Fehmi KORU
Çok partili hayat 1800’lerde başladığı halde bugün Meclis’te temsil edilen partilerin -biri hariç- hepsinin tarihi yarım asrı bulmuyor. İktidar partisi ise 10. yıldönümünü kutladı. Tek istisna, kökleri Cumhuriyet öncesine (9 Eylül 1923) uzanan CHP... 12 Eylül (1980) darbesi sonrasında kapatıldı CHP; yeniden açılışı (1993) nispeten yenidir...
Her ülke Türkiye değil. İngiltere’de şu anda iktidarın büyük ortağı olanMuhafazakâr Parti’nin (MP) tarihi 1678’e kadar uzanıyor; şimdiki adını da 1834’te aldı MP. Partinin çok uzun iktidar yıllarında izlediği çizgi, hiç değilse bir bölümü, bugünün MP’sinin benimsemediği, karşı çıktığı politikalar...
Yüz yıllar içinde hangi politik çizgi eskimez? Bugünün MP yöneticilerinin aklından geçmişte partileri adına iktidarda bulunmuş kişilerin aldıkları kararları, yaptıkları uygulamaları dert etmek gelmez. Muhalifleri partinin kurucusu ve iki kez başbakanlık yapmış Robert Peel’i veya Benjamin D’Israeli’yi, Winston Churchill’i eleştirdiği zaman, MP’nin bugünkü lideri David Cameron’un telâşlanması gerekmez.
Bizde ise, 1930’larda yaşanmış olaylar yüzünden CHP’nin içi bugün karışabiliyor; birisi ‘Dersim’ sözcüğünü ortaya attı, CHP’nin içine pimi çekilmiş bir bomba düşmüş gibi oldu.
Sebebi, CHP’nin ‘tarihte sürekliliği’ çok fazla önemsemesi ve kurucu kadrosunu‘dokunulmaz’ sayması... Hasan Bülent Kahraman’ın benzetmesiyle, Cumhuriyet’in ilk yılları, CHP için, bir tür ‘asr-ı saadet’...
Oysa tarih, adı üstünde, belli bir dönemle irtibatlıdır ve sorumluluklar da dönemle sınırlıdır. Geçmişte biri veya bir kadro bugünden bakıldığında ‘hata’ olarak görülen bir eylemde bulunmuş veya yanlış karar vermişse, o eylem veya karar, aynı çizginin bugünkü temsilcilerini hiçbir biçimde bağlamaz.
Her siyasi kadro kendi yaptıklarıyla hesaba çekilebilir. CHP’nin bugünkü lideriKemal Kılıçdaroğlu partisinin o günkü kadrolarının 1937-38 döneminde‘Dersim’ konusunda aldığı kararlar ve uyguladığı yöntemlerden neden sorumlu tutulsun ki? O kararların ve uygulamaların kurbanı bir aileden geldiği halde hem de...
Bize özgü bir gariplik bu ‘tarihin sürekliliği’ algısı...
CHP’nin eski liderlerinden Bülent Ecevit bu garipliğin getirdiği ekstra yükün farkındaydı ve biraz da bu sebepten 12 Eylül (1980) sonrasında yeniden siyasi hayata girmesi gerektiğinde ‘eski CHP’yi dirilterek yola devam etmek yerine yepyeni bir parti (DSP) oluşturmayı yeğledi. Ak Parti’yi kuran kadro da, akıllı bir tavırla, “Gömleğimizi çıkardık” metaforunu kullanarak, geçmişleriyle bugünleri arasına kalın bir duvar çekti.
Artık kimsenin aklına geçmişte saflarında yer aldıkları partiler yüzünden Ak Parti kadrosunu hesaba çekmek gelmiyor. Gelse de kimse ciddiye almıyor. Bir tek CHP Cumhuriyet tarihimizin neredeyse bütününden, -bazen iktidarda yaptıkları, bazen muhalefetteki tutumları yüzünden- hesap vermeye mecbur...
Kendi kendini kıstırdığı açmaz CHP’yi yiyip bitiriyor...
Şuna bir baksanıza: Dersim’li Kılıçdaroğlu başındayken, CHP, Dersim konusunda köşeye sıkıştı...
Bu sınavı başarıyla veremezlerse, Kılıçdaroğlu da CHP de çok şey kaybedecek...
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025