Hasan CEMAL
BÜŞRA ERSANLI’NIN GÖZALTINI KINIYORUM!
İki soru daha: Yoksa, Ak Partili olmayan bütün Kürtlerin de mi dağa çıkması isteniyor? Ya daTürkiye’ye 1990’larda kurulan ‘tuzak’ bugün daha farklı bir makyajla mı tezgâhlanıyor?
Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı 12 Mart darbe döneminden ve o yıllarda çektiği acılardan tanıyorum, hayatta demokrasi ve insan haklarıçizgisindeki yürüyüşünü biliyorum.
İstanbul’daki bir KCK operasyonunda önceki gün gözaltına alındığını öğrenince aklıma üç soru takıldı.
Soru bir:
Meydanda sadece ‘Ak Partili Kürt’ mü kalsın istiyorsunuz?..
Soru iki:
Yoksa, Ak Partili olmayan bütün Kürtler de dağa çıksa iyi olur diye düşünenler mi var saflarınızda?
Soru üç:
Türkiye’nin 1990’larda içine çekildiği ‘tuzak’, bugün daha farklı bir makyajla yeniden mi tezgâhlanıyor?
Bu sorularım yeni değil.
KCK operasyonlarının 2009 yılı baharında başlamasından beri sürekli soruyorum.
Çünkü bu operasyonlarla, Diyarbakır’da devam eden KCK davasının Kürt sorununda barışçı çözümü daha çok çıkmaza ittiği kanısındayım.
Hem bu köşede, hem son kitabımda aynı noktayı vurgulamaya devam ediyorum.
Eğer PKK’nın dağdan inmesi, silah bırakması gerçekten isteniyorsa, o zaman siyasetin yollarını genişletmekten başka çare yok.
Silah değil siyaset diyorsanız, o zaman ‘şehirdekiler’e dokunmayın. Dokunmayın ki, dağın yolu kesilebilsin.
Ama tersi yapılıyor.
Siyasetin alanı daraltılıyor.
Özgürlükler budanıyor.
Terörle Mücadele Yasası, olanca acımasızlığıyla işliyor. Eline silah almayanlar, savaşı değil barışı savunanlar -en son değerli meslektaşım Neşe Düzel örneğinde olduğu gibi- terörist gibi yargılanıyor ya da hapsi boyluyorlar.
1990’lar da böyleydi.
İtiraz seslerini duyabiliyorum.
Ama unutmayın:
Terörle Mücadele Yasası, altında yatan ve bugün de değişmemiş olan antidemokratik zihniyetiyle 1991 başında çıkmıştı.
1990’larda Kürt partileri kapatılıyordu.
Bugün de kapatılıyor.
Kürtlerin oylarıyla seçilmiş milletvekilleri 1990’larda hapse atılıyordu.
Bugün de atılıyor.
Kürtlerin oylarıyla seçilmiş belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri 1990’larda hapsi boyluyorlardı.
Bugün de boyluyorlar.
1990’larda Kürt gazeteciler eksik olmazdı cezaevlerinden.
Bugün de öyle.
1990’larda medyadan devlete hizmet arzı beklenir, iktidar sahipleri bunun için medyaya baskı yapardı.
Bugün de farklı değil.
Şimdi diyebilirsiniz ki:
“1990’ların faili meçhul cinayetleri bugün yok ama...”
Evet yok.
Ama şu var:
1990’ların o korkunç döneminde, ensesinden tek kurşunla hayata veda edenlerin yerini, bugün artık KCK operasyonları ile kitleler halinde hapse atılanlar alıyor. O zamanların bedeli hayattı, bugün de özgürlük denebilir.
Buna duyarlı olmalıyız.
Demokrasi diye, hukuk diye, özgürlük diye, insan hakları diye itirazları olanların KCK operasyonlarının önünü arkasını iyi düşünmeleri lazım.
Şu da söylenebilir:
Soğuk savaş döneminin milliyetçi-muhafazakâr dünyasında kendini belli etmiş olan anti-komünistlik, bu kez 2000’lerde anti-Kürtlük olarak sahneye çıkarsa yazık olur, demokrasi açısından...
İçtenlikle demokrasi diyen herkesin buna izin vermekten kaçınması gerekiyor.
“Teröre rağmen demokrasi!” deyip de demokrasinin içini -farkında olarak ya da olmayarak- dolduramazsak yazık olur.
Gidiş iyi değil.
Ve böyle giderse, korkarım, Türkiye’nin bugünkü cezaevi kapasitesi yetmeyecek. Yeni yeni hapishaneler inşa etmeniz gerekecek.
Çünkü PKK’lı Kürtleri, KCK’lı Kürtleri, BDP’li Kürtleri, hatta -Büşra Ersanlı örneğindeki gibi- Türkleri içeri atmaya devam ederseniz, bölge 1990’lardaki gibi koskoca bir hapishaneye dönüşür.
Seçtiğiniz yol yanlış.
Bu yol, Kürt sorununu derinleştirir.
Bu yol PKK’ya darbe vurur ama bitirmez.
Ve PKK’nın bugün yürümekte olduğu yol da çıkmaz yoldur.
Çok kan akacak.
Yazıktır, günahtır.
‘Barış süreci’ne giden yolu kısaltmak lazım. Devlet adamlığı, liderlik bunu gerektiriyor.
Daha bir iki yıl önce Kandil’den gelen PKK temsilcisinin karşısına, kendi ‘özel temsilcisi’ni, (bugünün MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı) oturtabilecek kadar siyasal cesaret ve kararlılık sergilemiş bir Başbakan, Sayın Erdoğan, Oslo benzeri bir barış sürecini yeniden başlatabilir, başlatmalıdır.
İkincisi:
İmralı’yla Kandil, PKK saldırılarını, PKK’nın şiddet eylemlerini durdurmak için bir an önce düğmeye basıp ateşkes ilanını sağlamalıdır.
Üçüncüsü:
Türklerin ve Kürtlerin ortak platformlarda savaş değil barış sloganıyla buluşmaları temenni edilir.
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024