Her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, Kafka’nın o ünlü, kara-mizah ürünü Dönüşüm öyküsünü anımsarım: Bir adam uykusunda rüya görür ve böceğe dönüşür; sonra yine uykusunda bunun bir rüya olmadığını anlar ve uyumaya çalışır. Böcek ya (böcekler yan yatamaz) yan yatamadığından uyuyamaz.

Ardından sızlanır: Niye böyle yorucu bir meslek seçtim ki her gün yollardayım, diye.

Tıpkı bunun gibi, kapitalist toplumda kadın, erkeğin içinde birböcektir: Yan yatıp uyuyamaz; can gölgesinde dinlenemez; sıkıntılı bir durum. Kadınların sürekli bel ağrısı çekmesi belki de bu yüzdendir kim bilir.

Tek başına özgür bir kadın hem aile yaşamı için bir düşman, hem de sistem adına aile yaşamının güvenilir hesap makinesi erkek için bir tehlikedir.

Düşman ve tehlike olmaktan çıkması için önce baba-evinde, sonra da koca-evinde terbiye edilip görev gereği yaşaması gerektiği belletilir.