Ekrem DUMANLI
Orhan Kemal Cengiz, hoş bir vak’a nakletti geçenlerde. Köy yakma hadiselerinin yoğun bir şekilde yaşandığı o karanlık günlerde bir vatandaşımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ifadeye çağrılır.
Mağdurdur, mazlumdur. Hâkimler sorar: “Sana kötü muamele edildi mi?” Anında cevap verir, her türlü zulme maruz kalan kişi: “Haşa! Hiçbir kötü muameleye tabi tutulmadım; devletimden memnunum.” Heyet şaşırır. Ayrıntılı sorulara geçilince anlaşılır gerçek. Vatandaş sorgusuz sualsiz nasıl derdest edildiğini, kışın ortasında günlerce camı kırık nezarethanede nasıl bekletildiğini vs. tek tek anlatmaya başlar. İşte o an zulmün fotoğrafı kare kare gün yüzüne çıkmaktadır.
Memleketin durumu, aynen yukarıda anlatılan vak’aya benziyor. İnsanlara cevrediliyor, gadrediliyor, zulmediliyor; ama öteden beri şuur altına yerleştirilen kutsamalar ve korkutmalar nedeniyle kişiler nasıl bir mezalime maruz kaldığını çoğu kez fark edemiyor. Bilinçaltı telkinler, devlete baba rolü biçince bazıları onun kulak çekmesini de tokat atmasını da makul görüyor herhalde. Dolayısıyla şöyle düşünüyor vatandaş: devlet değil mi; dövüyorsa sevgisinden, azarlıyorsa şefkatindendir...
Türkiye’de devlet-birey-toplum ilişkileri demokratik ve hukuki bir yörüngeye hâlâ oturtulamadı. Devlet nedir, ne için vardır, kime hizmet etmekle yükümlüdür, hayatımıza müdahale sınırı nerede başlar nerede biter?.. Bazı saftirik eşhasa göre devlet -haşa- Tanrı gibidir. O yüzden “devlete şirk koşulmaz” nevinden aforizmalara bile rastlanır. Bazen de melikler çağındaki ‘kardeş katli fetvaları’na bile müracaat edilerek demokrasilerdeki devlet-toplum ilişkisi yerle bir edilir. Sonuç? Tabii ki renkten renge girebilen korkunç bir zulüm.
Bu akıl dışı manzara bir yandan güç zehirlenmesi ile malul yönetim anlayışını işaretlerken diğer yandan kendi haklarının farkında olmayan bireyleri de açığa çıkarıyor. O yüzden şeffaf bir sistem kurulamıyor, hesap verebilir yönetimler işbaşı yapamıyor, demokratik denetim yolları açılamıyor... Vatandaş; yolsuzluk, rüşvet, ihtikar, ihtilas gibi suçları işleyenlere: “Devletin patronu benim; sen benim vergimle ayakta duruyorsun, kaynakları iyi kullanmak, anayasa ve yasalara uymak zorundasın, hiçbir kişiyi ötekileştiremezsin, toplumu kamplaştıramazsın” diyemiyor.
Vergi bilinci yok ki, fert devletini denetleyebilsin. Ceberut devleti sigaya çekmekle yükümlü muhalefet (partiler, anayasal kurumlar, sivil toplum, medya…) kendi meşruiyetini yeterince izah edemediği ve halka hesap sorma kültürünü anlatamadığı için keyfî yönetimlerin biri gidiyor, diğeri geliyor. Dün birileri “Kodu mu oturtturan komutanlar” üzerine güzelleme yapıyordu; bugünde birileri sandık despotizminin goygoyculuğunu yapıyor. Üstelik İslamî argümanlar getirmeye yeltenerek…
Allah aşkına etrafınıza bir bakın ve sıra size gelmeden mazlumların sesine kulak verin. Herkesin fişlendiğini, dışlandığını, ötekileştirildiğini göreceksiniz. Geçen hafta ortaya çıkan son fişlemelerdeki cinnet, meselenin nasıl her kesimi içine alan tımarhanelik bir insan avına dönüştüğünü izah etmeye yeter; artar bile. “Ülkücü, solcu, Alevi…” yani kendinden olmayan herkese bir yafta, herkese bir suçlama…
Bugüne kadar vergi memurlarının bu kadar keyfî denetim yaptığına şahit olan biri varsa çıksın söylesin. İktidar partisinin kulu-kölesi olmayan herkese gözdağı veriliyor. Bu feci muamelenin ilerde büyük bir davaya dönüşmemesi, başta Maliye Bakanlığı yetkilileri olmak üzere pek çok bürokratın hukuk karşısında hesaba çekilmemesi mümkün değil.
Suçtur bu!
Bu ülkede zulüm, gücünü mazlumun sessizliğinden alıyor. Mazlum ise çoğu kez durumun farkında değil. Kendisine yapılanlara müstahak olduğunu ya da devletin öyle bir hakkının var olduğunu sanıyor. İşte sistematik bir örnek: Belediyeler kültürel faaliyet adı altında sohbetler, paneller, kutlamalar, anma törenleri vs. yapıyor. Malum kalemşörlerin beslendiği kaynaklardan biri de bu. Peki, belediyeler ödemeyi hangi kaynaktan yapıyor? Tabii ki bizim vergilerimizden. Vergileri toplarken insanları eşit kabul ediyor; ancak hizmet götürürken durum hiç de öyle olmuyor. Elâlemin parasıyla hovardalık yapar gibi vatandaşın vergisi bir siyasi görüşe peşkeş çekilebilir mi? TRT ve Anadolu Ajansı da öyle. Vatandaşın (Sağcısıyla, solcusuyla, Alevi’siyle, Kürt’üyle, cemaatleriyle, tarikatlarıyla…) vergisiyle ayakta dur; sonra kalk bütün imkânlarını bir siyasî partinin ayaklarının altına paspas yap. Yandaşlarını yücelt, ‘ötekileri’ni aşağıla... Suçtur bu! Görevi kötüye kullanma, ayrımcılık, nefret suçu…
Devlet imkânı yandaş kurnazlık ve hoyratlıkla çarçur ediliyor. Ve hesabı sorulamıyor. O kadar ki iktidar sahipleri arada bir öfkelenip “Madem öyle; bir daha geçme bu köprüden! Kullanma bu treni” gibi trajikomik lafları meydanlardan haykırabiliyor. Ve maalesef vatandaşlık şuuruyla insanlar ayağa kalkıp “Bunlar senin babanın malı ile değil; benim vergimle yapılıyor” diyemiyor. Belki de çoğunluk her gün ödediği verginin farkında bile değil.
Anahtar senin elinde ey vatandaş! İktidarlar senin paranla iş yapıyor. Sen devlete verdiğin verginin ne manaya geldiğini bir gün hakkıyla çözersen ve hesap sorma şuuru ile asıl patronun bizzat sen olduğunu anlarsan despotik sistemi, demokratik sisteme dönüştürürsün. Kimse de kalkıp senin paranla hanlar, hamamlar, saraylar yapamaz. Makam araçlarının sahibi de sensin; görkemli çalışma ofislerinin de... Sen gerçeği tastamam haykırmadıkça her gelen senin sırtına biner ve buna müstahak olduğunu kulağına üfler. Hayır! Patron millet, hizmetçi devlettir. Bundan ötesi, diktatörlüktür. Ey patron! Bunu sen bile fark edemiyorsan zulüm nasıl zeval bulacak ki!..
Ah Neron vah Neron
Püff Mizah ekinin ilk sayısında küçük bir karikatür hem gülümsetiyor hem de düşündürüyordu. Roma cayır cayır yanarken, olacak ya, televizyon kameraları ve mikrofonlar Neron'a yönelmişti. Neron, “Paralel medya kaos varmış gibi gösteriyor, olayları körüklüyor” diye demeç veriyordu.
Tabii ki; o meşhur Roma yangınında ne televizyon vardı ne de gazete. Muhabir kadrosu Neron'un peşinde koşmuyordu. Milattan sonra 64 yılında çıkan büyük yangın 19 Temmuz'da başlamıştı. Beş gün süren felaket, bazı bölgeleri topyekûn kül etmiş, bazı bölgeler kısmen zarar görmüştü.
Yangını kimin çıkardığı konusunda kesin bir bilginin olmadığını söylüyor tarihçiler. Yaygın kanaat, Neron'un Roma'yı yaktığı, şehir alevlerle boğuşurken diktatörün sahne kostümleri giyerek lir çalıp şarkı söylediği şeklindedir. Bu iddianın aslında bir efsaneye dayandığını, o esnada şehir dışında bulunan Neron'un yangını duyar duymaz Roma'ya döndüğünü söyleyenler de var. Yangının Neron'un üzerine yapışmasının bir nedeni de onun eski Roma'dan kurtulma, yeni bir Roma inşa etme arzusuydu. Neron, yeni kurulacak yerleşim merkezlerinde geniş caddeler yapmayı ve görkemli bir saray kurmayı hayal ediyordu. Nitekim o debdebeli saray, yangından sonra çok büyük bir alanda inşa edilmiş, Neron'un yaklaşık 40 metrelik bronz heykeli sarayın girişine yerleştirilmişti… Her neyse…
Roma'yı Neron mu yaktı; yoksa Circus Maximus'un bir köşesindeki küçük dükkânlarda başlayan yangın bir kaza mıydı; tam bilinemiyor. Daha net bilinen bir gerçek var: Neron, o feci felaketten sonra bir günah keçisi aramış ve şehrin bir köşesinde asude bir hayat süren dindar bir topluluğu suçlu ilan etmişti. İmparator emreder de sözü yerde kalır mı? Mahkemeler kuruldu onlar için, itirafçılar bulundu, işkenceler yapıldı, koyu bir propaganda eşliğinde o insanlar hedef haline getirildi. O mütevazı topluluğa yapılan zulüm Neron'u aklayabildi mi? Hayır. Aradan 2 bin yıl geçti hâlâ Roma'nın üzerinde Neron'un gölgesi var...
Püff'teki karikatürü görünce çağrışımlar beni eski Roma'ya kadar götürdü. 'Karikatür işte!' deyip ciddiye almamak da mümkün. Keşke bir de Âkif, “Tarih’i tekerrür diye ta’rif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” demeseymiş…
PANORAMA
Avrupa Parlamentosu'nun ezici bir çoğunlukla hükümete uyarıda bulunması, basın özgürlüğünü vurgulaması boşuna değil. Türkiye, demokrasisini güçlendirip geliştirirken ve reformist adımlar atarken Avrupa'dan çok büyük destek alıyordu. Benzer adımlar atsa aynı ilgiyi bugün de görür. Ancak bu ülkeyi dış dünyaya kapatıp, kendinden olmayan her düşünceyi boğmaya kalkışırsan, buna ne millet razı olur ne özgür dünya. Keşke bu ülkeyi yönetenler ciddi bir muhasebe yaparak demokratik yol haritasına yeniden dönebilse. Yoksa korkarım, daha çok itibar kaybı yaşanır…
Asr-ı Saadet'te her mümin “fedaeke ebî ve ümmî Ya Resulallah!”(Anam babam sana feda olsun Ya Resulallah) derdi. Kıyamete kadar da öyle der her mümin. O'na ve O'nun getirdiği değer hükmüne sahip çıkmak her müminin boynunun borcudur; ancak eline silah alıp insanları öldürmek Hazreti Muhammed'i (sas) doğru anlamak da değildir, doğru anlatmak da. Birileri İslam'ı ‘terör dini' gibi göstermek için çırpınırken birileri de terör yoluyla o karanlık senaryoda figüranlık yapıyorsa bunun Peygamber sevgisi ile izahı yapılamaz. Hazreti Peygamber'i (sas) sevme iddiası O'nu yaşamak ve yaşatmakla ispatlanır; katliam yaparak değil...
Birileri kafa karıştırarak fitne üretmeyi bir maharet sayıyor. Paris'te karikatüristlerin terör eylemleriyle öldürülmesine karşı çıkmak demek Peygamber Efendimiz'le (sas) alay eden karikatürleri destekliyoruz anlamına gelmez. O manaya gelseydi Başbakan Davutoğlu, Paris'teki yürüyüşe katılmazdı. Başbakan'ın katılımına gıkı çıkmayanların aynı tavrı gösteren başkalarını tekfir edecek kadar azgınlaşması ne kadar hazin bir tablo! Ayrıca içinde bulunduğu partide kendi kutsallarına karşı onca saygısızlık yapılırken suspus olanlar, başkalarına karşı ha bire efelenince samimiyet testinden sınıfta kalmış olmuyor mu?

Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015