Hadi ULUENGİN
NOBEL barış ödülünün Avrupa Birliği’ne verilmesi tabii ki tesadüf oluşturmuyor.
Aşikâr, mükâfatlandırmayı yapan Norveçli jüri ince eleyip sık dokumuş.
Ve esas itibariyle de “stratejik” diye nitelendirilebilecek bir karar almış.
Bana sorarsanız da çok, çok iyi yapmış. Gerçi şunu da vurgulamak gerekiyor:
***
OSLO’dan ulaşan bazı şayialara göre AB’nin seçilmiş olması İskandinav ülkesindeki “avrofoblar”a, yani Avrupa karşıtlarına yönelik bir işaret, hatta bir meydan okumaymış.
Zira malûm, daha düne kadar uskumru volisine ağ ve kayın ağacına balta atan Norveç ahalisi denizden sebil niyetine fışkıran petrol sayesinde aniden Karun servetine kavuştu.
Vikingler artık bir elleri yağda, bir elleri balda ve bir burunları havada dolanıyorlar.
Zengin bencilliğiyle de Birlik üyeliği istemiyorlar. Her iki referandumda “hayır” çıktı.
Dolayısıyla, dedikodu odur ki jüri Brüksel kurumunu ilk plana geçirmekle bizzat kendi halkına “artık nazlanmayın ve üçüncü defasında he deyin” mesajını iletmek istedi.
Neyse, günahı rivayeti yayanın boynuna ama AB ödüle zaten çoktan hak kazanmıştı.
***
EVET, kazanmıştı ve hâlen yaşamakta olduğu derin kriz de bu gerçeği değiştirmiyor.
İsterse avro parası çöksün... Hatta bizzat bütün organizması kaosa sürüklensin...
Tabii ki büyük olumsuzluk yaratır ama hem tarihî, hem evrensel bir misyon yerine getirmiş olduğu için Topluluk Nobel mükâfatına sahip olmak hak ve salahiyetini korur!
***
TARİHÎ, çünkü insanlığın o tarihinde hiçbir yapı ve hiçbir mekanizma önce Demir-Kömür Camiası, sonra Ortak Pazar, nihayetinde de bugünkü AB türü bir eksende evrilmedi.
Ekonomikten politiğe ulaşmak projesi asla bu ölçüde bir başarıyla taçlanmadı.
Üstelik unutmayalım, sözkonusu beceri Yaşlı Kıta gibi her daim kavmî, dinî ve millî arbedelere sahne olmuş bir sosyal coğrafyada gerçekleştirildi.
Ötesi, ulus-devleti üretmiş aynı sosyal coğrafyanın onu aşmayı amaçlayan “ulus-ötesi devlet”hedefine yöneldiği düşünülürse, 2. Savaş bitiminde harcı koyan “kurucu babalar”ın ne denli uzak görüşlü ve ne denli ütopya iradeli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Ve bunun bir eşi ve benzeri yoktur ki değil altın, maden-i platinden ve adet-i milyondan Nobel barış madalyası takılsa pırıltıları Avrupa gerçekliğinin yanında sonsuz sönük kalır!
***
ÖTE yandan yukarıdaki ütopya hayata uygulandığı ölçüde evrensele dönüştü.
Bununla insan hak ve özgürlükleri, sivil ve çoğulcu demokrasi, seküler ve vicdani serbesti gibi artık en temel addedilen ve referans sayılan kavramları kastediyorum.
Eğer bugün düne oranla nispeten daha az ceberutluğun hüküm sürdüğü, her hâlükârda da hiç olmazsa o ceberutluğun uluorta onaylanmadığı bir dünyada yaşıyorsak, hiç şüphesiz ki sözkonusu izafi ilerlemeyi“modern Avrupalı değerler”e borçluyuz.
Doğru, ABD de Batı’dır. Batı’dır ama Yeni Dünya ülkesi gerek dış realpolitikteki, gerek iç bünyedeki kıstaslarında Yaşlı Kıta’yla kıyaslanmayacak oranda “müsamahakâr”dır (!)
Bu açıdan belki şunu da ekleyebiliriz:
***
TOTALİTER ve otoriter ideolojiler cazibeyi ciddi ölçüde siyaseti estetikleştirdikleri için elde ettiler.1 Mayıs’ın kızıl bayraklarına veya faşist mimarinin mabetlerine bir bakın!
Oysa biçimde çok sönük kalan ve Brüksel’deki soğuk “avrokrat”lardan başka bir şey sunamayan AB’nin cazibesi bunun tam tersine, o siyaseti ahlakileştirmekten kaynaklanıyor.
Yani Avrupa Birliği sayesinde “etik” dediğimiz değerler manzumesi yine tarihte ilk defa böylesine öne çıkmış oluyor ki, böyle bir AB bir değil bin Nobel Barış Ödülü’ne lâyıktır!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015