Hasan Bülent KAHRAMAN
Osmanlıcanın okullarda ders olarak okutulmasının bir 'ilericilik- gericilik' meselesi olduğu Türkiye'de ilk defa tartışılmıyor. Daha önce kültürel planda ele alınan ve siyaseti yönetenlerin adeta 'bana dokunmasın' diyerek kaçtığı bu konu 70'lerin sonunda tartışılmıştı. Her zaman olduğu gibi bir taraf (Melih Cevdet Anday) diğerini (Hilmi Yavuz) 'tutuculukla' suçlamıştı.
Bu elbette saçma bir yaklaşımdı. Hemen belirteyim: bir konunun okullarda ders olarak okutulması mıdır ilericilik, okutulmasını engellemeyi istemek ve ona çalışmak mıdır, bunu okurlar değerlendirsin.
Fakat ilginçtir, bizim ne olduğuna bir türlü karar vermediğimiz ve ancak yeni yeni aydınlanmaya başlayan ilerici- lik- gericilik kavramlarımız içinden bakınca 70'lerde bal gibi kendini solda sayanlar, görenler, konumlandıranlar Osmanlıcanın ders olmasını istiyordu.
'Ulusal bireşim/ sentez' diyen ve ölene kadar 'Marksist- Kemalist' kalan, son demlerinde de Ulusalcılığın ideologluğunu yapan Attila İlhan örneğin bu konuda diretenlerdendi. Tam tersine derdi, solun, geçmiş kültürle yeni kültürün sentezini yapması gerekir. (Nedim Gürsel dostum da onun Hangi Batı kitabına 'gerici' demişti...)
Ulusal bireşim tezi özünde doğrudur. Türkiye geçmişiyle barışmaya mecburdur. Kendi yakın tarihini (90 sene daha dün demektir) bu derecede inkâr eden, reddeden, yok sayan bir başka ülke bulunamaz. (Ayrıca unutmayın Cumhuriyet 1923'tür, yazı inkılabı 1928, demek ki olabiliyor ikisi bir arada, ne diyeceğiz, 1923- 28 arasına: gerici dönem mi?...)
Tamam, kabul ediyorum, bir devrim döneminden geçtik. Doğruydu veya yanlıştı. Bugün o devrimlerin bir bölümü yerleşti. Artık bir restorasyon dönemine ihtiyaç var. Bu aslında 80'lerden beri yavaş yavaş gelişen ve Türkiye geliştikçe daha da ileri gidecek bir durumdur. Şöyle söyleyeyim: Batılılaşmanın 'gerçekten' sağlanabilmesi için Türkiye'de okullara Latince- Yunanca dersi istendi. Bu gerçekleşti de. 'Klasik Lise' uygulandı, sonradan lağvedildi. Ama şöyle ama böyle, antik Batı dillerinin uygulandığı bir ülkede Osmanlıca mı yanlış?
Osmanlıca da bu cümleden olarak ortaya gelmelidir. Bu satırların yazarı da bu görüşü yıllardır savunur. Ortada henüz Ak Parti yokken o 'ulusal bireşim' tezinin peşinden gitmişimdir. Bunun nedeni kişisel planda basittir. Ben Ankara Koleji'nde okudum ve bize bütün bir yıl Shakespeare'in bir oyununu (Jül Sezar) okuttular. Büyük zevk almıştım, edebiyat tutkunu bir öğrenci olarak.
Bu mantık içinde, yıllarca, okullarda Divan Edebiyatı dersinin ayrı (ve mutlaka seçmeli) olarak okutulması gerektiğini savundum. Sosyal Bilimler Lisesi kurulmalıdır dedim. Şimdi klasik Osmanlı müziğinin de, halk müziğinin de ders olması gerektiğine inanıyorum. Seçmeli olduktan sonra niye olmasın?
Bununla birlikte, Osmanlıcanın okulda okutulması kolay değildir. Bir kere Osmanlıca yazıdan bahsediyoruz, öncelikle. O yazının çeşitleri var. Bir yıllık, bir dönemlik dersle bu iş halledilmez. Sonunda iş gelir 19. yüzyıl matbu harflerinin okunmasında düğümlenir. El yazısı büsbütün zor iştir. Ayrıca harfleri öğrenmek yetmez. Osmanlıca dilini bilmek şarttır. Bunun da zor olduğunu biliyorum ama hiç yararsız olduğu kanısında değilim. Bugünkü dil sefaletini aşmaya yeter mi, bir şey söyleyemem, ama hiç değilse belli bir kapasite yaratır.
Derslerin zorunlu olması şimdilik bir öneridir. Fakat bu ders seçmeli olmalıdır. Diğeri ideolojik dayatmaya dönüşür. Mantığını anlarım ama gereksiz buluyorum.
Türkiye iç çelişkilerini aşmak zorunda. İstanbul'u yıkınca muhafazakârları suçlamak, Osmanlıcayı ders olarak koymaya kalkışınca gene suçlamak aklın alacağı iş değil. İlericilikle tutuculuğun ayrımı başka planlarda yapılmalıdır. Unutmayın ki, birkaç gün önce vefat eden Talat Sait Halman, 12 Mart'ta Kültür Bakanı olduğunda, Senfoni Orkestrası salonunda Itri konseri verilsin dedi diye neredeyse çarmıha gerilmişti. Halman mı tutucuydu, gericiydi?
Bırakalım ve sakin olalım Allah aşkına...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024