İlhami IŞIK
PYD/YPG, Suriye iç savaşının başladığı günden bugüne, Rojava’da (pardon artık Kuzey Suriye demek gerekiyor!) PKK vesayetinin dışındaki bütün Kürt siyasi partilerine hiçbir yaşam hakkı tanımadığı gibi, kimi Kürt siyasi partilerin liderlerini öldürttü, kimisini hala izbe zindanlarında tutsak olarak bir tür rehin almış durumda. ENKS başta olmak üzere, irili ufaklı, kendi dışındaki bütün Kürt partilerine siyaset yapmayı yasaklayan, “ya gelirsiniz bize katılırsınız, askerimiz olursunuz ya da defolup gidersiniz” diyen PYD/YPG zulmüne hiç kimse ses çıkarmıyor.
Kürdistan bölgesel yönetimi Başbakanı Necirvan Barzani’nin “PKK Şengal’den çıkmalıdır” beyanatından sonra özellikle “Birakujî” edebiyatı yapan çevreler, “Kuzey Suriye’de” PYD ve YPG’nin zulüm ve zalimliğine karşı bir gün bile olsa seslerini yükseltip tek kelime etmediler. Tarafsızlık kisvesi altında PKK adına algı operasyonları yürüten bu çevreler, açıktır ki, bizzat PKK’nin siyasi çıkarlarını PKK’den bile daha özenle koruyup kolluyorlar.
Sormazlar mı adama; bu ne iştir? PKK Kuzey Suriye’de herkesi sopa ile kovalarken, neden “Ey PKK, bu yaptığın “Birakujî”dir. Hiçbir kitaba hesaba sığmaz. Kovduğun insanlar zaten Kobanili, Afrinli, Qamişlolu, sen kimi, hangi yerden kovuyorsun?” demediler. Ağızlarını bile açmadılar. Tam tersine PYD ve YPG’nin her yaptığını onaylayıp alkışladılar.
Şengal’deki PKK varlığına sadece Kürdistan yönetimi karşı değil, aynı nedenlerle ABD de PKK’nin Şengal’deki varlığına karşı. Peki, bu iki önemli gücün karşı olmasına rağmen PKK neden Şengal’de varlığını koruma kararlılığını sürdürüyor? Hiç şüphesiz bunun nedeni İran’dır. PKK, İran devletinin stratejik çıkarlarını korumak amacıyla Şengal’deki varlığını devam ettirmek istiyor. Bilindiği gibi İran, Tahran’dan başlayıp Akdeniz’de sonlanan bir koridor için yıllardır büyük çaba sarfediyor ve bu durumu ulusal güvenliğinin en öncelikli hedefi olarak ilan ediyor. İran tuhaf bir güvenlik stratejisiyle direnç merkezlerini kendi çeperlerinde kurgulayan bir devlettir.
Suriye’de Esad rejimini ayakta tutmak, bu stratejinin en önemli halkalarından biridir. İşte tam bu noktada PKK de Esad rejimin bir parçası olmak için İran’la bir stratejik işbirliği içinde. Bu işbirliğinin gereği olarak hem Türkiye’de hem de Bölgesel Kürdistan yönetimi topraklarında bir vekalet savaşı yürütüyor. PKK’nin Şengal’de ısrar etmesi kesinlikle bir savaş davetiyesidir. Çünkü hiçbir koşulda Kürdistan bölgesel yönetimi, kendisi için stratejik değere sahip olan Şengal’i savaşmadan PKK’ye teslim etmez.
PKK Şengal krizini bilerek tırmandırmaya çalışıyor. Çünkü bu kriz deyim uygunsa Bölgesel Kürdistan yönetiminin en yumuşak karnı. PKK, bu kriz ile Bölgesel yönetim Başkanı Barzanî’nin elini zayıflatma siyaseti güdüyor. Bu kriz sayesinde PKK bir taraftan Irak bütünlüğü içinde bölgesel yönetimin daha da güçlenmesine engel olurken, öte yandan da Musul sorununun çözümünden sonra yapılacak bağımsızlık referandumunun önünü kesiyor.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni PKK aracılığıyla zayıflatıp yıpratmayı tasarlayan İran, bir taşla iki kuş vurmak amacında. İran’nın ilk amacı mevcut statünün devam etmesini sağlamak, mümkünse konfederasyon teklifinin bile masaya gelmesine engel olmak. Eğer bu mümkün olmuyorsa, ne pahasına olursa olsun bağımsızlık referandumuna engel olmak.
Taşeron kullanmakta artık bir hayli ustalaşan İran, PKK’yi Şengal’de bu amaçlara hizmet etsin diye konumlandırmaya çalışıyor. İçeride YNK ve Goran’ı teslim alan İran, Şengal’de PKK’yi görevlendirerek, Başkan Barzani üstünde büyük baskı yaratarak, o’nu kuşatıp teslim almaya zorluyor.
Bu konuyu yazmaya karar verdiğimde Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin tanınmış gazetecilerinden olan Shwan Taveng’e bir dizi sorular içeren bir mektup yazdım. Bölgesel Kürdistan’da KDP çevresini en iyi bilenlerden biri olan Taveng, sorularımı uzun uzadıya bir mektupla cevapladı. Pazartesi günü bu mektubu siz okuyucularımla paylaşacağım.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025