Hüseyin ÇAKIR
Bu kafayla gidilirse askerî darbeye davetiye çıkartılır
11.09.2015
1833
Bundan beş altı yıl önce bugün yaşadıklarımızı yaşasaydık, “Üçüncü dünya ülkelerinde olur böyle şeyler” diye küçümserdik. Gerçi başta Kürt sorunu olmak üzere, demokrasi, özgürlük, temel insan haklarında yaşanan ihlaller ile “üçüncü dünya” ülkelerinin en geri olanlarında yaşanan sorunları yaşıyoruz. Cumhuriyet’in modernleşme sürecinde çözülmeyen, aynı minvalde üretilen yeni sorunları, demokratik zihniyetle, toplum iradesiyle çözeceğimizi düşünüyorduk. 12 Eylül rejiminden çıkılma ihtimali doğmuş gibiydi.
Ve bu memlekette, beş altı yıl önce, Türkiye’nin küreselleşmedeki yeri, askerî vesayet rejimine son verilmesi, AB süreci ardından yeni dosyaların açılması tartışılıyor, AB uyum yasaları doğrultusunda reformlar yapılıyordu…
Büyü bozuldu! Nasıl mı bozuldu? Bu soruyu herkes kendine sormalı.
1990’lı yıllardan daha kötü bir ortam içinden geçiyoruz. Lümpen politik AKP gençliği ortaya çıktı. Ülkücüleri ve MHP’lileri sokaktan çektiğini, derin güçlerin taşeronu olmayacaklarını söyleyen Devlet Bahçeli, “PKK eşittir terör, eşittir bölünme”, söylemi ile oyunu artıracağına inandığı için, kullandığı dil, ülkücü lümpen gençleri şiddet sahasına çekti. HDP binalarını tahrip edip, yakıp yıkmaya başladılar, yetmedi Kürtlerin işyerleri yakılıp yıkıldı. Bu görüntülerin Suriye’den, iç savaş hâlinden ne farkı var.
NEDEN ÜLKE BU DURUMA SÜRÜKLENDİ?
Soğuk savaş söyleminin öteki aktörü Erdoğan, soğuk savaş dönemi kutuplaşma ideolojisi lideri olarak, kendi siyasal ekseni dışındaki bütün “öteki”leri, devlet düşmanı ilan edip, yalan kara propaganda, ihbar, hedef gösterme, nefret söylemi dâhil her enstrümanı kullandı; üstelik bütün bunları cumhurbaşkanı mevkiinde iken yaptı ve yapmaya devam ediyor.
7 Haziran’dan bu yana ülkede iktidar yok, TBMM tatilde, devre dışı bırakıldı. Yürütme erkini cumhurbaşkanı fiilen eline almış durumda. Siyasal gerilim ve kriz toplumsal krize, çatışmaya sürükleniyor.
130 bin nüfuslu Cizre bir haftadır devlet tarafından “kuşatılmış” durumda, dünya ile bağları kopartıldı. Cizre, Gazze’nin yaşadığı kaderi yaşıyor.
Neden ülke bu duruma sürüklendi? En temel başlıklar şöyle sıralanabilir: İktidarın kudretli, mutlak iktidar olma paranoyası olarak basitleştirilemez. İktidarı bırakmamanın arkasındaki gerçek: İktidar döneminde rüşvet, nüfuz gücüyle sağlanan haksız kazanç, iktidarın yarattığı oligarşik sermaye sınıfı ve siyasi yönetici erk sınıfı, hesap verilemeyecek mali, hukuki suç dosyalarının kabarması karşısında, iktidardan düşüldüğünde kara deliğe doğru yuvarlanma korkusundan Türkiye’yi ateşin içine çekerek “üçüncü dünya” ülkelerinden daha rezil bir ortama sürüklediler. Bu kafayla giderlerse iktidar boşluğunu yeniden asker doldurur, askere dayanarak iktidarı koruma aklı askerî darbeye çağrı yapmak olur. Olur mu? Erdoğan ve ekibi iktidarı bırakmama uğruna askerî darbenin yapılması ve iktidarı askerle paylaşmayı bile yapabilir.
İçine itildiğimiz bu ortam için “90’lara mı döndük” sorusu soruluyor. Bu duruma kendine özgü bir durum olarak bakmak lazım.
Kimse kusura bakmasın, 2015 yılı Türkiye’sinde yaşanan bu durum, Erdoğan- AKP içindeki ekibi ve PKK- Kandil yöneticilerinin insan aklının ilkel hâlinden başka bir şey değildir. İktidar şehitler üstünden, Kandil operasyon üstünden savaşa haklılık, meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar.
Devlet- AKP- Erdoğan ve Kandil soğuk savaşçılarının arasına sıkışmış X kuşağından HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve HDP, iki soğuk savaş zihniyetine karşı barış ve demokratik çözüm yapılması için seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Demirtaş ve HDP, Erdoğan ve AKP’nin kara propagandası ve provokasyonunu boşa çıkartarak sağduyularını yitirmemek için direniyorlar, iki taraftan şamar yiyip duruyorlar, buna rağmen duruşlarını bozmuyorlar insani söylemi, insani çözümü haykırmaya devam ediyorlar.
Erdoğan ve aparatındakiler her ağızlarını açtıklarında Demirtaş’a, 30 yıldır dinlediğimiz “Terörü lanetle, terörle aranıza mesafe koyun” devlet dili söylemine karşı, Demirtaş’ın Kandil’e “eylemlerinizi, devlete operasyonlarınızı durdurun, silahları susturun”, PKK’ye “amasız, fakatsız silahları susturun” çağrısı gibi onlarca çağrı yaptı. Fakat, Saray ve AKP, iktidar olmak için HDP’yi baraj altında bırakmayı kafaya taktıkları için, Demirtaş ve HDP’nin söylediklerine kulaklarını zaten tıkamışlardı. HDP’yi savaşın sorumlusu göstermek için, ruhlarını, vicdanlarını, inandıkları bütün değerleri bir kenara iterek gözümüzün içine baka baka bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Cenaze törenlerinde “burada yatan mevtanın öldürülmesinde suçumuz var mı? Bu savaş neden çıktı, çıkarttık” diye iç sorgulama yapıyorlar mı?
BİR SANİYE, NEDEN SAVAŞIYORSUNUZ?
Neden savaşıyorlar sorusunun yanıtı yok. Hani görüşüyordunuz, MİT- İmralı’da Öcalan’la görüşüyor, Adalet Bakanlığı HDP’li heyeti Öcalan’la görüşmeye gönderiyor, Öcalan Kandil’e mektup yazıyor, MİT mektubu redakte ediyor, HDP’li heyet bu mektubu Kandil’e götürüyordu… Bütün bunlar ayan beyan hepimizin gözü önünde oldu, bitti.
Ne oldu da savaşa tutuştunuz! Elbette her yurttaşın bu soruya yanıtı var. Ama devletin, Erdoğan ve AKP içindeki aparatçiklerin ve Kandil’den konuşanların verdikleri yanıt, hepimizi salak yerine koyan, aklımızla alay eden yanıtlar.
Bunlar demokrasinin ilkel aklından bile daha geri seviyesindeler.
AKP ve PKK soğuk Savaş’ın iki yanını oluşturuyor. İki otoriter zihniyet (Erdoğan Ekibi ve Kandil partnerleri) bütün toplumu enayi yerine koyarak bilek güreşi yapıyor. Keşke bilek güreşi olsaydı, keşke bu, sanal oyun olsaydı. Maalesef ölenler gerçek, öldürme kararı verenler de gerçek insanlar.
Meseleleri kavga ile çözeceklerini düşünenleri sağduyuya, demokrasi alanına çekmek pek kolay olmuyor. Güç, pazu ile sorunları çözeceklerini, “ötekini” yok edeceklerini dize getireceklerini düşünenleri yola getirmenin yolu; ayaklarını bastıkları sosyoloji, güvendikleri toplumsal desteğin geri çekeceklerini, barış için seslerini yükseltmeliler. Savaşanlar arkalarında toplum desteği olmadığında Mehmetçikleri, Kürt çocuğu gerillaları ölüm tarlalarına bu kadar kolay sürebilecekler mi?
*
Yazı bittiğinde Leyla Zana, “Elinde silah olan bütün taraflara sesleniyorum; kimseye sözümü dinletemezsem de kendime sözüm geçer. Ölümleri seyretmektense ölmeyi tercih ederim, ölüm orucuna yatacağım” açıklamasını yaptı.
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018