Hasan Bülent KAHRAMAN
Pazartesi günü yayınladığım yazıda 'bildiğimiz dünyanın sonunu' yaşadık amabilmediğimiz dünyanın içindeyiz dedim. Evet, bilmediğimiz, tanımadığımız bir dünya var.
Özellikle antropolojiyle uğraşanlar bilir. 'Eşik kuramı' diye çevirmeyi tercih ettiğim ve önce Gennep'in oluşturduğu, sonra Turner'ın geliştirdiği 'liminalite' kuramı tam da bu durumu anlatmak için kullanılır. Bağlamları farklıdır antropologlar ritüellerden söz etmektedirler fakat durumun gerçeği değişmez: belli bir bölüm tamamlanmıştır, ikinci bölüm başlamamıştır. Herkes ve her şey o 'ara yerde'dir.
Buna Gramsci, çok yazdık, çok söyledik, 'eski öldü, yeni henüz doğmadı' diyordu. Bu çok alıntılanan 'Hapishane Defterleri'nden yapılan bu alıntının devamı hep yanlış ifade edilir. Ben doğrusunu yazayım: 'bu geçiş döneminde (interregum) birçok ölümcül semptomortaya çıkar' ('a great variety of morbid symptoms appear').
Türkiye'nin içinde yaşadığı dönemin bu tanıma uygunluğunu bir yana bırakalım. Dünya, diyorum, 1980'lerden beri, olmadı, 11 Eylül'den bu yana tam da böyle bir düzen içinde: eski öldü, yeni doğmadı ve ölümcül semptomların sayısız çeşidini görüyoruz etrafta.
Cumartesi günü patlayan ve 44 canı yüreğimizi yakarak aramızdan alan bombayı böyle açıklıyorum: sayısız ölümcül semptomdan birisi, birincisi, en acımasız, katı, insafsız olanı.
Böylesine kanlı bir terör eyleminden sonra insanlar farklı tepkiler bekliyor. O tepkiler de gösteriliyor. Gene ölüm kokan ve savaş haykırışları içeren o tepkilere elbettekatılmıyorum. Anlasam da katılmıyorum. Anladığım için büsbütün katılmıyorum.
Bu durumda işte şu başvurduğum teori ve felsefe geliyor. Biliyorum, insanlar teorininbambaşka bir düzlem olduğunu sanırlar. Yanlış bir sanı. Gerçekten, uygulamadan, praksisve poiesis'ten, yani yapıp etmekten tümüyle bağımsız bir teorik düzlem de düzey de yoktur. Zaten kuram ancak somut gerçeğin olduğu yerde meydana gelir. Tahayyül ise ancak bildiklerimizle sınırlıdır. Bildiğimizin ötesinde bir şey tahayyül edemeyiz.
Eğer 'gerçek sonrası' (post-truth), bugünkü dünyada, 2016'da en çok kullanılan sözcükolmuşsa bu bir tesadüf değildir. Herkes kendi meşrebince yorumlar, haklıdır, ben de işte şöyle yorumluyorum: gerçek sonrası demek, içinde yaşadığımız şartlarda, bilemediğimiz bir dünyadayız demektir. O dünyanın içinde bulunduğumuzu bize anlatır, 'gerçek sonrası' kavramı. Sonunda gerçeğin somut ama aynı zamanda göreceli bir şey olduğunu düşünelim. Demek ki, şimdi, tüm somutlukların ve hatta göreceliliklerin dışında bir alanda bulunuyoruz.
Terör, çok belirgin nedenleri varsa da, mevcut ve bahsettiğim durumun bir sonucu. Ama terörün unuttuğu çok önemli bir gerçek var: her terör eylemi, geçmişe dönüktür maksat olarak. Yani, terör geçmişin düzenine dönmek, mevcut pozisyonları sabitlemek için gerçekleştirilir.
Halbuki bu yanlıştır, tepeden tırnağa yanlıştır, çünkü her terör eylemi o pozisyonlarınyitirilmesine ve yeni bir düzene geçilmesine kapı aralar. Bu terörün iç çelişkisidir. Herkes terörle bulunduğu yeri yitirmiş, başka bir noktaya ulaşmıştır ve o ulaşılan noktada, terör, bizzat ona başvuranlar tarafından bile devre dışı bırakılmıştır. Herkesin diline pelesenk ettiği İrlanda ve Bask bunun en yakın örnekleridir.
Bildiğimiz dünyanın sonundaysak da bu gerçeği bilmek gerek...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024