Ferhat KENTEL
Geçtiğimiz günlerde Mazlum-Der Cizre Raporu’nu açıkladı. Bunun yanısıra Barış Vakfı bünyesinde Cuma Çiçek ve Vahap Coşkun tarafından hazırlanan “Dolmabahçe’den günümüze çözüm süreci: başarısızlığı anlamak ve yeni bir yol bulmak” raporu da kamuoyuna sunuldu.
Mazlum-Der, mazlumların kökenini sormadan, zulmü dert edinen bir kuruluş... Vahap Coşkun ve Cuma Çiçek ise Kürd meselesinde süren çatışmanın “bağnaz bir tarafı” olarak asla nitelendirilemeyecek iki akademisyen.
Mazlum-Der Raporu hazırlamak için çok sayıda insanla görüşmüş; raporda YPGH’nin ve güvenlik güçlerinin Cizre’de insani, ahlâki ve maddi olarak ne tür bir yıkıma sebep olduklarını düşünmemiz için çok sayıda veri sunuyor.
Öte yandan Çiçek ve Coşkun, 21 Mart 2013’te devletin de dahil olduğu, bir milyon insanın katıldığı, TV kanallarının yayınladığı bir şenlikte, Öcalan’ın, barışa çağrı yapan meşhur Newroz konuşmasıyla başlayan çözüm sürecinin nasıl sona erdiğini olabilecek en objektif bir dille anlatıyorlar.
Mazlum-Der ve Coşkun-Çiçek’in raporları birbirini tamamlıyorlar. Ve iflah olmaz “ölüm” kutsayıcıları bir kenara bırakılırsa, “normal” insanları biraz olsun aklıselime davet ediyorlar ve her şeye rağmen, barışı yeniden düşünebilmemize imkan sağlıyorlar.
Mazlum-Der’in hazırladığı rapor, savaşın sebeplerini ya da kazanmak ve kaybetmek etrafında şekillenen “reel siyaset”i değil; Cizre’deki insanlık trajedisine odaklanıyor.
Mesela, “YDGH’nin, “evlerin yanına ya da altına döşediği patlayıcı düzeneklerin sivillerin can güvenliğini açıkça tehdit ettiğine”, “bazı mahallelerde halkın ilçeyi terk edişini zor kullanma suretiyle engellemeye çalıştığına”, “Neredeyse karakol görüntüsü verecek şekilde polis merkezi gibi kullanılan hastaneye gidip tedavi olmaya çekinen, çünkü şüpheli olarak tanımlanmaktan korkan sivil halktan kişilere” dair iddiaları önümüze koyuyor.
Raporun sonuçlarından şunu anlıyoruz: raporda yazılmasa bile, gerçekten barışı tesis etmek istiyorsak, yani Cizre halkının gerçekten varolan devlet ve toplum yapısına bağlı kalması (ya da “yeniden bağlanması” demek lazım belki) isteniyorsa, mesela; “Cizre’ye geri dönen kişilerin ilçeye girişte aramadan geçerken maruz kaldığı tahkir edici tutumları”, “İzinsiz kullanılan evlerdeki eşyalarının tahrip edilmesi, nefret içerikli duvar yazılarının yazılması”, “bazı evlerin içinin hakaret kastıyla kirletildiği iddiası”, “Güvenlik güçlerinin bilgisi dâhilinde beyaz bayrakla sokağa çıkan sivillerin vurulması” gibi insani hususların soruşturulması gerekiyor:
Mazlum-Der’in raporu, Cizre örneğinden çıkarak, yaşanan korkunç pratikleri önümüze sererken, Çiçek ve Coşkun’un hazırladığı rapor ise çok daha makro ve siyasal düzeyde yapılan hataları gösteriyor.
Rapordaki şu tespitler acıklı sonucu göstermeye yetiyor:
“Kent çatışmaları gri alanları dikkate değer ölçüde daralttı, tarafları eleştirme olanaklarını azalttı ve çatışmanın tarafları dışındaki aktörleri susturarak taraf olmaya zorladı/zorluyor.”
“Çocukların ve gençlerin karşı karşıya kaldığı militarizm büyük toplumsal riskler üretmeye gebedir. Azımsanmayacak sayıda çocuk ya silaha ve şiddete maruz kaldılar, ya da silahı ve şiddeti kullandılar.”
Bu köşeye sığdırmak mümkün değil; ama rapora göre bugün hem devletin hem de PKK’nin “çıkmaz bir yolu” var ve “PKK şiddete başvurarak bu savaşı kazanamaz. Lakin devlet de bu savaşı kazanamaz.”
Sonuç olarak çözüm sürecinin, barışın yeniden düşünülebilmesi için tabii ki “çatışmasızlığın ivedilikle sağlanması”, “dokunulmazlıkların kaldırılması gibi adımlardan kaçınılması” gibi öneriler dile getiriyor rapor.
Ama belki de, insan olduğumuzu hatırlatacak bir şeyler yapmak gerekiyor...
Mesela “Çatışmasızlık sonrasında kaybedilen yaklaşık 2 bin yurttaş için ülke genelinde bir ya da üç günlük yas ilan edilmesi” gibi...
“Dili silahsızlandırmak” gibi...
Bas Haber
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020