Cemil ERTEM
2018 ilk çeyrek büyümesi beklendiği gibi geldi. 2018 yılının ilk çeyreğinde de büyümenin 2017 büyümesinin ivmelenmesiyle devam edeceğini biliyorduk. Yıllık yüzde 7.4 oranında gelen büyüme, tabii ki şu sıra da gündemde olan “Büyüme, bir sınırdan sonra Türkiye ekonomisi için cari açık ve enflasyon yaratıyor, bunun için Türkiye’nin önceliği büyüme değil, finansal istikrar olmalıdır” tezini yeniden tartışmaya açtı.
/* */
Bunun yanı sıra, uzun süredir devam eden TL’deki değer kaybı ve kurlardaki oynaklık, bu tezi zaten son büyüme verisinden önce de gündeme getirmişti.
Enflasyon-büyüme
Türkiye’de büyüme ve finansal istikrar arasındaki ilişkiyi en sağlıklı olarak 2002 sonrası gerçekleşmelerde takip edebiliriz diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye, finansal istikrarın temel unsurlarından biri olan dalgalı kur rejimine 2001 krizi sonrası geçmiştir. Bundan dolayı daha önceki gerçekleşmelerde, iç-dış fiyat eşitlikleri ya da eşitsizlikleri kur tarafına doğru yansımıyor ve iç fiyatlar seyri (genellikle yukarıya ve enflasyon olarak) ile diğer makro büyüklükler arasındaki ilişki anlamsız oluyordu. Bundan dolayı, büyüme ve enflasyon arasında -eğer olduğu iddia ediliyorsa- bire bir ilişkiyi biz dalgalı kur rejimi yılları itibarıyla ölçebiliriz. Buraya da baktığımızda Türkiye’nin ortalamanın üzerinde (5 ve üzeri) büyümesi ile enflasyon gerçekleşmesi arasında bire bir bir korelasyon göremiyoruz. Burada hızlı büyüme ivmelenmesi ile enflasyon arasındaki ilişki marjinal düzeyde. Yani enflasyonun ana gövdesine, o yılki büyüme ivmesi ancak ilk çıkış ağırlığı kadar bir yük bırakmış oluyor.
Bunu Derviş’in Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının (GEGP) bittiği ve Erdoğan’ın 2008’de IMF’yi kovduğu yıllar itibariyle daha da somut olarak görüyoruz. Örneğin, burada Türkiye için hayli ilginç ve önemli sayılacak iki önemli yıl var. 2010 ve 2011 yılları; bu yıllarda Türkiye, sırasıyla, yüzde 8.5 ve 11.1 büyümüştür.
2009 yılındaki yüzde 4.5 seviyesindeki küçülme dolayısıyla, 2010 yılı için baz etkisi düşünsek bile, 2011 yılı ilginçtir. Bu yıllardaki enflasyon oranları yüzde 6.4 ve 10.45'tir. (TÜFE olarak) Bir diğer ilginç nokta, 2009 yılında -2008 küresel krizinin etkisiyle- yüzde 4.5 küçülen ekonomideki enflasyonun yüzde 6.5 olması ve bir sonraki yıl yüzde 8.5 büyümeye rağmen enflasyonun yüzde 6.4'te kalarak düşüş eğilimi göstermesidir. Bundan sonra enflasyon, 2012'de 6.16’ya inmiş ve 2017'ye kadar en yüksek 2016 olmak üzere, 6.16 ile 8.5 arasında salınmıştır.
Enflasyonda 2017 yılındaki 11.7’lik gerçekleşme ise, bize göre, hızlı büyüme ivmelenmesinden ziyade enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklığa bağlı gerçekleşmiştir. Burada şunu da söyleyebiliriz; büyüme temposu, enflasyonu adeta sırtında taşıyarak, olası bir stagflasyonun önüne geçmiştir. Çünkü enflasyon dinamikleri yapısal, üretim bazlı ve dış fiyatlama kaynaklıdır. 2017’de biz büyümeyi yukarıda tutacak adımları atmasaydık; Türkiye ekonomisi, bu enflasyonu taşıyamaz ve hızlı bir çöküşle kalıcı bir stagflasyona girerdi. Çünkü enflasyon dinamiği, -ÜFE olarak- büyüme dinamiğinden önce harekete geçmişti. Burada frene basmak intiharla eşdeğerdir. Bakınız Arjantin hikâyesi; Arjantin yıllardır bu tuzakla krizden krize sürükleniyor. Devam edelim;
2013 ve 2015 yıllarında, yine ortalamanın üzerinde, 8.5 ve 6.1 büyümüşüz ve yine bu yıllarda da enflasyon gerçekleşmeleri 7.40 ve 8.81 olarak kalmış. Bu yıllar itibarıyla da enflasyon ile büyüme arasında ters bir korelasyon var.
Nasıl teğet geçti?
Ama bu arada şu da çok açık olarak yapılmış; özellikle çok yüksek bir büyüme ivmelenmesinin yakalandığı 2011’den itibaren, ekonomi yönetimi telaşa kapılarak frene basmış. Örneğin, 2012 yılında derecelendirme kuruluşları, “Ancak büyüme düşerse not artar gibi garip istekler öne sürmüşlerdir.” Esasında biz o yıllarda, bu garip istekler doğrultusunda değil de, enflasyonu ve cari açığı yapısal olarak düzeltecek üretim yanlısı reformlar doğrultusunda adımlar atsaydık; yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis kürsüsünden, meydanlardan söylediklerine kulak verseydik şimdi çok daha faklı bir yerdeydik. Ancak yine de Erdoğan’ın 2008’deki tarihi kararından sonra Türkiye ekonomisinin tarihi bir başarı yakaladığı ve kendisinin de söylediği gibi, “Küresel krizin nasıl teğet geçtiği ortadadır.”
2017-2018 ne oldu?
Şimdi gelelim 2017’ye; şu tez kesinlikle doğru değildir: 2017’de özellikle KGF desteği ve mali genişlemeyle suni büyüdük ve bu, enflasyonu yukarı çekerek kuru patlattı” Bilindiği gibi FETÖ darbe girişiminin olduğu 2016 yılında Türkiye yüzde 2.6 oranında hayli düşük bir büyüme gerçekleştirdi. 2017 yılı için de tahminler bu yöndeydi. Hatta 2017 ilk çeyreğini takip eden aylarda resesyon tehlikesi de vardı. Kredi genişlemeleri ve tevzi yatırımlar durma noktasına gelmişti. Yatırımcı 2016 şokunu üzerinde taşıyordu. Bu ortamda KGF uygulaması ve mali teşvikler devreye girdi. Mali teşvikler, nihai tüketicinin harcama iştahını yukarı çekti. KGF ise üreticinin krediye ulaşımını kolaylaştırdı ve üretim maliyetleri altında ezilen üreticiye, ihracatçıya nefes aldırdı. Oysa KGF kullandırımlarının başlangıcı olan 2017 mart ayına kadar, hem üretici hem de tüketici tarafına baktığımızda enflasyonun, paradoksal olarak, durgunlukla beslenen bir süreçte ivmelendiğini görürüz. Tam da 2017 mart ayında ÜFE’nin yüzde 16 seviyeleriyle zirve yaptığını görüyoruz. Burada sanayi işletmelerinin üzerindeki stok ve finansman maliyeti yükü ve işletmelerin tevzi yatırımlarını yapamaması nedeniyle hızlı verimlilik kaybına bağlı bozulma açık olarak gözüküyordu. Bu, ihracatta kur dışında bir rekabet kaybına yol açıyor ve pazar kayıpları da artıyordu. Bu koşullarda üretici geleneksel yöntemlerle (ipotek ve benzeri) finansmana ulaşamıyor ve ekonominin geneli hızla durgunluk-üretici enflasyonu sarmalına giriyordu. 2017’nin son çeyreği sonunda ÜFE, yeniden-enerji, dolar bazında fiyatlanan ana sanayi girdileri, stokların bu fiyatlardan yenilenmesi sonucu ve yükselen finansman maliyetleriyle yeniden yükselişe geçti. Esasında burada işletmelerin kur ve finansman yüklerini azaltacak üretim yanlısı regülasyonlar ve reformlar enflasyon ve cari açık de için kalıcı önlemler olacaktır. Aynı zamanda içeride tüketici güvenini yukarıda tutarak işletmelerin kapasite kullanımlarını düşürmemek de önemliydi. Burada kur baskısına bağlı olarak, radikal-ortodoks önlemler almak, hiç şüphesiz ki stagflasyonun kapılarını açar. Bunun için, KGF’nin ikinci fazını hızla devreye soktuk.
Ekonomide devrim!
Biz hep şunu söyledik; eğer 20. yüzyılda kalmış IMF ortodoks politikalarına saplanıp kalırsanız tam da o zaman büyüme yanlısı ekonomi politikaları, enflasyona ve cari açığa yol açar. Çünkü bu anlayış enflasyonu yalnız parasal bir olgu olarak görür ve bunlara göre, yüksek faizle yapılacak parasal sıkılaştırma enflasyonun tek çaresidir. Bütün bir 20. yüzyıl pratiği (Gelişmekte olan ülkeler için) bize bu tezi yalanladı. Ülke ekonomisini, dış ticarete konu olan mallarda, fiyat, kalite ve işletme ölçeği olarak rekabetten uzak, avantajsız kur ve yüksek faizden oluşan bir getiri oranıyla, borç ve ithalat ekonomisi olarak kurgularsanız, tabii ki hızlı büyüme sorun olur. Ancak biz Türkiye ekonomisinin, önemli ölçüde, 2008’den sonra bu eşiği geçtiğini düşünüyoruz.
Seçim meydanlarında muhalefet partileri sözcüleri ekonomide ne yapacaklarını anlatırken üretim ekonomisi (ne demekse) yapacağız diye başlıyorlar. Hiçbiri nasıl bir maliye ve para politikası izleyeceğini açıklayamıyor. Çünkü onlar IMF’nin kendilerine, bir önceki yüzyılda ezberlettiği, safsatalar dışında bir şey bilmiyorlar. Oysa Türkiye, para ve maliye politikalarında ve iktisat politikasının toplamında bu çağdışı ezberi aşan yola -Erdoğan’la- 2008 yılında girdi. 2010, 2011 ve 2017 büyümeleri bunun ilk ama kararlı adımlarıdır. Seçimlerden sonra üretim bazlı, yeni sanayi devrimini yakalamaya dönük, kapsamlı reformları hayata geçirerek bu yolu daha da aydınlatacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018