Cemil ERTEM
Bu hafta yaşanılanlar herhalde bu yüzyılın tarihini yazanlar için bulunmaz bir malzeme olacaktır. Türkiye’deki terör saldırılarına haftanın son günü, İran’ın Batı ile (P5+1) nükleer anlaşmaya varması ve ABD’den gelen istihdam verisi eklendi. Şimdi üçü arasında nasıl bir bağlantı olduğu makul bir sorudur ancak bu üç haber arasında “nasıl bağlantı olur” sorusu makul-rasyonel- bir soru değildir. Bu üç gelişmenin denklemleri ancak birbirinin içine geçilerek çözülür; çünkü her üç gelişmede (denklemde) bağımlı ve bağımsız değişkenler ortak.
Tabii bu denklemlerdeki değişkenlerin etki katsayılarını yukarı çeken haberler de geldi önümüze. Örneğin Türkiye’deki terör denkleminin parantezi içindeki en önemli değişkenlerden biri yabancı ülke istihbarat teşkilatlarıdır.
Bu değişkenin ağırlığı ya da doğruluğu (etki gücü) şu haberle artmış oldu: “DHKP-C’ye yönelik operasyonunda gözaltına alınan Stephan Shak Kacnyski BND ajanı çıktı.” BND, Alman istihbarat teşkilatının kısaltılmış adı. Şu sıralar BND, İsrailli MOSSAD ve Suriyeli El-Muhaberat’la birlikte Türkiye’de iş tutuyor.
İlginç değil mi; ama inanın zor bir denklem değil, hemen çözülüyor. DHKP-C’yi Almanya koruyor ama DHKP-C, aynı zamanda, Esed hayranı; Esed denen katili “anti-emperyalist” diye anlatıyor. Böylece DHKP-C operasyonunda İngiliz uyruklu BND ajanının yakalanması, bize BND-El Muhaberat ilişkisinini kendiliğinden anlatır ama iş bu kadar basit değil tabii.
Gelelim işin İsrail tarafına; İsrail, İran’ın yaptığı nükleer anlaşmadan rahatsız; İran’ın enerjiden başlayarak Batı ile buluşması, İsrail için engellenmesi en azından geciktirilmesi gereken bir dinamik. Bunun için, Güney Gaz Koridoru (GGK) ile yüzyılın en stratejik enerji geçişlerinden birine sahip olan Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması İsrail’in temel stratejik hedeflerinden birisi. Çünkü İran buraya (GGK) dahil olduğu zaman, İsrail için yapacak çok az şey kalacak.
Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması denklemi
Örneğin Türkiye’nin İstikrarsızlaştırılması’nı (Tİ) förmülleştirirsek bu förmül ya da denklem şöyle yazılabilir: Tİ=( Ekonomik Dinamikler-ED- Siyasi Dinamikler-SD- Dış Dinamikler-DD- Şimdi burada ED’yi belirleyecek etkenlerden birisi ABD’de Fed’in tutumudur; Fed’in yakın zamanda faiz artıracak olması, Türkiye’de dolar kurunu hızla yukarı çekip ekonomiyi istikrarsızlaştırır. (Bu bir varsayımdır)
Bunun için Çağlayan eylemi öncesi doların yukarı yönlü hareketi çok önemli bir fırsattı ve bu eylemi yapanlar bu fırsatı değerlendirmek için bu zaman dilimini seçtiler. Aynı zamanda, eylem öncesi, büyük sanayi kentlerimizde “batan şirket” listeleri yayınlayarak ekonomide panik havası oluşturmaya çalıştılar. Örneğin “batansirketler.com” diye web siteleri açtılar. Bu sitelerin ABD merkezli ve Parelel Çete kaynaklı olduğu da tespit edildi.
Siyasi Dinamiklere (SD) geldiğimizde ise, çözüm sürecini engelleme ve güvenlik yasası üzerinden siyasi kaos oluşturulmaya çalışıldı. HDP içindeki ortodoks-Stalinist- “sol” kesim, güvenlik yasası ile çözüm sürecinin silah bırakma aşamasını eşleştirdi ve sürecin tıkandığı propagandasını yaptı. Ancak bu, Nevruz’da Öcalan’ın mesajı ile bozuldu ve hemen arkasından DHKP-C devreye sokuldu.
Dış Dinamikler (Dİ) etkeni ise önceki etkenleri de içine alabilecek kadar önemli bir değişken. Bu değişken, Ortadoğu, Enerji, AB, Rusya ve Küresel Kriz verilerini içeriyor. Ortadoğu’da İran’ın “anlaşması” ve İsrail’in çaresizliği, Suudi Arabistan-Türkiye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doğu Avrupa’dan İran’a kadar olan söylem, temas ve gezileri belirleyeci oluyor. Türkiye, Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda, çözüm sürecini nihayete erdirir ve başkanlık sistemine doğru adım atmaya başlarsa bizim karşımıza yalnız yeni bir Ortadoğu haritası çıkmayacaktır, Balkanlardan başlayarak yeni bir Avrupa haritası da çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu gezilerine katılan ve izleyen biri olarak bu sayfalarda bunları ayrıntılarıyla yazdım.
Erdoğan faktörü, İran ziyareti ve ötesi
Cuma günü gelen iki önemli haber, Türkiye’yi DHKP-C taşeron örgütünü kullanarak istikrarsızlaştırmak isteyen küresel finans oligarşisini bir kez daha bozguna uğrattı. Tam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyareti öncesi İran-Batı anlaşmasının gerçekleşmesi ve ABD’den gelen işsizlik verisi, bu hafta Çağlayan saldırısı ile ortaya konan Türkiye’yi İstikrarsızlaştırma (Tİ) denklemini yine çözümsüz-işlemez- hale getirdi. Çünkü terör, ancak ekonomik ve siyasi belirsizlik ile başarı yakalar; terörün amacı bu iki belirsizlik alanını daha da belirsiz hale getirmektir. ABD’de Mart ayı istihdamının çok düşük gelmesi, Fed’in erken faiz artırma ihtimalini biraz daha aşağıya çekerken dolardaki köpüğü aldı.
İkincisi İran’ın-güvenilirliği iki taraf için de az olsa da- Batı ile anlaşması Türkiye’nin çıkarına ve istikrarına destek verecek bir gelişmedir. Bu anlamda da Cumhurbaşkanı’nın önümüzdeki salı günü gerçekleşecek ziyareti anlamdı ve önemlidir. Şu unutulmamalıdır; İran’ın enerji potansiyelinin daha güçlü değerlendirilmesi ve Rusya dışında AB pazarına ciddi alternatif olabilmesi için artık Türkiye’ye ihtiyaç vardır. Öte yandan ambargonun kalkması ile Türkiye, İran’la sanayi alanında ticareti ve karşılıklı yatırım potansiyelini geliştirecek ve siyasi gerginlik konusu olan Suriye-Yemen gibi sorunları daha sağlıklı konuşacaktır.
İran’a yaptırımların kalkması İran’ın dondurulmuş mali varlıklarına erişim anlamına gelir; bu da Türkiye’ye yönelik bir sermaye akımı demektir. Ayrıca bugün İran’da ciddi bir petrol stoğu vardır. Bu da petrol fiyatlarını, Türkiye lehine, düşük tutacak önemli bir etkendir.
Buraya sahip çıkın…
Gördüğünüz gibi, Türkiye’yi, seksenli, doksanlı yıllarda olduğu gibi istikrarsızlaştırıp, çıkarları doğrutusunda esir almak isteyenler bunu gerçekleştiremiyor. Çünkü bütün bu uğursuz denklemi çözen bir Türkiye var artık; o yıllardan farklı olarak… Ancak en önemlisi, halkın iradesini Türkiye’nin temel siyasetine dönüştüren bir “siyasi iradenin” devletin en tepesinde olması ve bu iradenin giderek devlet ve toplum içinde kurumsallaşması… Türkiye, bunu bilsin ve buraya sahip çıksın yeter.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018