Cemil ERTEM
BM Genel Kurulu nedeniyle geldiğimiz New York’ta şunu gözlemledim; ABD’nin Türkiye’ye yönelik tespit ve algısını kesinlikle siyasi alan ve iktisadi (iş-ticaret) alan diye ikiye ayırabiliriz. Siyasi alanda ABD, Türkiye’nin şimdiye değin yaptığından daha farklı olarak kendi çıkarlarını öne çıkaran bir politik hat izlemesini pek hazmetmiş görünmüyor. Bunun -geçici- şaşkınlığı var. Bu şaşkınlık kendileri için bir belirsizlik; tabii bu belirsizliğe bağlı olarak ilişkilerde “stratejik ortaklık” çerçevesini kapsamayan bir geri çekilmeyi ve temkinli yaklaşımı öteden beri izliyoruz. Ancak bunun geçici bir durum olacağını belirtelim.
ABD seçimlerinden sonra, ABD’nin hem Pasifik’te hem de Avrupa, Ortadoğu ve Kafkasya coğrafyasında daha belirgin ve yeni durumu kabul eden bir politika geliştireceğini söyleyebiliriz. Esasında, yukarıda işaret ettiğimiz gibi, işin ekonomi tarafı şimdiden bu durumu anlatıyor. Fed’in ABD seçimlerine kadar faiz artıramayacağını hep söyledik; bu ay da değişen bir şey olmadı. Fed’in faiz artırması yalnız ekonomik bir hamle değildir, aynı zamanda, bu mesele son derece politik bir meseledir. Çünkü Fed’in faiz artırması ABD’nin hem Pasifik’te hem de Ortadoğu ve Latin Amerika’da savaş politikalarıyla krizden çıkış stratejisine dönmesi anlamına gelir. Tabii ki nihai olarak bu bir para politikası sorunudur ama başlangıç adımı politiktir.
İş dünyası olumlu
Aynı durum Türkiye-ABD ilişkilerinde de vardır. Burada Cumhurbaşkanımızın ABD’li küresel şirket yöneticileriyle yaptığı toplantılarda ve DEİK gibi kurumlarımızın bu seyahat vesilesiyle düzenlediği iş toplantılarında iş dünyasının Türkiye’ye bakışının son derece olumlu olduğunu ve bu toplantılara katılımın en üst düzeyde olduğunu gözlemliyoruz. ABD’de siyaset çevresinin aksine, iş dünyası Türkiye’nin 15 Temmuz’unu da anlıyor ve bunun siyaset kadar ekonomiye de müdahale olduğunu, Türkiye’deki yatırımlarını etkileyeceğini okuyor. Hatta bizim burada yaptığımız görüşmelerde Türkiye’de başarılı olmuş bir darbe girişiminin hatta Erdoğan’ın vizyonu dışına çıkarak “eski Türkiye’ye” dönüşün küresel ekonomi için yeni bir kriz tetikleyicisi olacağını bize açıkça aktaran şirket yöneticileri oldu.
ABD’deki iş dünyası, Avrupa pazarının ve Kafkasya büyük pazarının güçlü bir Türkiye ekonomisiyle anlam kazanacağını ve bu iki büyük pazarda olabilmek için mutlaka Türkiye’de güçlü olmaları gerektiğini çok iyi biliyor. Akdeniz enerji kaynakları, Pasifik’ten gelen ticari koridorlar, Avrupa ve Kafkasya pazarları dışında Afrika pazarlarına da ulaşım ve bu pazarların kontrolü artık Türkiye’den ve Türkiye’nin istikrarından geçiyor. Ama en önemlisi de Türkiye’nin elinde tuttuğu yüksek iş yapma kabiliyetine sahip beşeri sermayesi yani insan gücü...
Bu alanda yani eğitimde Türkiye’nin çok ciddi reformlar yapması özellikle üniversite sistemini baştan aşağıya yenilemesi gerekiyor ama şu halde bile bu büyük potansiyeli ABD’deki küresel iş çevrelerinin çok dikkatle izlediğini söylemek isterim.
Bundan dolayı Erdoğan onlar için bir istikrar unsuru ve bu anlamda en büyük güvence...
Siz haklıymışsınız...
Çok şaşıracaksınız ama buradaki toplantılarda Türkiye’nin para ve maliye politikalarında, eskiyi aşacak -daha doğrusu ABD ve İngiltere merkezli ortodoks ekonomi politikalarını aşacak- çok ciddi reformlar yapması gerektiğini söyleyen bir iş ve akademi çevresi de var. Türkiye’nin gelir dağılımını düzelten, teknolojiyi yalnız alıp uygulayan değil, üreterek ihraç eden yeni bir büyüme anlayışını geliştirmesi gerektiğini New York’ta, açıkçası biz anlatmadık bunu bize -özellikle Cumhurbaşkanı’nın şimdiye değin söylediklerini doğrularcasına- birçok şirket yöneticisi ve dürüst akademisyen anlattı. Dürüst akademisyen diyorum, bu bir totoloji gibi gelmesin -yani suyun ıslak olduğunu söylemek gibi- “Akademisyen zaten dürüst olduğu için akademisyendir” çok geçerli ve evrensel bir önermedir ancak son yıllarda bu önermenin biz Türkiye’de yanlışlandığını izledik.
Akademi, çoğunlukla, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere dayatılan neoliberal ezberleri tekrar etti durdu. Şimdi bu ezberlerin geçerli olamayacağı ABD’de de söyleniyor.
Çünkü öncelikle bu politikaların artık ABD için bile geçerli olamayacağını, krizi derinleştireceğini yaşayarak gördüler.
Sonuç olarak, ABD’den yeni dönemi anlatan olumlu izlenimlere dönüyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yaptığı ve yapacağı reformlar burada iş çevrelerince destekleniyor ve bu reformların Türkiye’ye yönelik yatırımları hızla artıracağından burada kimsenin kuşkusu yok.
Bu anlamda Erdoğan, maksatlı bir siyaset çevresi aksi yönde kara propaganda yapsa da iş dünyası için bir güven ve istikrar unsuru hatta bunu yalnız Türkiye için değil, Avrupa ve Ortadoğu-Kafkasya coğrafyası için de söyleyebiliriz.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018