Cemil ERTEM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, o sıralar pek beklentimiz yokken, ‘iyi şeyler olacak’ demesinden bu yana epey zaman geçti. Gül’ün beklediği adımlar atılmaya çalışıldı ama ‘hesap edilmeyen’ bazı ‘şeyler’ vardı ve onlar devreye girince buralara kadar geldik.
Aslında böyle tarihsel ve büyük sorunlarda çözüm bir sabah kalkınca olmaz, bir sabah kalktığınızda bu ülkede hiç iyi bir şey olmadı, darbe oldu mesela. Onun için ‘iyi şeyler’ konusunda beklemeye alıştık. Önceki gün Leyla Zana’nın söyledikleri de umut vericiydi. Ancak yine de tekrar etmek zorundayım ki, sorun, bir sürece yayılarak hep başka sorunlara dönüşerek kendisini çözecek bir dinamik.
Geçen yazıda önümüzde duran üç büyük denklemden bahsetmiştim. Avrupa denklemi, Ortadoğu-Afrika-Ön Asya denklemi ve ABD -yeni Anglosakson düzenlenmesi- buna artık hakimiyeti demiyorum. Çünkü bu ‘hegemonyayı’ bitiriyoruz. Ülkeler ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının en aza inmeye başladığı, ülkeler arasındaki hiyerarşinin yerini küresel ‘yönetişim’ kurumsallaşmasına bırakacağı bir dönem önümüzde duruyor.
G-20’nin kurumsallaşacağı, BM’nin, IMF’nin, Dünya Bankası’nın, gelişmekte olan ülkeleri de karar mekanizmasına alacağı hatta etkin kılacağı bir dönem başladı. Dolara ve Euro’ya bağlı para sistemi de bitiyor. İlkönce ulusal güçlü paraların, hem bu ülkelerin kendi aralarındaki ticarette hem de uluslar arası ticarette geçerli olacağı bir dönem yaşayacağız sonra, belki de Mundell’in öngördüğü gibi, IMF’nin öncülüğünde bir dünya merkez bankası ve karşılığı olan yeni bir tek rezerv para doğacak.
Geçen gün birlikte katılığımız programda Yaşar Erdinç söyledi; Yunanistan Euro’dan çıkacağına Almanya Mark’a dönsün, daha kolay. Evet, zaten yalnız Yunanistan’la bitmeyecek ki, İspanya ve İtalya var.
İşte bu koşullar altında, ABD ortaklaşa bir ‘yönetişim’ çerçevesine razı olacak. Daha ziyade Pasifik ve Çin’i kontrol edip, Doğu Avrupa’dan Rusya’ya kadar olan bölgede Türkiye gibi güçlü yapıcı ülkelere-mecbur-güvenecek. Ama bizim de kendi ‘doğumuzu’ çözmemiz gerek. Bu sorun çok boyutlu ama mesela bölgesel eşitsizlikten başlayalım:
Prof. İlhan Tekeli, Türkiye’de bölgesel eşitsizliği cumhuriyetin kurulması ile ilişkilendirerek üç önemli değişime dikkat çeker: “Osmanlı İmparatorluğu çözülüp onun yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda üç önemli değişme olmuştur. Bunlardan birincisi Doğu Anadolu’nun, Güneyde Halep çevresinde oluşan ekonomik sistemle ve Kafkasya’daki ve Rusya’daki ekonomik sistemle bağlantıları kesilmiştir. İkincisi ise, Doğu Anadolu’daki savaş kayıpları ve zorunlu nüfus yer değişmeleriyle nüfus yoğunluğunun yarı yarıya azalmasıdır. Bu iki önemli değişiklik Doğu Anadolu’nun az gelişmişlik olgusunu belirlemiş, karşı dinamiklerin gelişmesini zorlaştırmıştır. Üçüncü etken cumhuriyetin ilanı ile birlikte Ankara’nın başkent olarak seçilmesi, bu kentin gelişme başarısının büyük ölçüde rejimin başarısıyla özdeşleşmesidir.” (Tekeli;2006)
‘Bu yol artık Ankara’da bitmez’
Ankara’nın başkent olması ve rejimin Orta Anadolu’da merkezileşmesi devlet kaynaklarının merkezi bürokrasi ile Ankara ve çevresine, feodal ve ticari güç sahiplerinin de kaynaklarını batıya, özellikle İstanbul ve çevresine yönlendirmeleri, Doğu’yu aşiretlerin ve toprak sahibi büyük ailelerin eline terk etmiştir. O zaman kaybettiğimiz bu üç dinamiği geri alalım.
Birinci dinamik Sovyetler’in dağılmasından sonra, Türkiye’nin Avrupa ile Sovyetler arasında tampon olma işlevi, yerini Türkiye’nin Rusya ile birlikte Ortadoğu ve Kafkaslar’daki enerji hatlarını AB’ye ulaştırma ve Batı’nın Asya’ya uzanan pazarı olma özelliğine dönüşmüştür. Türkiye, önümüzdeki süreçte, K. Irak’tan başlamak üzere, Suriye hatta İran pazarlarının yapıcısı ve hakimi olmaya adaydır. Böylece piyasa güçlerinin, sermayenin ve nüfusun yeniden dağılım mekanizması geçmiş dönemlere göre bu yöreyi daha avantajlı hale getirecektir.
Yine bölgede barışla birlikte aktif olacak genç nüfus yapısı, hem bölgenin kalkınmasında hem de, talep yönünden güçlü bir dinamiktir. Barışla bu da geri gelecektir.
Tabii ki, yeni Anayasa’nın yürürlüğe girmesiyle her şeyin Ankara’dan belirlendiği otarşik bir merkeziyetçiliği de geride bırakmış olacağız. Dünyada ülkeler, kıtalar arasındaki gelişmişlik farkları kalkıyor; Türkiye, batı-doğu farkıyla yola devam edebilir mi?
Bu toprakların insanları, 20. yy’nin ilk çeyreğinde, kaybettiğini geri istiyor, hepsi bu...
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018