sandığa gömüldü!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021