Gülay GÖKTÜRK

Kamuya başörtü çıkartması
18.03.2013
3517

 Cumhuriyet Gazetesi "Toplumda kutuplaşma yaratacak bir eylem" başlığıyla vermiş haberi. Akit ise "Haydi Bismillah" diyor...

Siz bu satırları okurken, devletimiz 90 yıllık bir kör derin bir sarsıntı geçiriyor olacak. Kuruluşundan bu yana memurunu "başı açık" olarak tarif eden devlet, bu sabah masalarının başında başörtüleriyle oturan memurlarla yüz yüze gelecek. Onlara katlanmak, onları kabullenmek, içine sindirmek, bunun için de resmi "normal" anlayışını değiştirmek zorunda kalacak.


Biliyorsunuz, Özgür Eğitim-Sen geçtiğimiz aralık ayında kamuda kıyafet yönetmeliğine karşı bir sivil itaatsizlik hareketi başlatmıştı."Özgürleşene kadar kıyafet boykotundayız" sloganıyla yürütülen bu eylemde erkek öğretmenler pazartesi günleri takım elbise ve kravat giymemeye, kadın öğretmenler de derslere isterlerse başörtüsüyle girmeye başlamıştı.

Bu boykotu Memur-Sen'in ocak ayında başlattığı imza kampanyası izledi. "Kamuda başörtüsü yasağına son" sloganıyla başlayan imza kampanyası kısa sürede 10 milyonluk hedefini aşarak 12 milyona ulaştı. Kampanyaya gelen bu yoğun destek üzerine, şimdi mücadelenin yeni bir aşamasına geçildi. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu 18 Mart tarihini kamuda "serbest kıyafet günü" ilan ederek bütün memurlara serbest kıyafetle işe gelmeleri çağrısı yaptı.

Tabii, kamudaki bazı sendikalar da hemen bu çağrının Kamu Personelinin Kılık Kıyafetine İlişkin Yönetmelik'e aykırı olduğunu söyleyerek başörtüsüyle işe gelenlere idari soruşturma açılmasını talep ettiler. En temel insan hakkının karşısında zavallı bir yönetmeliğin kıymet-i harbiyesi mi olur, demeden...

Evet, bu bir fiili durumdur, bir sivil itaatsizlik eylemidir. Ama itaat edilmeyen yönetmeliğin kendisi, anayasayla güvenceye alınan temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırıyorsa, böyle bir yönetmeliğe itaat etmemekten daha meşru ne olabilir?

Üstelik bu eylem meşruiyetini sadece anayasadan ve evrensel insan hakları metinlerinden değil; toplumun vicdanından da alıyor.

Temel haklarda çoğunluk şartı zaten aranmaz ama bu konuda toplumun ezici çoğunluğunun da serbestîden yana olduğunu biliyoruz. Nitekim bundan birkaç ay önce TESEV'in yaptırdığı bir kamuoyu araştırması da, halkın yüzde 76'sının, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasından yana olduğunu ortaya koymuştu.

Ehh, sokaktan geçen her dört kişiden üçünün yanlış bulduğu, ayrıca temel insan haklarına da aykırı olduğu apaçık olan bir yasağı, hâlâ ve ısrarla darbe artığı bir yönetmelikle sürdürmeye kalkarsanız, sonuç bu olur; itaatsizliği kendiniz davet etmiş olursunuz.

Türban sorununu gerçekten "aştılar" mı?

Bu eylemin önemli bir tarafı da son zamanlarda türban meselesini "aşmış" görünmeyi seven aydın çevrelerin, CHP'lilerin ve solcuların gerçekte bu takıntıdan ne kadar kurtulduklarını görmemize imkân verecek olması. Memur-Sen'in eyleminin Cumhuriyet Gazetesi'nin arzuladığı gibi "toplumda kutuplaşma yaratacak bir eylem" haline gelip gelmemesi büyük ölçüde bu kesimlerin tutumuna bağlı olacak.

Özellikle de CHP'nin...

Hatırlarsanız CHP 2010 yılında üniversitelerde başörtüsü yasağının fiilen kaldırıldığı dönemde AK Parti'yle pazarlığa kalkışmıştı. Üniversitede başörtüsü sorununun çözülmesine destek olabilirlerdi ama garanti istiyorlardı: Arkasından da kamuda ya da üniversite öncesinde başörtüsü meselesi gündeme gelmemeliydi!

Sanki AK Parti böyle bir pazarlık yapma yetkisine sahipti! Sanki Tayyip Erdoğan kalkıp "Bu konu halledilsin, biz de türban meselesini ebediyen kapatıyoruz" dese, gerçekten kapatabilecekti!

Şimdi merak ediyorum; acaba Kılıçdaroğlu yine aynı pazarlığı mı açacak; yoksa o küf kokulu yönetmeliğin kalbura dönüp geçersizleşmesine destek mi verecek...

Kürt açılımında olduğu gibi bu meselede de parti içindeki ulusalcıların kuyruğuna mı takılacak; yoksa jakoben laiklik anlayışına karşı çıkma cesareti göstererek başkan koltuğunda oturuşuna biraz olsun anlam mı kazandıracak...
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)
  • Osman Sahin

    Osman Sahin

    4.12.2012 15:05

    Bu dusunce ve analiz KCK operasyonlarini savunan ve teorisini uretenlerle ayni dusunce yapisi! Onlarda bu operasyonlari BDP yi KCK den kurtarma adina desteklediler. Bunu Tayiz Bey gibi birisi yaziyorsa, oyle ise daha bir Ton yol alacagiz demektir. Bir gun gelir kurtlere yapilanlari insanligi kurtarmak adina savunacakmiyiz! Insanligi kurtlerden kurtarmak yarabi!

  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    4.12.2012 07:48

    Erdogan ve Ocalan bence de anlasmis durumdalar. kesinlikle katiliyorum. Ozellikle Gultan Kisanak ve Aysel Tuglukun meclisten uzaklastirilmasi Ocalani da Erdogani da rahatlatir, sorunun cozumunde kolaylik saglar. Keske Ocalan bu konuda bir aciklama yapsa. Ben zaten Erdogan bu kadar israrci davraninca Ocalanin arkadan bastirdigini anlamistim. Tesekkur ediyorum bu kafa acici derin gorusleriniz icin.

Yazarlar