Cemil ERTEM
Tarih biliminin ne kadar öğretici ve sürprizli olduğunu şu günlerde çok tekrar ediyorum. Şimdi olan bitenler sanki yüzlerce yıl önce başka biçimde olmuş ama bitmemiş gibi geliyor bana. Kilis’te Yavuzlu Köyü’nü bilir misiz; bu köy Kilis’in hemen çıkışında Mercidabık Ovası'nda Elbeyli yolu üzerinde küçük bir köy. Ama köy meydanında Yavuz Sultan Selim’in bir anı heykeli var. Çünkü bu toprakların kaderini değiştirecek Mercidabık Savaşı bu köyün bulunduğu Eybeyli Ovası’nda olmuş. Tabii çok ilginç ve tarihin öğretici bir oyunu olarak tam şimdi Yavuzlu Köyü’nün hemen bitiminde Elbeyli kampı var. Yaklaşık 25 bin Suriyeli (çoğu Halepli) mültecinin yaşadığı bu kamp Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın dediği gibi artık bir mülteci kampı değil; bize yaşadığımız şu günleri anlatan “modern” bir mülteci kenti. Elbeyli kampının (kentinin) çarşısı, liseye kadar her düzeyde okulları, hastanesi, rehabilitasyon merkezleri, çocuk ana okulları, kadın ve çocuk beceri atölyeleri var (ki bu atölyelerin çoğu profesyonel olarak çalışıyor; örneğin kadınlar halı dokumacılığı yapıyor, elişi tezgahlarından geçimlerini sağlıyorlar). Benim Elbeyli’de gördüğüm, iç savaş sonrası, Halep kenti artık Türkiyeli bir kent olarak, kaldığı yerden devam edecek.
Tarih mühendisliği olmaz!
Tam burada şunu bir tez olarak yazabilirim; nasıl toplum mühendisliği olmazsa, tarih mühendisliği de olmaz; olmuyor işte.
1516’da Mercidabık’la atılan tarihi adımı hiç kimse geriye doğru yürütemiyor. Bu savaşın ekonomik, dini ve siyasi olarak sonuçları çok boyutlu belirleyicidir. Halifelik müessesinin Yavuz’la Osmanlı’ya geçmesi, Osmanlı topraklarına Lübnan, Suriye ve Filistin’in katılması ve Osmanlı üzerinden Avrupa’nın Ortadoğu, K. Afrika ve Arabistan ile buluşması sonucu İslam medeniyetinin ve Osmanlı ekonomisinin coğrafyaya hâkim olması Mercidabık’ın günümüze ulaşan sonuçlarıdır. Lazkiye Limanı’nın Güney Anadolu ve Halep ekonomik çevrimi ile birleşmesi ve İpek Yolu’nun tamamen Osmanlı denetimine geçip, Akdeniz’in de ekonomik olarak Türkleşmesi Mercidabık’la olmuştur.
16. yüzyılda Batı’nın merkantilist yağması ve sömürüsü doruğa varmıştı. Batı (Avrupa-Vatikan) İpek Yolu’nun ve Akdeniz ekonomik çevriminin Osmanlı’nın eline geçmesini istemiyordu. Bunun için Osmanlı’nın, İran, Suriye, Mısır (K. Afrika) ve Arap Yarımadası topraklarına kesinlikle sokulmaması gerektiği bir Vatikan stratejisi idi. Bunun için İslam’ın hilafetle sağlanan birliği de Osmanlı’ya geçmemeli ve İslam politikası bölünmeliydi. Şah İsmail bunun için Osmanlı karşısında Batı tarafından desteklendi ve Osmanlı’yı kuşatma ve Anadolu’ya hapsetme projesi olarak ortaya çıkarıldı. İşte bunu gören Yavuz, Çaldıran’da ağır yenilgi alan Şah İsmail’in Memluk ittifakının arkasındaki stratejiyi de çözmüştü. Bu strateji ilk önce İran sonra da Mısır hattını Batı’nın Şah İsmail gibileri kullanarak parçalaması ve denetlemesine dayanıyordu. İşte Mercidabık bu oyunu bozmuş ve İpek Yolu’nun Batı’nın eline erken geçmesini önleyip Osmanlı’nın Doğu’ya genişlemesini sağlayarak bütün bu bölgeye barış ve refah getirmiştir.
İran ve yeni Şah İsmailler
Şimdi de aynı şey olmuyor mu? Şu İran’ı yöneten kadroya bakın; hepsinin birer Şah İsmail olduğunu görürsünüz. İran’ın bütün yönetici kadrosu Londra, Washington ve New-York merkezli üniversitelerden mezundur. İran’daki yayılmacı molla diktatörlüğü kesinlikle göründüğü gibi Batı karşıtı falan değildir; bu görüntüdür, Batı emperyalizminin ta kendisidir. İran’daki “mollalar”ın hepsi seküler, “çağdaş” birer Şah İsmail’dir. Yemen meselesi yeni bir Safevi-Memluk ittifakını arayan ve arkasında neocon küresel oligarşisi olan İran’ın yayılmacı politikalarının sonucudur. İran bugün Arap Baharı’nı boğazlayan bir devlete de dönüşmüştür.
Şimdi Türkiye, bu tarihsel gerçeği hiç bilmiyormuş gibi yapabilir mi; tabii ki hayır; Yavuz’dan beri biliyoruz bunları. Tam beş yüz yıldır biliyoruz.
Ancak işin ilginci Şah İsmaillerin yalnız İran’daki mollalarla sınırlı olmaması; Türkiye içinde de öyle çok Şah İsmail var ki…
Hilafet ve Başkanlık
Ancak tam bugün bütün bu tarihi denklemi çözen bir Türkiye var.
Almanya merkezli Avrupa gericiliğinin ve ABD merkezli neocon faşizminin kışkırttığı mezhep savaşları, hiç şüphesiz yeni bir “Balkanlaştırma” politikasıdır. Ama bu sefer bu tutmayacak. Bundan emin olun; çünkü dünya, bölge ve Türkiye doksanlı yıllardaki Türkiye değil.
İşte tam şimdi Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden Başkanlık Sistemi istediğini anlıyorsunuz değil mi; bu istek yalnız Türkiye için değildir; ta beş yüz yıl önce olduğu gibi Halep, Lübnan ve Filistin içindir de… Bu isteğin tam beş yüz yıl önce Yavuz’un hilafet istemesinden bir farkı yoktur. Beş yüz yıl önce oldu; şimdi de olacak.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
filizonder
pkk ve pkk ya arka çıkanlar için güzel bir yazı
Hrac Madooglu
Bu yazinin PKK ile bir ilgisi yok. Ermeni soykiriminin baslangic noktasi 1878 Berlin anlasmasi ve Hamidiye Alaylari denen eskiyalarin 1890larda yaptigi katliamlardir. Ermeni Sorununu anlamak icin bu donemi ayrintisi ile bilmek gerekir. Devlet, Kurtleri ve Cerkesleri Ermenilere karsi kullanmistir.