Gürbüz ÖZALTINLI
Ankara’nın Çankaya’sında, kısacık, “unutulmuş” bir sokağa gizlenmiş büyülü bir yerdeyim. Bozkırın bu kuytusuna itinayla yerleştirilmiş bir Akdeniz simülasyonunda, ruhum müziğe karışmış, uzaklara uçuyorum. Hasır sandalyeler, beyaz örtüler, çatal bıçak sesleri arasında harika bir kadın sesi dolaşıyor. Ses, dokunduğu her insanı içine çekiyor; kanayan ruhları, sıkıcı hayatları kendi mucizesine çağırıyor. Bu sesin iyileştiremeyeceği bir yara olamaz. Kapının hemen dışında bozkır başlıyor olabilir. Bu şehrin kasvetli, asık suratlı renksizliği boğazınıza yapışabilir. Ama şu kısacık gece içinde, sığındığınız bu Akdeniz sesleri, her şeye değer.
Çok sevdiğim bir arkadaşımın sözüydü: “Bu küçücük yere, kocaman bir coğrafyayı müziğe, mezeye paketleyip sığdırmışlar.”
İşte oradayım. Her zamanki masada oturuyorum. Şık şık kadınlar, her girdikleri kapıda krallar gibi karşılanmayı doğal ayrıcalıkları sayan şehirli erkekler, tıklım tıklım doldurmuşlar masaları. Kaçamak bakışlar, küçük flörtler, abartılı sarılmalarla yaşanan arkadaş buluşmaları. Ancak müstehcenliğin kışkırtabileceği denetimsiz kahkahalar. Bizler; orta sınıfın saygıdeğer ahalisi buluştuk yine bu gece burada.
Bu “küçücük” yerde; Edith Piaf, Mercedes Sosa, Buena Vista Social Club, Haris Aleksiou, Sezen Aksu, bir doktorun sihirli sesi içinden sana sırayla uğrarlar. Sen bu dokunuşlarla; yeryüzünün nasıl coşkulu, hüzünlü, umutlu, acılı hayatlarla yüklü olduğunu bir kere daha derinden hissedersin. İnsanın asırlarca adım adım biriktirdiği, o kültür dediğimiz mucizeye yeniden hayran kalırsın. Mağrip’in genizden kopan sesleriyle Arap bir kadının acısı gelir içine yerleşir. Sonra, Sefaradların Ladino dilinde bir şarkısı, gizlendiği tarihten uzanır sana göz kırpar. Mercedes Sosa Gracias a la Vida’yla “hayata teşekkür ederken” Latin Amerika’nın kesik damarlarının acısını suratına vurur. Ruben’i, İbrahim Ferrer’i, Lazaro Villa’yı; Küba’nın şimdi artık tarih olmuş bu hüzünlü devlerini; masaların arasında dolaşır gibi dünyana karışmış, yanı başında sana gülümserlerken görürsün.
Yurtlarından kovulmuş, Atina’nın köşesine atılmış Anadolu Rumlarının yalnızlığını içinde hissedersin. Rebet müziği, can yakan bir tarihin kederli sesini o küçücük salona taşır. Buzukinin, kemanın, tefin bu eşsiz bileşimine kendini bırakırsın, için yanar...
Derken Sezen Aksu’yu duyarsın. “Masum değiliz hiçbirimiz”.
Akdeniz’in bütün kıvrımlarında seni kıyı bucak dolaştıran bu müziği yapan, senin mensubu olduğuninsan türüdür. Şimdi, şu bozkırın orta yerinde, küçücük bir salonda buluşup kaynaştığın “tertemiz ruhlar”... Dansa ve tutkuya bu kadar teşne, derinliğin ve inceliğin kadrini bilmeye sonuna kadar hazır biricik varlık: İnsan... Salakça bir gurur içini yalar geçer: “Ben insanım. Hey gidi yüce tür...”
Bunları yapan insanın kötü olamayacağına inanırsın. Savaşamaz ki insan diye düşünürsün. Nefret edemez. Merhametsiz olamaz...
Yanılırsın. Müzik seni aldatır. İnsanın “öteki” tarafını gizler, unutturur...
Sonra yanındaki masadan bir kadın hırçınlaşır. Yüzü buruşur, sesi değişir, döner yanında oturan adama “bir tane daha Fransızca şarkı söylerse bu kadın, burayı terk edeceğim” der. Adam, hayalleriyle gerçek arasında bir yerlerde duran şarkıcıdan gözlerini ayırmadan susar. Bütün geceyi bir küçük göz dokunuşunun peşinde geçirdiği şu sahnedeki kadına dair içinden yükselen öfkeyi hemen tanır. Ezilirken çıkıveren, onu güçlendirip koruyan bu duyguya kendini teslim eder. Rahatlar. İçindeki sıradan erkek, yerini, güçlü, onurlu Türk’e bırakır.
“Fransızlar bize bunu yaparken, bu kadın bize Fransız şarkıları söylüyor. Yazık.”
Kalkarlar masadan...
Öfkelerini alıp kapının hemen önünde bekleyen çöle karışırlar.
Sen bütün bu kültürün dışında, insan vicdanının kendisini yeşertmesini bekleyen bir bozkır durduğunu acıyla hatırlarsın.
Müziğe dönersin.
“Belki şehre bir film gelir/ Bir güzel orman olur yazılarda/
İklim değişir Akdeniz olur gülümse”
Aldanıyor musun...
Bunu bilemezsin.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Özel, doğrusunu yapıyor: Türkiye’nin önceliği, normalleşme ve merkez siyasetin yeniden inşasıdır
28.04.2024 - Yolun sonu gözüktü mü?
14.04.2024 - İktidarın ideolojik katılaşması, CHP liderliğinin kucaklayıcı, ılımlı profiliyle birleşince…
8.04.2024 - CHP seçimleri laikler değiştiği için kazanmadı. Fakat seçimler CHP’nin kendi tabanını da Türkiye’yi de değiştirecek kapıyı açtı
5.04.2024 - İktidardaki “keratalar” arasındaki gerilim bizi ilgilendirmez mi?
25.11.2023 - Değişim samimiyet ve cesaret gerektirir
16.11.2023 - Yerli ve milli olana nasıl karar verilecek?
12.11.2023 - “Reis halleder”ciler de rövanşistler de hayal kırıklığı yaşayacak
9.05.2023 - “Reis halleder”ciler de rövanşistler de hayal kırıklığı yaşayacak
7.05.2023 - Erdoğan neden kaybedecek
2.05.2023
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları





























hayri irdal
eskiden her yanımız düşmanla çevrili türkün türkten başka dostu yok diyen milliyetçilerle dalga geçerdik. şimdi kendini fazla önemli ve kilit ülke zanetme sırası akplilere geldi. türkiye çok da önemli bir ülke değil. amerika almanya ingiltere birleşip bize tuzak kurmuyor, bunlar saçma paranoyak düşünceler..