Ferdan ERGUT
5 ay önce T24’te yayınlanan “Siyaseti Tarihle Birlikte Düşünmek” başlıklı yazımda Türkiye’deki muhalif siyasetin geçmişle ilgili sorunlu ilişkisine değinmiştim. Yazının iddiası oydu ki, Türkiye solu, kendisinin en önemli kurucu unsuru olduğu demokrasi tarihinin kazanımlarını, toplumda bıraktığı kültürel izleri yeteri kadar değerlendiremiyor ve yenilgici bir ruh haliyle demokratikleşmeye dönük atılan her adımda kendi tarihsel birikimini ve mücadelesini görmek yerine “iktidarın oyununu” görüyordu. Başarıdan pay çıkarmak ve bunu ahaliye anlatmak dururken, kendini resmin dışına çıkarmak için özel bir çaba harcıyordu.
Peki muhalif siyasetin Geçmiş’le kurduğu/kuramadığı ilişki böyleyken, Gelecek’le kurduğu ilişkiye dair neler söylenebilir? Türkiye solunun önemli bir kesimindeki cari siyaset, nasıl bir gelecek algısı üzerine inşa ediliyor? Türkiye yakın tarihinin en hegemonik iktidarına karşı alternatif siyaseti kurgulamak, bu yazıda açıklamaya çalışacağım türden bir gelecek algısıyla mümkün müdür? Okuyacağınız yazı, bu soruya olumsuz yanıt verdikten sonra karşı-hegemonik bir siyaseti kurgulamak için önümüze çıkan çok önemli bir fırsata, Halkların Demokratik Partisi’ne odaklanacak. HDP’ye varasıya ama, yolun ortasında duran CHP ile de ilgilenmek zorunda kalacak elbette!
Yazı boyunca temellendirmeye çalışacağım argümanımın çekirdek hali şu: HDP, basit bir yönetim veya iktidar tekniğinin değil; bir hegemonya mücadelesinin aracıdır. Tam da bu nedenle kısa vadeli beklentilere heba edilemeyecek kadar önemli bir oluşumdur. HDP Türkiye’de eşitlikçi, çoğulcu ve özgürlükçü bir siyasal odak olmak istiyor. AKP’nin hegemonik siyasetine bir karşı-hegemonik siyasetle çıkmak istiyor. Bu, bugünden yarına olacak iş değil. Deneyim biriktirmek, bilgi biriktirmek ve başarı biriktirmek gerekiyor. Yerel seçimler bu karşı-hegemonik düşünceyi ve siyaseti toplumsallaştırma yönünde çok önemli bir adım olacaktır.
AKP ile CHP arasına sıkışan Türkiye siyasetini açmak için yerel seçimler ve HDP/BDP’nin seçimlerdeki varlığı önemli bir fırsat… Nihayet AKP hegemonyasına karşı demokratik -ve sahici!- bir alternatif var. Yazının belki fazla “teorik” görülebilecek giriş bölümü ile “politik” olan sonraki bölümleri birbiriyle yakından ilintili. Zira, HDP’nin sunduğu fırsatı değerlendirebilmek –hatta onu bir fırsat olarak görebilmek dahi- belirli bir gelecek perspektifi ve algısına sahip olmakla mümkün olacak. Şimdi başlayabiliriz.
Gelecek
Zaman fark yaratır! Çoğunlukla farkına varmasak da yapıp ettiklerimizi biçimlendiren ana unsur aslında zamandır. Şöyle de söylenebilir: Yapıp ettiklerimizin istisnasız hepsi bir gelecek perspektifinin içine oturur. Kimisi kısa vadelidir, kimisi uzun… Kısa bir gelecek perspektifi içinde davrandığımız halimiz, uzun bir gelecek perspektifi ile davranış halimizden elbette farklı olacaktır. İkisi de biziz elbette; lakin deneyimlerimizi anlamlandırdığımız bağlam bütünüyle farklı. Kısa vadede anlamlı olan; uzun vade içinde en anlamsız olan olabilir! (Tersi de doğru elbette...)
Tarihçiliğin genel olarak insanların geçmişte olan şeylere verdikleri tepkileri, yanıtları inceleyen bir disiplin olduğu düşünülür. Tarihçiler A olayını gerçekleştiren(ler)in neden öyle eylediklerini anlamak için onun hemen öncesinde neler olduğuna bakar ve bir nedensellik bulmaya çalışır. Oysa insani etkinliklerin sadece bir bölümü böylesi bir şekilde geçmişe referansla anlaşılabilir. Yapıp ettiklerimizin önemli bir bölümü ise gelecek tarafından belirleniyor. Arzularımız, korkularımız, ulaşmayı hedeflediğimiz ortamı kurmak veya gelmesinden korktuğumuz ortamı engellemek v.s. Tam da bu nedenle tarihçi, insanların beyinlerine nüfuz etmeyi, kendini geçmişte yaşamış o insanın yerine koymaya çalışır; o insanın ortamını kafasında yeniden kurgular ve neyi neden yapmış olabileceğini ortaya çıkarmaya çalışır.
Yapıp ettiklerimizin önemli bir bölümü gelecek tahayyülümüz tarafından belirleniyorsa o geleceğin kısa mı uzun mu olacağı başlı başına önem kazanır. Öyle ya, arkadaşlıklarımızdan, eğitime, tarıma, demokrasiye birbirinden çok farklı insani tecrübenin belirleyicisi, belirli bir gelecek tasavvurudur. Çocuklarımızın eğitimi için harcadığımız maddi, manevi kaynaklar sonuçta bu eğitimin uzun vadede bir “getirisi” olacağı tasavvuruna dayanır. Buğdayı da aynı nedenle ekeriz. Demokrasi içinde davranmaya devam ederiz; çünkü gelecek perspektifi uzundur. Önümüzdeki seçim, son seçim olmayacaktır (bir an için olacağını düşünün!). Birbiriyle ilgisiz bunca alanın tek ortak noktası, uzun vadeli bir gelecek tasavvurunu barındırmasıdır.
Uzun vadeli gelecek tasavvurumuzun birden bire kısaldığı bir durumda davranışlarımızın nasıl değişebileceğini Enis Batur’un sıkı metinlerinden biri Mürekkep Zaman benden daha iyi anlatır:Kitap, “altıbinotuziki gün kaldı” diye başlar. “9 Temmuz 2002 günü Linear teleskopu, iki kilometre çapında bir göktaşının 1 Şubat 2019 günü çarpabileceği yeryüzüne doğru, saatte yüzbin kilometre yutarak yaklaştığını” saptamıştır. Taşın dünyaya çarpması son derece küçük bir olasılık – yetmiş binde bir. Üstelik pek yakında bu olasılığın da sıfırlanacağı görüşündeymiş gökbilimciler.
Biz yine de -konumuz gereği- göktaşının dünyamıza kesinlikle çarpacağı varsayımından ilerleyelim. Başka bir deyişle, ya 12 yıl sonra hepimiz yok olacak olsaydık? Enis Batur’dan devam ediyorum: “Kişinin ölüm tarihini önceden bilmesi her şeyi tepeden tırnağa değiştirmeye yeterdi. Hayatımızın çehresini böyle biçimlendirenin bir bilinmeyen olduğunu unutuyoruz genellikle. Yedi yıl, yirmibir yıl, otuz yıl sonra öleceğimize ilişkin kesin bir bilgi olsaydı elimizde, bütün yaşama düzenimiz kökünden değişecekti. Bilinmediği için daha seyrek akla getiriliyor ölüm fikri. 1 Şubat 2019 günü öleceğimizi şu an öğrensek, yaşamımızdaki sıralamaları hemen yerinden oynatmaya koyulur, riziko eşiklerimizi zorlamaya başlar, tutsağı olduğumuz nice zincirden soyunmaya çabalar, dayanılmaz ağrılar içinde kıvranırdık. Biyolojik ölüm tarihlerine dek beklemeye katlanamayanların sayısı artardı. Kimileri için, her vakit, bir an önce ölmek en doğru çözüm yolu olmuştur”.
Batur’la birlikte tekrar soralım: Gelecek perspektifimizin kısaldığı, “çektiği” anlarda (iki yıl sonra öleceğimizi bildiğimiz anlarda mesela) hangimiz şu anda yaptığımız işi yapmaya devam eder, hangimiz eyvallah dediğimiz durumlara hala eyvallah derdi? Bütün bu soruların yanıtları elbette kişilerin “riziko eşikleriyle” ilgili olarak değişecektir. Fakat bütün bu farklılıklara rağmen, sanırım çok azımız umutlu bir geleceği inşa etmek için güç, deneyim ve bilgi biriktirmeye devam edecektir. Önümüzde uzanan gelecek bunlarla vakit kaybedemeyeceğimiz kadar kısalmıştır da ondan!
Buraya kadar söylenenlerin siyasetle henüz bir ilgisi kurulamadıysa CHP’den bahsetme zamanıdır!
CHP bir alternatif olamaz
Türkiye yakın tarihinin en hegemonik partisi olan AKP ile mücadelenin tam da yukarda anlattığım kısalmış bir gelecek tasavvuru nedeniyle kadük kaldığını ve bu gelecek tasavvurunu açamazsak öyle de kalacağını düşünüyorum.
Sol siyasetin gelecek tasavvurunu daraltan, küçülten bir zihniyet var. Genellikle şöyle işler bu zihniyet: “Ne olursa olsun birincil ve tek hedef AKP’den kurtulmaktır. Bu uğurda işbirliğine açık olan istisnasız her kesimle işbirliği meşrudur. AKP’ye muhalefet eden hiçbir örgüte/partiye muhalefet edilmez.” Gelecek tasavvurunu daraltan, hatta gelecek perspektifini “şimdilik” kaydıyla bütünüyle bir yana koyan bu zihniyet, kendisine sığınacağı kurumsal bir şemsiyeyi bulmakta zorluk çekmez: CHP her zaman göreve hazırdır! Türkiye’nin görece daha demokrat basın organlarında son haftalarda tam da bu minvalde CHP’ye işaret eden yazılar çoğalınca CHP’ye dokunmak da farz oldu! (Yani bu yazı “muhalefete muhalefet mi edilirmiş” diye yaygınlaşmaya başlayan ve her ezber gibi anlamsız olan o ezbere karşı da yazıldı. Evet “muhalefete” muhalefet ediyorum!)
CHP, Türkiye’deki sol siyasetin gelecek tasavvurunu yok eden en önemli örgüttür! 1980 öncesi dönemine hiç girmeyeceğim. (CHP’nin iflah olmaz “madde”sine dair çok yazdım, konuştum). Fakat son 20 yıllık tarihine bakarak şunu söylemenin insafsızlık olmayacağını düşünüyorum: CHP, bizzat seçmenleri tarafından “kerhen” oy verilen partidir. Dünyada bu kadar uzun yıldır, bu kadar fazla sayıda insanın kerhen oy verdiği başka bir parti var mıdır bilinmez? CHP, bütün seçimlerde “geleceği bir kenara bırakın; şu anda çok kritik dönemlerden geçiyoruz” diye oy alır. Her seçimde birçok insan “bu kez son” diye oy verir. Gelecekle hiç işi olmayan bir partiyi konuşuyoruz yani!
Peki, Türkiye yakın tarihinin en hegemonik iktidarı ile gelecek perspektifini (yani programı, ilkeleri) dışarıda bırakan bir aciliyet duygusunu her daim topluma zerk ederek, sürekli insanları bir takım “tehlikelere” karşı alarme ederek başa çıkılabilir mi? Karşı hegemonya, sadece AKP-karşıtlığı temelinde kurulabilir mi? Karşı hegemonya, Türkiye’nin temel (ve tarihsel) demokratikleşme sorunlarına dair bir programatik zemin oluşturmadan kurulabilir mi? Hayatın her alanına yayılan ve sadece siyasal değil, aynı zamanda sosyolojik ve kültürel bir hegemonya kurmuş bir zihniyete karşı mücadele, böyle bir yerden kurulabilir mi? “AKP’ye karşı olmak”, başlı başına pozitif ve alternatif bir siyaset zemini sağlar mı?
Hepsine yanıtım elbette “hayır”. Karşımızda, diktatoryal heveslerini her fırsatta açık eden bir tek adama mutlak sadakat ilkesiyle hareket eden bir AKP var. Özellikle iktidarının ikinci yarısında iktisadi büyüme konjonktürünü bütünüyle inşaat sektörü, arazi rantlarının dağıtımı ve doğaya saldırı üzerine kurmuş ve bütün bu süreç boyunca boğazına kadar yolsuzluğa batmış bir iktidar... O derece bir yolsuzluk ki, iktidardan düştüğü anda Yüce Divan’a gideceği aşikar olan ve iktidardan düşmemek için her türlü çılgınlığı da yapabilecek hale gelmiş bir iktidar... Ve elbette, bütün bunlar nedeniyle bu seçimlerde oyunun düşeceğinin garanti olduğu bir iktidar...
Ama bir sorun var: İnsanlar, güvenebilecekleri bir alternatif görmedikleri müddetçe öyle ya da böyle 12 yıldır destekledikleri bir partiden desteklerini çekmezler. Dost sohbetlerinde eleştirirler, bundan böyle her söylenene inanmazlar ama yine de oylarını verirler. Zira, o insanlar iktidar sorunundan daha vahim bir muhalefet sorunu olduğunu düşünüyor olabilirler!
İnsanların AKP’den kitlesel olarak kopmamalarının bir nedeni elbette tarihseldir. “Bizi kesecekler” lafı sadece laik burjuvazi arasında değil; müslümanlar arasında da geçerlidir! Kemalist Cumhuriyet tarihi, yeteri kadar korku salmıştır. “AKP giderse, bütün bir hayat tarzımız, varlığımız tehlikeye girecek” diyenlerin hiçbir tarihsel temeli olmadığı söylenebilir mi? Eşi başörtülü diye bir insanı Cumhurbaşkanı seçtirmemek için “367” rezaletine imza atan CHP, bu insanlara güven verecek istikrarlı bir siyaset zemini geliştirdi mi o zamandan bu zamana? (Seçimin hemen öncesinde Erbakan soyadlı aday bulmaktan bahsetmiyorum. Partinin İstanbul İl Başkanının, bu satırların yazıldığı gün televizyonda hala başörtüsü yerine “türban” dediği bir hazımsızlıktan bahsediyorum)
Sadece müslümanlar da değil... Kürtlerin 30 yıllık mücadelesinin sonucunda oluşturdukları taleplere –ana dilinde eğitime, demokratik özerkliğe, değişmez maddeleri olmayan anayasaya v.s- CHP nasıl bir yanıt veriyor? 1924’de kendisinin kurduğu ve ana hedeflerinden birinin de Alevilerin asimilasyonu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağv edilerek din işlerinin topluma bırakılmasına nasıl bakar mesela? Ya da Dersim’le yüzleşmeyle? 2015 geliyor: Ermeni Soykırımı’na dair ne diyecek CHP?
Aslında bu soruları CHP’ye yöneltmenin ne kadar anlamsız olduğunu biliyorum. Seçimlere gidiyoruz ve CHP’nin umurunda değil bu sorular. Dahasını da söyleyeyim: Bizatihi siyaset, CHP’nin umurunda değil! CHP, partinin kapısına ilanı astı: “AKP’li değilseniz, bizdensiniz; gelin!” Bu çağrı, siyasetin içini boşaltma çağrısıdır. Bu çağrı siyaseti ilga etme çağrısıdır. AKP karşıtlığının, kendi başına bir siyaset olduğu yanılsamasıdır. Türkiye’nin ihtiyacı duyduğu siyaset bu değil!
Gariptir; CHP’nin kendi tarihinde bile bundan daha “siyasetsiz” bir dönem yaşanmamışken bir grup aydın, akademisyen yazılarında CHP’ye işaret etmeye başladılar. Aslında çok olağan üstü bir ifşaat/kaset/video v.s. çıkmazsa 30 Mart’ta ne olacağı üç aşağı beş yukarı belli: AKP’nin oyları düşecek; ama iktidarı kaybetmeyecek. Böyle bir ortamda alternatif bir parti adı zikretmeden “AKP’yi iktidardan uzaklaştırma şansını yakaladık” diye yazılar yazmak, oyları CHP’de birleştirin demektir. Ufukta böyle bir gerçeklik yok. Varsayalım ki, olmayacak şey oldu ve AKP iktidarı kaybetti. Alternatif olarak CHP, MHP ve Cemaat koalisyonunundan başka bir politik güç gösteriliyor mu? Gerçek ve sorumluluk sahibi politik özneler, alternatifi işaret etmeden siyaset yapmazlar. İP, birçoğundan daha gerçek bir iş yapıyor: AKP’yi devirip faşist, otoriter, teknokratik bir “milli hükümet” v.s. önerisi bütün uğursuzluğuna rağmen bir alternatif önerisidir. Zira seçimleri devre dışı bırakan bir öneridir. Elverişli güçleri bulursa yapar!
AKP’ye muhalif güçler bunun dışında gerçek bir alternatif gösterebiliyorlar mı? Sosyalist Devrim her zaman günceldir gibi ajitasyon yapmayacaksak gösterilen tek alternatif CHP’dir. Bazen açıkça, bazen üstü örtülü yazılan yazıların adresi CHP! Kimi köşe yazarı akademisyenler artık CHP ile mesafelerini tümüyle yitirdiler. Açıkça CHP propagandası yapıyorlar. Elbette yapabilirler: Fakat akademisyen kimlikleriyle tanınıp bu kimliğin yarattığı “nesnellik” efektinden yararlanarak, yaptıklarının düpedüz propaganda olduğunu saklamalarını onaylamak mümkün değil. O arkadaşlara söylenecek söz bellidir: Bu satırların yazarının da dahil olduğu bir gruba siz de dahil olun ve benimsediğiniz partiye üye olun!
Açıkça CHP propagandisti olarak çalışan bu akademisyen yazarların yanında bir de utangaç CHP’li aydın/akademisyen grubu belirdi. Geçmişte söylediklerinin de etkisiyle elbette birinci gruptakiler kadar müdafaasız değiller, olamıyorlar. Bunların yazılarında parti ismi zikredilmiyor. Yerel Seçimlerde – “özellikle büyük kentlerde” diye eklemeyi de ihmal etmeden- AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak gibi bir hedef konuluyor. Otoriter bir tek adam rejimi kurmaya çalışan AKP’ye had bildirmek, oyunu düşürmek değil; bu seçimlerde iktidardan uzaklaştırmak! Ve bu genel ilkeden hareket edildiğinde strateji kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten: Hangi politik özne büyük kentlerde AKP’yi iktidardan uzaklaştıracak ise oyları orada birleştirelim! Bu önerinin CHP’ye işaret ettiğini anlamamak için saf olmak gerekir. Bu yazarlar için şöyle soruların bir anlamı yok elbette: Siyasetsizliğin timsali Mustafa Sarıgül’lün Kadir Topbaş’tan; Mansur Yavaş’ın Melih Gökçek’ten ne farkları var? Şehircilik ve yerel demokrasi konularında rakiplerinden hangi noktalarda ayrılıyorlar? Rakiplerinin söyleyemeyecekleri neyi söylüyor bu “sosyal demokratlar”? Sarıgül’ün tek adamlık kompleksi, mesela Melih Gökçek’ten daha mı azdır?
Açık ya da örtük CHP’yi işaret edenler, siyaseti nasıl bir gelecek perspektifinin içine oturtarak yapıyorlar? Gök taşı çarpacak ve son atımlık barutumuzu mu kullanıyoruz? Nedir bu telaş? Oysa CHP’nin bizatihi varlığıyla daralttığı gelecek tasavvurumuzu biraz genişletsek resim daha net görülecek aslında. Bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam edelim.
http://t24.com.tr/haber/siyaseti-gelecekle-birlikte-dusunmek-i/251310
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2015
28.07.2015
30.05.2015
5.02.2015
27.10.2014
21.06.2014
3.06.2014
26.04.2014
4.04.2014
20.02.2014