Ergun BABAHAN

Issızlığın ortasında Türkiye üzerine notlar
2.01.2015
1692

 Kar motorunun çektiği kocaman bir kızakla buz tutmuş kocaman gölün üzerinde çoluk çocuk ilerliyoruz. Üzerimizde, kıyafetlerimizin üzerine geçirdiğimiz kar tulumları, kafamızda kasklar var. Hava sıcaklığının, eksi beşi göstermesinin normal sıcaklık kabul edildiği bir ülkedeyiz.


Dünyanın dört bir yanından kutup dairesine gelmiş insanlarla birlikteyiz. Donmuş göle, buzda balık avlamaya geldik. Rehberimiz, elindeki uzun kesiciyi yavaş yavaş döndürerek buzun üzerinde bir delik açıyor ve herkes kendisi için açılmış delikten oltasını sallandırıyor. Buzun üzerinde, dondurucu soğukta bir saate yakın bekleyiş sonuç vermiyor, kimse balık yakalamayı başaramıyor. Az önce küçük göldeki ağlarda yaptığımız kontrol de aynı sonucu vermişti… Bugün kesat bir gün.

Havanın aydınlanmasıyla kararmasının bir olduğu bu topraklara asıl geliş nedenimiz Kuzey Işıkları’nı görmek elbette. Güneşten kopan milyonlarca parçacığın gök yüzünde yarattığı bir mucize Kuzey Işıkları.

ISSIZLIK BENİ UMUDA İTİYOR

Finlandiya’nın, Rusya’ya 30-40 kilometre uzaklıktaki bu bölgesini dünya turizminin önemli bir bölgesi haline gelmesinde de en büyük pay bu ışıkların.

Üzerleri kar kaplı uçsuz bucaksız ormanın içine inşa edilmiş ağaç kabinlerde kalıp; atların, Husky köpeklerin, geyiklerin veya kar motorlarının çektiği kızaklarla geziye çıkmak veya kayaklarla uzun yürüyüş yapmak en önemli aktivite.

Bu ıssızlıkta düşünmek için bol bol fırsat buluyor elbette insan. Türkiye’deki insanı yoran, bezdiren, hatta zaman zaman umutsuzluğa iten negatif atmosferin olmayışı insanı daha olumlu düşünmeye, 2015’ten umutlu olmaya itiyor ister istemez.

Erdoğan’ın gücünü daha da perçinleyip demokrasiden, Avrupa Birliği değerlerinden ve kurumlarından daha da uzaklaştığı bir yıla mı tanıklık edeceğiz yoksa bu ülkenin demokrasiye, hakka ve hukuka inanan namuslu, vicdan sahibi insanlarının bir araya gelip bu gidişe dur diyeceği bir yıla mı…

Yaşayıp göreceğiz elbette.

GELECEĞİMİZ BU YILA BAĞLI

Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Bülent Arınç gibi isimler Erdoğan’ın Anayasa’yı zorlayarak fiili başkanlık rejimine geçmesine, kendilerini tamamen bir figüran rolüne indirgemesine sessiz mi kalacaklar yoksa bu ülkenin değerleriyle bu kadar oynanmaz diyerek bir tavır koyacaklar mı?

Türkiye’den binlerce kilometre uzakta bile bu sorular aklınızdan çıkmıyor. Restoranda yanınıza düşen bir Avusturyalı, ‘‘Sizin liderinize ne oldu böyle? Ülkenizi dünyaya rezil ediyor’’ deyince efkarınız da artıyor elbette.

‘Çocuklarımız nasıl bir ülkede büyüyecek’ sorusunun cevabını bu yıl içinde tanıklık edeceğimiz gelişmeler belirleyecek.

Medyanın tek seslilikten çıkabilmesi, özgür medyaya yönelik baskılara direncin artması bu yolda önemli bir dönüm noktası olabilir. Demokrasi bedel ödenerek, ittifak kurularak varılabilen bir hedef. Toplumun her kesiminin hukuksuzluğun, keyfiliği bedelini ödediği bu dönemde, gelecek adına umutlu olmak için en umutlu veri bu elimizde. Tekrar iyi seneler…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar