Eser KARAKAŞ
Şebnem Bursalı’nın Monaco’da yediği ıstakoz olay oldu, işin ilginç tarafı da en çok AKP saflarında konu eleştiriliyor, sanki tek dertleri bu imiş gibi.
Şebnem Bursalı’nın bu ıstakoz meselesi, sanki bir mesele imiş gibi, aklıma çok farklı konuları getirdi doğrusu.
Her şeyden önce, bir yerde ıstakoz ya da başka şey yemek, içmek ayıp değildir, ayıp olan insanların bu yedikleri içtiklerini siyasi mevzu yapmaktır.
Ancak, birilerinin yediğini, içtiğini siyasi mevzu etmek kadar o birilerinin yediklerini içtiklerini çok çok yakınları dışında sosyal medyada ya da başka biçimlerde paylaşmaları büyük bir ayıptır, büyük bir görgüsüzlüktür, bu da ayrı bir konu.
Şebnem Bursalı’yı medyadan tanıyorum, neden ve nasıl tanıdığımı hemen aşağıda yazacağım. Bu gazeteci kadının ıstakoz yemesini medyada paylaştığı için ilk eleştiren AKP’li hukukçu Mücahit Birinci’yi de yine medyadan hatırlıyorum ama onu da nasıl hatırlıyorum, önemli olan bence bu.
Şebnem Bursalı’yı milletvekilliğine giden sürecinde Erdoğan’ın gazetecilerle yaptığı söyleşilerden hatırlıyorum, hani şu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yöneltilen sorulara (!!!) prompterdan okuyarak yanıt verdiği söyleşilerden.
Şebnem Bursalı Monaco’da ıstakoz yediği için hem AKP çevrelerinde hem de AKP dışından çok sert eleştiriliyor ama bu kadının gazetecilik yaptığı dönemde sorduğu sorulara Cumhurbaşkanının prompterdan cevap vermesini aynı sertlikle eleştirildiğini aynı netlikle hatırlamıyorum, Herkese sormak isterim, bir gazetecinin, bir milletvekilinin ıstakoz yemesi mi daha ayıptır yoksa söyleşi yaptığı siyasetçiye sorularını önceden vermesi mi?
AKP MKYK üyesi hukukçu Mücahit Birinci’yi de ekran tartışmalarından hatırlıyorum. Birinci derece mahkemeler Anayasa Mahkemesinin kararlarını uygulamamaya başladıkları zaman konu tartışılırken bu AKP’li hukukçu arkadaş, yanlış yazmıyorum hukukçu, daha doğrusu hukuk fakültesi mezunu, birinci derece mahkemelerinin Anayasa Mahkemelerinin kararlarını uygulama zorunlulukları olmadığını iddia edebilmiş ve böylece anayasa hukukuna önemli bir teorik katkı yapmış idi.
AL BİRİNİ, VUR ÖBÜRÜNE
Bugün bir ıstakoz tartışması var AKP içinde, bir yanında Şebnem Bursalı, gazetecilik döneminde sorularına Erdoğan’ın prompterdan yanıt vermesine tepki vermiyor, veremiyor, öbür yanda da birinci derece mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamasını normal görebiliyor. Al birini, vur öbürüne ama basın ıstakoz meselesini öne çıkarıyor maalesef.
Daha da ilginci yine bazı AKP’liler, mesela Metin Metiner, AKP’li milletvekillerinin ıstakoz yemeleri (bir simge) ile 31 Mart seçimlerinde AKP’nin aldığı sonuç arasında ilişki kurabiliyor, ilk bakışta doğru bir yaklaşım gibi, vatandaşların büyük bölümü ciddi geçinme problemleri yaşarken bir AKP milletvekilinin ıstakoz yemesi arasında vicdani bir çelişki görülebiliyorlar, belki de görülmeli ama bir şartla.
Vicdan meselesi gündeme gelecek ise bu meselenin gündeme gelmesinin en doğru yolu mu acaba ıstakoz yeme lüksü (!).
Geçtiğimiz sene Türkiye korkunç bir deprem yaşadı, depremin etkili olduğu büyük bir coğrafya idi.
Çok çok sayıda insan enkaz altında, ellerinde belki cep telefonları var, bir umut yakınlarına ulaşmak, kurtulmayı bekliyorlar, umuyorlar ama birileri, dünyanın en vicdansız insanları, depremin ikinci gecesi deprem alanında bant daraltma uygulaması yapıyorlar, gerekçe de ertesi gün Erdoğan’ın deprem bölgesine geleceği için güvenlik tedbiri.
Bu yaşanan benim yaşamımda şahit olduğum en korkunç vicdani skandal, kimse Erdoğan’a “buraya gelmeyin, bant daraltma uygulamamamız şart” diyemiyor.
Ve bu vicdan skandalı neticesinde çok sayıda vatandaş enkaz altında ellerindeki cep telefonunu kullanarak yakınlarına ulaşamadıkları için ölüyorlar, ekranlarda bir babayı hatırlıyorum, kızının attığı mesaj babanın cep telefonuna bant daraltma bittikten sonra ulaşıyor ama artık çok geç olmuştur.
Istakoz yeme ile seçim sonuçları arasında bağ kuran zihniyet insanlık tarihinin muhtemelen en korkunç vicdan skandalı depremde bant daraltma arasında bir bağ kurmak istemiyorlar.
Istakoz meselesini bu kadar öne çekmenin altında sakın bu deniz ürününün kabuklu olması, yenmesinin günah addedilmesi yatmasın.
Oysa, insanlık tarihinin en büyük günahı o akşam deprem bölgesinde bant daraltma yaparak işlendi.
Ulaştırma Bakanı da “bu karar bir devlet kararıdır” diyerek kendini bu günahın dışına atmak istedi ama nafile.
ISTAKOZ GÜNAH, GERİSİ MUBAH
Aman ıstakoz yemeyin, rakı içmeyin, günahtır ama deprem bölgesinde bant daraltma, enkaz altındakilerin dışarıdakilerle ilişki kurmasının engellenmesi, Sinan Ateş cinayetinin bir buçuk senedir iddianamesinin yazılmaması, emeklilere zam yapmazken İstanbul havalimanının yapımcısı ve işletmecisi İGA’nın 1.2 milyar avro borcunu (43 milyar TL) 22 sene, 2044’e kadar ertelemek, AYM kararlarını uygulamamak, tarımcıya kaynak aktarmak için kurulmuş Ziraat Bankası kaynaklarından Demirören’ı medya sahibi yapmak, KHK’lılara “ağaç kabuğu yiyin demek”, krizde Emine Erdoğan’ın vatandaşlara “yarım porsiyon yiyin” demesi, Soma’da yerde yatan madenciye tekme atmak, Çorlu tren faciasında tek ceza alan kişinin faciada oğlunu kaybeden kadının olması, işçi kazalarının (cinayetlerinin) günde altıya çıkması sevaptır.
AKP’nin dinden anladığı da bu galiba.
Siz siz olun, rakı içmeyin, kabuklu deniz ürünü yemeyin, günahtır, gerisi mubahtır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025