Cemil ERTEM
Katar’a abluka kararından sonra gelen İran saldırıları ve bu saldırıları DEAŞ’ın üstlenmesi “işin” rengini bütünüyle açığa çıkartıyor. Obama döneminde “sistem” içine alınmaya çalışılan İran yeniden dışarıya itiliyor.
Katar ablukası ve İran’a dün yapılan saldırılar, bölgede terör örgütleriyle yürütülen paylaşım savaşının artık devletleri sahaya çekmeye dönük yeni bir aşamaya geldiğini gösteriyor.
Yani vekâlet savaşlarıyla gelebilecekleri yere kadar geldiklerini, çözülemeyen devletleri artık ellerindeki terör örgütleriyle çözemeyeceklerini düşünüyorlar. Kaldı ki DEAŞ, FETÖ ve PKK/YPG gibi vekâlet savaşı yürüten örgütlerin kullanım alanları genişledikçe deşifre olmaları ve güçlü devletler karşısında yenilgiye uğramaları kaçınılmaz oluyor.
Tabii ki bu örtülü paylaşım savaşı, ekonomik olarak, iki temel dinamiği denetlemeye, ele geçirmeye dayanıyor. Birincisi, enerji alanlarının kontrolü ve yeniden düzenlenmesi; ikincisi ise bölgedeki ticari pazarların ve ticari yolların kontrolü... Zaten Katar operasyonu bize çok somut ipuçlarını veriyor.
Güney Pars Doğal Gaz Sahası’ndaki kaynakların Katar-İran arasındaki paylaşımı ve bu paylaşımın ekonomik sonuçlarının elde edilmesiyle bölgedeki enerji denkleminin değişecek olması Katar-İran merkezli bu büyük operasyonu başlattı. Esasında bu operasyonu yapanlar Güney Gaz Koridoru’nun denetimini kaybettikleri biliyorlar ve aynı hatayı Körfez kaynakları konusunda yapmak istemiyorlar. Hazar kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakli tarihi bir adımdı. Ancak Katar, İran ve Rus doğal gaz kaynaklarının birleşmesi ve bu kaynakların da Güney Gaz Koridoru’nun çeşitlendirilmesiyle ticarileştirilmesi yalnız enerji dengelerini bozacak bir gelişme olmayacaktı. Bu durum, Doğu Akdeniz’de İsrail’in denetlemek istediği doğal gaz kaynakları için de Güney Gaz Koridoru’ndan başka bir seçenek sunmuyor zaten.
Eski bezirgânlar...
Ancak bu operasyonları yapanların, FETÖ, DEAŞ, PKK, YPG gibi terör örgütlerini kullananların dertleri(!) bununla da bitmiyordu. Çin’in “tek kuşak-tek yol” projesi yeni dünya ticaret düzenini eski egemenlerinin elinden alıyordu.
Pasifik Asya’yı Avrupa’ya bağlayan üç ana koridora bakalım:
a) Kuzey Koridor: Bu koridor, Rusya üzerinden Trans Sibirya hattı boyunca Rus anakarasından geçiyor, Kazakistan ve Belarus üzerinden Avrupa’ya ulaşıyor. Rusya, Belarus ve Kazakistan ile gümrük birliği içinde ve bu hat, Rusya’nın Avrasya Birliği’nin temel aksı. b) Orta Koridor: Bu yol, Çin’den kuzeye çıkıyor ve Kazakistan üzerinden Türkmenistan, Hazar (feribot) Azerbaycan ve Türkiye’den geçerek Avrupa’ya varıyor. c) Güney Koridor: Bu yol da Kazakistan’dan başlıyor ve Türkmenistan-İran-Türkiye hattını kullanıyor. Bütün bu ticari koridorların yeni bir ticaret düzeni olarak işlemeye başlaması, yalnızca bu güzergâhlarda yapılacak olan demiryolları, karayolu ve deniz trafiği ağı, enerji iletişimiyle mümkün olmaz. Aynı zamanda bütün bu güzergâhlardaki ülkelerin de dışa açık bir ekonomiye geçmesi ve kendi kaderlerini kendilerinin belirleyeceği yeni demokratik bir siyasetle yeni ticaret düzeni kurulur. Çünkü bütün bu bölgelere ancak böyle barış gelir ve bu bölgelerdeki soğuk çatışma alanları ancak böyle sıcak çatışma alanlarına dönüşmeden barışçı çıkışı yakalar.
Türkiye tam da bunu yaptı bu süreçte... Bölgenin kendi kaynaklarını, kendi zenginliğini eline alacak, bölge ülkelerinin bu zenginliğin yegâne sahibi olacağı bir modeli geliştirdi ve bu modelin tüm bölgeye örnek olması için bir çaba da gösterdi.
Katar operasyonundan hemen sonra ana muhalefet partisi genel başkanı Meclis grup konuşmasında hâlâ neden Mısır’la sorununuz var anlamında bir şeyler söylüyordu. Yani Türkiye’ye Mısır gibi olmasını bir yerde öneriyordu.
Zaten 15 Temmuz’un ve onun arkasındaki FETÖ’nün amacı bu değil miydi? TBMM’de böyle konuşan bir ana muhalefet partisi lideri(!) var ne yazık ki... Bütün bu gelişmeleri okuyamayan, bu topraklara tam iki yüz yıldır operasyon çeken kan emici bezirgânların adamı konumuna düşen bir zavallı karşımızdaki...
Yatırımlar durmaz...
Peki, bundan sonra ne olacak? Okun yaydan çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü bu operasyonları yapanların ellerinde tuttukları örgütler pillerini bitirdi.
Ayrıca bunların bağlantıları deşifre oldu ve kamuoyundaki itibarları, sözleri de -yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi- şu an yerle bir... Böyle olunca şimdi doğrudan devletler hedef alınmaya başlandı. Ama dünya yetmişlerdeki, seksenlerdeki, doksanlardaki dünya değil... Topyekûn bir savaştan en çok bu savaşı isteyenler ve çıkartanlar zarar görür.
Ancak ekonomik operasyonlar ve ambargoya varan yaptırımlar gündeme gelebilir. Bunun da orta ve uzun vadede çok işe yarayacağını düşünmüyorum. Çünkü bugün Katar’ın bile dünyanın dört bir yanındaki yatırımları ve buralardaki finansal entegrasyon öyle yoğun ki ablukayı yapanların ekonomisi burada ilk zararı görür.
Ben bütün bu süreçte, Türkiye dahil olmak üzere, bölgedeki yatırım ve ticari çevrimin durmayacağını, yatırım kararlarının yeni İpek Yolu güzergâhının olduğu ülke ve bölgelerde hızlanarak devam edeceğini düşünüyorum.
Ortadoğu’da ve Körfez’de oluyor görünen, aslında Çin’in tek yol-tek kuşak projesini de kapsayan, bu operasyona ilgili ülkelerin farkındalığı vardır; cevabı da olacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018