Fehmi KORU
Her gün değişik konularda kalem oynatanlara en sık sorulan, yazmaya değecek malzemeyi nasıl bulduklarıdır. “Her gün, her gün nasıl yazacak konu buluyorsunuz?” sorusu pek sık işitilir.
Yazı bir disiplin işidir oysa.
Attila İlhan arkasında sayısız şiir, onlarca roman ve binlerce makale bıraktı. Sorulduğunda, “Ben her gün yalnızca bir sayfa yazıyorum” dediğini hatırlıyorum.
O kadar birikim her gün tek sayfalık verimle ortaya çıkmış bulunuyor.
Geçen gün eski bir konuyu işlerken ‘fehmikoru.com’ sitesini ilk hangi gün devreye soktuğumu da yazmam gerekti; a o da ne, 9 Haziran 2016 tarihinden beri, hiç duraklamadan, bir gün bile savsaklamadan, her gün bir şeyler karalıyormuşum.
Toplam 600’den fazla yazı ediyor.
Herbiri A4 kağıtla 2-3 sayfalık yazılar…
İşin sırrı
Özenip de becereceğinden tereddüt geçirenlere bugün bir tüyo vereceğim: Hemen her dönemin döne döne yazıldığında kimsenin itiraz etmeyeceği, bıkkınlık verdi denilmeyecek popüler bir konusu vardır; masa başına oturduğunuzda, ele almak için aklınıza başka konu gelmiyorsa onu işlersiniz…
Son dönemin popüler konusu ittifak olayı…
Bizi, siyasi yorumcuları, daha hayli zaman meşgul edeceğe benzeyen konudur bu.
Yıllar önce, hadi tam yılını da vereyim 1991 yılında, sonuç alıcı ilk ittifak, aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilene kadar muallakta tutulmuştu.
İttifak oluşmuştu oluşmasına, ancak içinde yer alan üç parti son ana kadar etrafa renk vermemeye çalışmıştı.
O kadar aşırıya vardırıldı ki bu ihtiyat, ‘ittifak’ içerisinde yer alan partiler (Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrat Parti) bile, “Acaba son anda kazık yer miyiz?” endişesiyle, ayrı aday listelerini hazır bekletmişlerdi.
Başarılı oldu o ittifak.
Bir önceki seçimde (29 Kasım 1987) RP 7.2, MÇP 2.9 oy oranıyla baraja takılmıştı; iki partinin ittifakının yüzde 10’u kıl payı da olsa geçmeye yarayacağı hesap edilirken gidilen ‘ittifak’, seçimde (20 Ekim 1991), yüzde 16.9 oy birikimi sonucunu getirmiş; tek başına girdiği bir sonraki seçimde (24 Aralık 1995), RP, oylarını yüzde 21.4’e yükselterek sandıktan birinci parti çıkmayı başarabilmişti.
AK Parti benzer bir durumun önümüzdeki genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanmasını bekliyor.
Dün Ak Parti’nin genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘ittifak’ oylarının en az yüzde 60’ı bulacağı ‘müjdesini’ partililerle paylaştı.
Aritmetik olarak doğru bir hesap bu. 1 Kasım 2015 seçiminde AK Parti yüzde 49.5, MHP de yüzde 11.9 oy almıştı; iki oranın toplamı yüzde 60’ı aşıyor.
Bu durumda karşı tarafa havlu atmak mı düşüyor?
Formül bulmazlarsa muhalefetin işi zor
Açık sözlü olmam gerekirse bu soruya “Evet” cevabını vermek zorundayım. Geriye kalan partiler beş benzemez gibi; hepsini biraraya getirmek ve o birliktelikten bir sinerji çıkarmak olağanüstü güç. Ayrı ayrı seçime gidildiğinde ise, CHP –ve bir noktaya kadar HDP– dışındaki muhalif partilerin baraj diye bir sorunu var.
Partilerin baraja takılması ‘cumhur ittifakı’ adını alan birlikteliğe ek kazanç getirecektir.
Kesinlikle zor bir durum.
Zor durumu aşmanın yolu, daha önce az oy almış veya yeni kurulmuş partilerin, seçime ayrı ayrı gideceklerse, bu seçimde baraj sorunu yaşamayacaklarına geniş bir kitleyi ikna etmelerinden geçiyor.
Saadet Partisi (SP) son seçimde yüzde 1’in altında oy almıştı, İYİ Parti ise yeni kuruldu; HDP seçmeni partilerinin baraj sorunu yaşamayacağından emin görünüyor.
İYİ Parti ile SP bu açmazı aşmak zorunda.
Aşabilirler. AK Parti kurulur kurulmaz yüzde 35 oyla tek başına iktidar olabilmişti; SP’nin öncüsü sayılan RP, iki hamlede baraja takılan parti olmaktan kurtulup kendisine iktidar yolunu açan oy oranını yakalayabildi.
Kolay mı bu?
Hiç kolay değil.
Aritmetiğin soğuk gerçeğini tersine çevirecek bir formül bulunmazsa hatta imkânsız da.
“Demokrasilerde çare tükenmez” sözü böyle ortamlar için söylenmiştir.
Çareyi bulan kazanır.
Bir seçimde (7 Haziran 2015) tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybeden AK Parti seçimi tekrarlatarak (1 Kasım 2015) iktidarını tazelemişti; ‘yüzde 50+1’ zorluğunu da ‘MHP ittifakı’ ile aşmaya çalışıyor AK Parti. Demek ki, çare bulunabiliyor.
Demiştim ben size, konu sıkıntısı çekildiğinde eldeki popüler konu imdada yetişir diye; ittifak konusu bugün bana ilaç gibi geldi işte.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025