İlhami IŞIK
Türkiye gibi ülkelerde demokrasi hazır bir yemek olarak sofraya gelmiyor. Yemeğin pişirilmesinde katkısı olmayanların gecikmiş bu ziyafette yer almaları epeyce zor. Oysa demokrasi ontolojik, doğuştan gelen ve bitişik olan hakların herhangi bir bedel ödenmeden, bir bedele karşılık gelmeden, salt yaşıyor olmamızın nedenselliğine bağlı olarak kullandığımız hakların tümü olmalıydı.
Ama Türkiye dahil dünya kendi tarihinin hiçbir döneminde, hiçbir yerde, hiçbir ülkede bu ölçekte saf ve adaletli bir yer olamadı. Hak istiyorsan, güç istiyorsan, politik temsil istiyorsan “birleştirici kimi duyarlılıklar” etrafında birleşmen yetmiyor. Ötekilerin de rasyonalitesini tanıyıp meşruiyetlerine halel getirmeden, uygun bir konum seçip oradan taleplerini dillendirmek makul bir tutum ve davranış sayılıyor
Platon’dan Montesquieu’ya uzanan tarihsel süreçte “cumhuriyet” fikrinin üstüne bina edildiği temel mantık bugün de hala o büyük önemini koruyor. Monarşiden farklı olarak cumhuriyetin büyük vaadi, vatandaşlarına daha çok siyasal özgürlük alanı üretmekti.
İnsanoğlu cumhuriyet fikri ile bir boşlukta karşılaşmadı. Yönetimde erdemlilik ve hukukun üstünlüğü anlamına gelen demokrasi ile bir rastlantı sonucu tanışmadı. Bu kavramlar hakiki ihtiyaçlardan doğdu. Bu talepler etrafında kenetlenen insanoğlu, maalesef büyük bedeller ödedi.
Siyasi bakımdan belki de en büyük bedel uzlaşma, uyum ve karşılıklı işbirliği kavramlarında gerçekleşti. Uzlaşmadan, uyum sağlamadan ve belirlenmiş bir çerçevede işbirliğine rıza göstermeden birlikte yaşama ve birlikte temsil etme imkanı doğmuyor. Ötekinin çıkarlarına aykırı biçimde şekillendirilen siyasal inançlarda esneme, taviz verme kültürel olarak en zor kararlardır. Ama bu kararları vermeden de “öteki” ile barış için bir hayat kurmak hayaldir. “Öteki” ile aynı hayatı paylaşmanın biricik yolu “ötekini” rasyonel bir biçimde tanımak ve onun varlığını içselleştirmektir.
Sözü çok uzattığımın farkındayım. Ama bütün bunları söylemeden Kürtlerin demokrasi için kültürel ve siyasal entegrasyonu meselesine gelemezdim. Çok açık ki, Kürtlerin hemen herkesten daha fazla demokrasiye ihtiyacı var ve yine çok açık ki Kürtler’in herkesten daha fazla demokrasi talebinde bulunup ve demokrasi için daha çok ‘’değişim ve dönüşüm’’ çabası içinde olmaları hayati önem arz ediyor.
40 yıldır yetmiş binden fazla can alan siyaseti, şiddet araçları ile sürdürme fikrinden vazgeçmeden, Kürtler demokrasi potasının eşiğine bile ulaşamazlar. Çünkü şiddet ve demokrasi asla yan yana var olabilecek kavramlar değil. Kürt siyasetini şiddet anaforundan temizlemeden onu demokrasinin partneri haline getirmek mümkün değil. Mantıklı da değil.
Şiddeti bir çözüm aracı olarak görmeden, siyaseti sadece demokratikleşmenin bir vasıtası olarak görmek prensibine iman ederek en kabul edilmez fikirleri bile savunmak mümkün. Nitekim bugün bile programında Kürdistan adı geçen üç Kürt partisi yasal olarak kuruldu ve faaliyetlerini sürdürüyorlar. Devlet bu partilerin programında Kürdistan lafı geçiyor diye gidip bu partilerin evinin önünde’’ hendek kazmıyor’’, bu partilerin parti binalarını başlarına yıkmıyor.
Sorun şiddettir. Bunu anlamak lazım. Şiddet terk edilmeden herkesten çok daha fazla demokrasiye ihtiyacı olan Kürtler kendilerini demokrasinin sıcak kollarında bulamazlar. Şiddetin hakim olduğu bir atmosferde demokrasiyi nerede konumlandıracaksınız? Demokrasinin mekanı, yeri nerede olacak? Şiddet demokrasiyi kemirir ve içten içe onu zehirler. Zaten şiddetin panzehiri daha çok demokrasi değil miydi?
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025