İlker DEMİR

ERMENİLERDEN KÜRD ÖZÜRÜ
25.04.2022
1333

Hamidiye Alayları, 1891'de Osmanlı'nın kurduğu Müslümanlardan oluşan askeri birlikler.

Birliklerin içinde Kürtler çoğunlukta ama Çerkez, Türkmen ve Yörükler de var, ana karakter anti Hıristiyan ve Müslüman bir Osmanlı ordusu.

Dolayısıyla Birliklerin harekatlarından sorumlu olacak olan Osmanlı.

Maşalar özür dilemez, maşayı tutan diler.

Müslümanlardan ve çoğunluk Kürdlerden oluşuyor diye ne Müslümanlık ne de Kürdlük suçludur.

Özür dileyecek olan, kararı alan egemen devlettir.

TC solunun en azından Ermeni soykırımı ve Kürd hakları konusunda duyarlı olan kimi kesimlerinin bu konuda aklı maalesef hala karışık.

Onların aklı her konuda karışık esasında, çünkü solculukları yeterli evrensel temeller üzerinde değil, geleneksel.

Bu aklı karışıklar diyor ki Kürdler Hamidiye Alaylarında Ermeni katliamında oynadıkları rol itibariyle özür dilemelidir.

Bu bir bilgi eksikliği ve psikolojik bir savunma/nötrleme sistemi değil, tamamen pusulasızlık, donanımsızlık.

Hamidiye Alayları Kürdlüğün birliği miydi ki Kürdler özür dilesin?

Öyle olsa da özne olmayan Kürdlerin suçu ne?

Ayrıca katliam kararını alan Hamidiye Alayları da değildi.

Yıl 1915, devlet de hükümet de belli.

Katliamdan Türk halkının da suçu yok.

Çünkü Türklük almadı kararı. 

Bir asrı geçmesine rağmen hala bir katliam olduğu kavranamamışsa    sol muhalifler de işini iyi yapmamaktan suçlu.

Solun duruşunda bir yanlışlık var ki bu kadar uzun sürede anlatılamıyor, devlet de bu geri durumdan memnun, diz boyu ekonomik yoksulluk ve hürriyet baskısı üstünde başka halklar üstüne at sürüyor.

Peki sol o zamanlar neden anlatmıyordu?.

Çünkü hükümetin yanında duruyordu.

Devlete hakim olmak isteyenleri destekliyor, hakimiyetten sonra da onlara hapis ve sürgünlerden kurtulmamasına rağmen omuz veriyordu.

Bu konuyu dile getirmemesi içsel, doğal bir duruş olarak uyguluyordu.

Vizyonları gereğiydi.

Solun bu katliamın her devletin, egemen olanın veya olmak isteyenin işleyeceği bir suç olarak sıradanlaştırıyor, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu görecek donanımı bulunmuyordu.

E o dönem ve hala, komünist bakış komünist değil, ulusala hapis.

Kurulan enternasyoneller de ulussal temsilcilerden güç birlikleriydi.

TC ideolojisi, toplumu sınıfsız kaynaşmış bir kitle olarak örgütlüyor; her şey devlet için diyordu hala hakim.

O dönemin solu da toplumdan çok o devletin bir parçasıydı.

Devletin yaptıklarını toplumun bir icraatı olarak görülüyordu.

Oysa devlet halktan tamamen bağımsız bir mekanizma ve sermaye sınıfına ait.

Sınıfsal boyut bilinmeyince katliama giden tüm halklardan özür dilemesi bekleniyor.

Bunca alınan yola rağmen sol hala Ermeni soykırımı konusunda bir özne olamuyor.

Mesela HDP karar alıyor, "Bu katliam bir soykımdır" diyor ama anmaları genellikle yasak savma.

ABD meclisinin alacağı soykırım kararına solun en devletten bağımsız partisi HDP iç işimize karışma diyor; belli ki açıklamayı insanlık suçu olduğu konusunda donanımı olmayan birileri yazıyor.

Benzer hata 2022'de de yapılıyor.

Paylan'ın meclise verdiği önergeye gelen tehditli tepkilere HDP çevresi "Paylan yalnız değildir diyor, oysa o önergenin doğru ve kendi imzalarının da olduğunu açıklamaları gerekiyor. 

Katliam ne Türk'ün ne Çerkez'in ne Kürd'ün işlediği bir suç.

Fail belli.

Katliam bir egemen olma ve kalma, mülkiyet katliamı; yürürlükte olan sistemin katliamı.

Gezegeni ilgilendiren suçların sadece devlet icraatı olarak  sınırlanmaması özürlerin gezegensel olması gerekiyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar