Hadi ULUENGİN
NE İsa’ya, ne Musa’ya yaranmak pahasına yine şeytanın avukatlığını yapacağım.
Yani AKP’liler gibi Kemalistlerin de zıddına gidecek bir noktadan yola çıkacağım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü devir teslim töreni sırasında Anıtkabir defterine veMustafa Kemal Atatürk’e hitaben yazdığı şu cümleyi kastediyorum:
“10 Kasım 1938’deki vefatınızın ardından cumhurbaşkanlığı makamıyla cumhur arasındaki irtibat maalesef zayıfladı.”
***
HAYIR! Koskoca bir hayır! Çünkü Reis-i Cumhur Mustafa Kemal’le o “cumhur”, yani halk arasında zaten hemen hiçbir zaman öyle aman aman bir ilişki olmadı.
Halâskâr kimliğine duyulan meşru sevgi ve saygı bir yana, diğer bütün kaynaşma ve yekpareleşme safsataları resmî tarihin peyderpey uydurmuş olduğu efsanelerdir.
Gazi’nin “mavi tren” seyahatleri, eşrafın kasaba ziyafetleri, seyircilerin Hipodrom tezahüratları falan, bunlar yukarıdaki cumhurun çoğunluğuaçısından devede kulak kalırlar.
Düşünün ki o Gazi bizzat cumhuriyeti dahi ne Fırka’ya, ne Meclis’e danışmak gibi asgari bir külfete bile katlanmadan; artı, hukuki zorunluluğa rağmen Kanun-i Esasi’yi de değiştirmeden, 344 üyeli aynı Meclis’te salt çoğunluğun olmadığı 29 Ekim tarihini kasten seçerek, topu topu 158 mebusun onayıyla bir oldubitti olarak ilân etmiştir.
Eh, daha en baştan hani nerede “cumhur”, hani nerede onunla “irtibat”?
***
ÖTE yandan, siyasetbilim lügatinde “ışıltılı despot” denen türden bir diktatör olan Ebedi Şefzaten yukarı türden bir ilişki kurmak hedef ve tasavvurunu gütmüyordu.
Gütmüş olabileceğini varsaydığımız takdirde ise hem o “ışıltısını”sönükleştirmek, hem de radikal atılımlarından ya vazgeçmek, ya da bunları sulandırmak zorunda kalacaktı.
Dolayısıylacumhurubodoslamadan karşısına almak pahasına yoluna devam etti.
Nitekim Terakkiperver ve Serbest fırkalar daha ilk andan itibaren hızla cazibe merkezine dönüştükleri içindir ki kapılarına acilen kilit vuruldu.
O hâlde, Erdoğan’ın Anıtkabir defterine “Vefatınızın ardından cumhurbaşkanlığı makamıyla cumhur arasındaki irtibat zayıfladı”diye yazması, zaten hiçbir zaman böyle bir irtibat olmamış olduğu için gerçeği yansıtmadığı gibi, iki ayrı tehlikeyi de haber veriyor.
***
BİRİNCİSİ Attila İlhan gibi bağnaz ve Batı kompleksli bir “bon pur loryan” münevverin ideolojik babalık etmiş olduğu ve her şeyi Atatürk’le başlatıp onun ölümüyle bitiren en zavallı türden ulusalcılıktır.Müritleri her kesimden adam tavlamaya çalışıyor.
Ve Erdoğan’ın da ŞİÖ’ye,Vladimir Putin’e ve diğer Üçüncü Dünyacı hezeyanlara göndermeler yaptığı hatırlanırsa, bu tehlikeye karşı teyakkuzu elden bırakmamak gerekiyor.
Evet, Atatürk ışıltılı despottu ama muasır medeniyetin o ışığını hep Garp’te görüyordu.
***
İKİNCİ tehlike ise çok daha somut bir boyut taşıyor. Şunu kastediyorum:
Gazi’in cumhurla bütünleşmediğini pekâlâ bilmesine rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın bunun aksini söyleyerek ona atıfta bulunması aslında, kendisinin tasarladığı otoriter ve despotik yönetimi bu simge şahsiyet ekseninde meşrulaştırmak girişiminden kaynaklanıyor.
Yani sabık AKP lideri “sizden sonra irtibat koptu” derken özünde, Mustafa Kemaldönemindeki hükmedici cumhurbaşkanlığına geri dönüş arayışının sinyalini veriyor.
Üstelik sabık Başbakan’ın arkasındaki cumhurmuhtemelen Atatürk’ün arkasındaki cumhurdan da fazla olduğu içindir ki, yeni Çankaya önderinin plebisiter otokrasiyi dayatmak projesi Anıtkabir defterindeki satırlarla birlikte daha da elle tutulur bir tehlikeye dönüşüyor.
Erdoğan’ın makamı hayırlı olsun ama 1923- 1938 arası bir makamı da asla olmasın!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015