Eser KARAKAŞ
Ferit Develioğlu’nun o muhteşem Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgatı “intihal” kelimesini “çalma, başkasının malını benimdir diye iddia etme, birinin yazısını veya şiirini kendinin gibi gösterme” diye tanımlıyor.
Ağır bir iddia intihal, hele akademik çalışmalarda daha da vahim bir görünüm alıyor zira hırsızlık yaparak unvan alabiliyorsunuz intihal yapıyorsanız.
Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Guvernörü, bir genel düzenleme özel düzenlemenin (Merkez Bankası Kanunu) önüne geçirilerek değiştirildi; meselenin bu hukuki yönü konusunda kendimi bir şey söyleyecek birikimde görmüyorum ama şayet eski Guvernör idare mahkemesine giderse meselenin hukuki boyutu hakkında bir fikir edinebiliriz.
Ancak, tam da bu tartışmalar esnasında ortaya yeni Guvernör Murat Uysal hakkında yeni bir iddia daha atıldı.
Elimizde Murat Uysal’ın enflasyon hedeflemesi konulu yüksek lisans tezi var ama konuya ilişkin başka kaynaklar da var ve bu kaynakların beraberce izlenmesi ortada ciddiye alınması gereken bir intihal iddiası olduğunu ortaya koyuyor.
Murat Uysal’ın tezine YÖK’ün sitesinden ulaşmak mümkün; bu arada bir konuyu itiraf edeyim, tezi ararken YÖK’ün sitesinde, ilk düşündüğüm tezin incelemeye kapatılmış olacağını düşünüyordum ama günahlarını almışım YÖK yetkililerinin, teze ulaştım.
Senelerce yüksek lisans ve doktora tezlerine girdim, şunu söyleyebilirim, içerikle ilgili yorum yapmıyorum, bu tezde çok büyük usûl sıkıntıları var.
Peki şimdi bu durumda ne olacak?
YÖK acaba yeni Guvernörün tezi hakkında bir araştırma, soruşturma yapıp, ünvanı iptal yoluna gidecek midir?
Bu, meselenin üniversiteyi ilgilendiren boyutu.
Ama ortada bir de mali sektörü ilgilendiren boyut var.
Ortada bir intihal varsa Merkez Bankası Başkanı böyle bir suçlama karşısında görevini sürdürebilecek midir?
Cumhurbaşkanlığı makamı hakkında intihal suçlaması olan bir Merkez Bankası Başkanı ile çalışacak mıdır?
Şunu unutmayalım, Merkez Bankası Başkanı kağıt paraların üzerine devlet adına imza atmaktadır, sikke ya da altın para dönemi geride kalmıştır ve kağıt parayı da değerli kılan sadece üzerindeki imzanın ağırlığı, saygınlığıdır.
Yargı ve/ya da gerçekten herkesin kabul edeceği bir bilirkişi heyeti durumu kanıtlarsa tezinde intihal yapan bir kişinin bu özelliği taşıması mümkün müdür?
Bankacılık bir sektör olarak ağırlıklı olarak itimat üzerine kurulu bir sektördür, herkes bilir ki, her mudi aynı anda parasını bankalardan çekmek isterse sistem çökmektedir ama sistemi ayakta tutan şey sisteme duyulan güvendir.
Sistem demek de o sistemin kurallar bütünü ve sistemin başında bulunan kimliklerdir.
Merkez Bankası da bankacılık sisteminin en tepe kurumudur, ciddiyet gerektirir, bankacıların işyerlerinde koyu renkli elbiseler giymesinin temel nedeni de görüntüde bile bu ciddiyet arayışıdır.
Merkez Bankacılığımız ilginç günler yaşamaktadır.
Ama, yazımı noktalamadan şunu da belirtmek isterim, öz Türkçeci asla değilimdir ama intihal kelimesinin anlamını üniversite öğrencilerine, hatta asistanlara sorun, büyük oranda doğru yanıt alamazsınız, yeni Türkçede de bir karşılığı yok çünkü muhtemelen bu kavram ilgi alanımıza giren bir kavram pek değil.
Sayın Erdoğan bu konuyu bakalım ciddiye alacak mıdır?
İntihal iddiası, hele bir Merkez Bankası Başkanı için, ağır bir iddiadır.
Ben de tezde intihal var deyip kestirip atamam ama tezin yetkili organlar tarafından incelenmesi de artık bir zorunluluktur.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025
18.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025