Cemil ERTEM
Bunlar ilginç zamanlar, Çinlilerin o çok bildik bedduası gibi; ‘İlginç zamanlarda yaşayasın’ ki başından dert, tasa eksik olmasın. Ama sanıyorum, tam şimdi, bu ilginç zamanların şöyle bir ayrımı var. Şimdiye değin bu ‘ilginç’ zamanların dertleri, tasaları hep yoksulların üzerine yıkılıyordu. Krizler, savaşlar, büyük dönüşümler, salgınlar ve başa çıkılmaz hastalıklar, doğal afetler falan hep yoksulların, yoksul ülkelerin, dünyanın yoksul bölgelerinin başına dertti.
Ama şimdiki “ilginç zamanlar” zenginlerin-zalimlerin- derdi oluyor.
Bunun için, hiç tahmin edememeyeceğiniz, daha dün imkansız gördüğünüz gelişmeler, tam şimdi “normalin” sınırları içinde önümüze geliyor.
Yunanistan’da Syriza iktidarı kesinleşirken, ABD-İsrail ilişkilerinde de, “normal zamanlarda” rastlanmayacak gelişmeler oluyor. Bu gelişmeler, hiç de Fed’in son kararlarından ve duruşundan bağımsız değil.
Randevu krizinin ekonomisi
ABD Başkanı Obama, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya randevu vermedi. Pek “normal zaman” haberi olmayacak bu gelişmenin “resmi” açıklaması var tabii ki. Beyaz Saray Sözcüsü Bernadette Meehan, bu karara gerekçe olarak ABD başkanlarının, ülkelerinde yakında seçim yapılacak liderleri kabul etmeme geleneğini gösterdi. Ama daha dün Hizbullah, resmi açıklamaya göre 2, Hizbullah kaynaklarına göre, 15 İsrail askerini öldürmüş ve Netanyahu, bu saldırıdan sonra, “Gazze’nin başına gelenlere bakın” diyerek İran dahil bütün Ortadoğu’yu tehdit etmişti. Netanyahu, İsrail için gerçek tehdidin Filistin’den daha çok İran olduğunu ve İsrail’in terörle “yerleşim” bölgelerinin işgal nedeninin de, Hizbullah’a bağlı olarak, İran olduğunu öteden beri söylüyor.
Tabii İsrail, İran’la uzlaşmaya ve müzakerelere şiddetle karşı çıkıyor. Ancak Obama’da Kongre'nin İran'a nükleer politikası nedeniyle yeni yaptırım uygulama girişimini veto edeceğini açıklamıştı. Bunun üzerine Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner, Netanyahu’yu ABD’ye davet etti. Tabii Obama’da geri adım atmadı ve Netanyahu’ya gelme dedi. Obama’nın gelme demesi ABD’nin, aynı zamanda, İsrail’in, Hizbullah saldırısına, geçmişte yaptığın gibi sivil katlimlarla ve topyekün bir savaşa yol açacak seviyede cevap verme demesidir.
Şimdi tam burada ABD’den başlayan büyük ve sistemik bir kırılma görüyoruz. Bir yanda sanayi devriminin devamcısı 20. yüzyıl artığı savaş cephesi ve onun ekonomisi bir yanda yeni zamanların bilgi ekonomisi…
Fed niye kolay faiz artıramaz?
Tam buradan bakıldığında, Fed’den başlayan faiz üzerinden yapılan yeni ekonomi tartışmaları da anlam kazanıyor. (Türkiye’de yüksek faiz yanlıları, aslında savaş yanlılarıdır; objektif olarak böyledir.) Böyle olunca, şu “savaş cephesi”nin beklediği faiz artırma sinyali Fed’den bir türlü “resmi” olarak gelmiyor. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) faiz artışı konusunda sabırlı olacağı yeniden belirtti ve faiz artışının 2015 sonuna hatta 2016 başına kalacağının işaretini bir kez daha verdi. Biz, bu bağlamda, ABD seçimlerine kadar Fed’in para politikası konusunda radikal bir hamle yapacağını sanmıyoruz. Aslında Fed’in bu güvercin tavrı, Obama’nın seçimler yaklaşırken giderek belirginleşen siyasi tavrından bağımsız değil. İşte yukarıda anlattığımız “randevu” meselesinin ekonomi tarafı ya da temeli tam da burada.
ABD, neoconlar ne kadar isterlerse istesinler, bundan böyle dünyanın jandarması gibi davranamaz.
Çünkü ABD’nin bunu orta ve uzun dönemde finanse edecek bir ekonomisi yok artık. Bir önceki dönem ABD güçlü doları, dünyaya jandarmalık yaparak oluşturuyordu. Bu, ABD ekonomisinde bütçe, dış ticaret açıklarına yol açıyor ama faizler dünya ortalamasının üstünde tutularak ABD bu açıkları finanse ediyordu. İşte bu “saadet zinciri” 2008 kriziyle bitti. Ve zaten 2008’de bu “saadet zinciri”ni siyasi olarak da kıracak Obama iktidara geldi.
Kanlı dolar dönemi bitiyor;
Türkiye için büyük fırsat…
İşte bundan dolayı Obama, Netanyahu’dan da Fed faiz artırsın diyenlerden de hiç hoşlanmıyor. Obama tarafı baskın olmaya devam ederse, Fed 2015 yılında kolay faiz artıramayacak.
Çünkü faiz artırımı meselesi yalnız teknik bir para politikası meselesi değil. Şu grafiğe bakalım:
Grafikte altın dolar endeksini görüyorsunuz; sağ eksen altın, sol eksen dolar. Şimdi Vietnam Savaşı’ndan itibaren-‘70’li yılların başı- altın/dolar oynaklığına bakın. Yetmişli yıllar, seksenli yılların başından doksanlı yılların başına değin dolar yine zirvede... İç savaşlar, gelişmekte olan ülkelerde darbaler, Reagenomics, Thatcher savaş tehditleri ve neoliberalizmin kurumsallaşmasıdır bu dönem... Sonra dolar inişe geçiyor, 1995 Ters Plaza anlaşmasına kadar... Burada Clinton ve Greenspan Bush iktidarını ve 11 Eylül’ü hazırlayan hatayı yapıyorlar. Doları yen ve mark’a karşı değerli hale getiriyorlar. Sonra ip kopuyor. Ta 2006-2007 aralığına kadar ve 2008 krizi...Altın fırlıyor ama ne çare...Bu, ABD’nin üçüz açığına çare değil. FED, bilanço genişletmeye başlıyor. Bernanke yetmiyor, Yellen geliyor daha “güvercin” olarak... Gördüğünüz gibi, doların değeri bütün bu süreçte, Vietnam Savaşı’ndan bu yana insan kanıdır. İnsan kanı aktığı zaman- grafikte gördüğünüz gibi- dolar değerlenmiştir. İnsanlık artık buna izin vermeyecektir.
İşte, bu ilginç zamanlarda, gelen her haber, gelişme bizi haklı çıkartıyor. Yağmaya dayalı özelleştirmeler, tekelci devlet ekonomisi, tekellere dayalı pazar anlayışı ve bunların teorisi olan neoliberalizm bitiyor. Böyle olunca, Türkiye, bu dönemde, elindeki kamu varlıklarını inatla korumalı, bunları özelleştirme ile özel tekellere-dışarıya- devretmemelidir. Bir sonraki yazıda, yeni Türkiye’nin yeni ekonomisini bu bağlamda ele alacağız. Bizim söylediğimiz, kapalı bir ekonomi değildir, tam aksine rekabetçi, anti-tekel, dışa açık ve kamusal (devlet anlamında değil) bir ekonomidir. Bunu anlatacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018