Gürbüz ÖZALTINLI
Sözü dolandırıp yumuşatmadan soruyu tam ortadan sorarsak; Ortadoğu’da bir PKK devleti oluşturma siyasetinin adı neden “Kürt Özgürlük Hareketi” olsun? Hangi ölçütlerle bu siyaseti “sol ideallere” ya da “demokratik değerlere” uygun, anlamlı, desteklenebilir bulmamız isteniyor?
1) “Halkların kendi kaderlerini tayin hakkı” tek başına haklar hiyerarşisinin en tepesinde duran; diğer bütün hak ve özgürlükleri kendi uğruna vaz geçilebilir kılan mutlak bir hak mıdır? Kendi kaderini tayin hakkı adına geliştirilen somut siyasetler; başta yaşama hakkı, inanç/düşünce/ifade özgürlüğü gibi temel insan haklarını çiğniyorsa bu siyasetleri biz hangi meşruiyet modeli içinden “özgürlük hareketi” olarak rütbelendireceğiz?
2) PKK’nın devletleşme politikasının Kürt halkının kendi kaderine ilişkin özgür iradesini yansıttığını hangi verilere dayanarak kabul edeceğiz? PKK, şiddetin tamamen dışarıda bırakıldığı, tüm düşüncelerin kendisini ifade imkânı bulduğu demokratik bir rekabet ortamı talep ediyor mu? Yoksa kuruluşundan başlayarak hedeflerine yönelik sistematik şiddet uygulayan bir örgüt olarak yine bugün de devletleşme politikasını bölgede silahla dayatma yolunu mu seçiyor? Büyük seçim başarısından hemen sonra başlatılan hendek/barikat siyaseti Kürt halkının özgür iradesini mi temsil ediyor?
“Barış Süreci” Kürtlerin Türkiye içinde eşitlikçi demokratik entegrasyonu kabul iradesini ifade ediyordu. Bugünün PKK siyaseti ise bu perspektiften radikal bir kopuşu temsil ediyor. Barış Süreci Kürt halkı tarafından ezici bir ağırlıkla kabul görmüş, heyecanla desteklenmişti. Böylesine taban bulmuş bir politikadan dönüş yaparken, hangi demokratik mekanizmalar işletilmiş; nasıl özgür, açık bir tartışma yaşanmış ve Kürtlere açık seçik hangi soru sorulup cevabı alınmış da PKK Kürtlerin özgür iradesi adına “Ortadoğu’da kanla silahla devlet istiyoruz” a gelmiş…
Ortada, Kürt ulusallaşmacı hareketini yöneten siyasi kadronun kendi reel politik hesapları içinde verdiği stratejik bir karar var. Ortadoğu yeniden şekillenirken bu coğrafyada hükmedecekleri bir devlet istiyorlar. Üstelik bu bölgede Kürtleri temsil iddiası taşıyan tek yapı da kendileri değil. Güneyimizde köklü bir mücadele tarihinden gelen ve devletleşme düzeyinde ileri kazanımlar elde etmiş Irak Kürtleri ve Barzani hareketi mevcut. PKK’nın devletleşme siyasetinde tercih ettiği ittifaklar politikasına bakıldığında da bölgede Kürtlerin birliği gibi bir önceliğinin olmadığı; kendi iktidar hedefleri uğruna Barzani ile çatışmaya girdiği görülüyor.
Dolayısıyla, sonuçta bir reel siyaset tablosuyla karşı karşıyayız. Bu tabloda aktörlerin “neyi nasıl yaptıklarına” bakarak değerlendirme yapmak; ona göre politik tutum almak gerekir. Yoksa hiçbir aktöre kendi kimliksel varoluşundan gelen bir ayrıcalık; ne yaparsa yapsın desteklenmeyi hak eden bir “özgürlük taşıyıcılığı” atfedilemez.
Buradan bakınca da; demokratik barışçı siyaset kanallarının güçlendirilmesi; siyasetin şiddetten arındırılması yerine, şiddet dayatmacılığıyla devlet talep eden bir fırsatçılığı “özgürlük hareketi” olarak nitelemek; demokratik değerlerin değil milliyetçi paradigmanın hâkimiyetini gösterir. Daha ilginci de Kürtlerin bir kısmı kadar hatta onlardan da önce, Kürt olmayan kimi solcuların, PKK’yı izlediği politikalardan bağımsız olarak “Kürt Özgürlük Hareketi” olarak nitelemeye olan düşkünlükleridir. Bu tür düşünsel klişelerin, soğuk savaştan kalma “anti-emperyalist/ üçüncü dünyacı” paradigmanın kalıntıları olduğu kanısındayım.
Bu tür klişeler, örneğin entegrasyon siyasetinde ısrar eden bir Öcalan’ı; ya da demokratik barışçı yöntemlerle federatif yapılanmayı savunan Burkay’ı “Kürtlerin Özgürlük Hareketine düşman olanlar” safında görmeye itiverir insanı…
Bakalım. Yaşadıkça belki bunları da duyacağız…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023