İlker DEMİR

Saraçhane ŞEMSİYESİ
23.03.2025
530

Birkaç gündür hükmedenin son icraatlarına tepki veren demokratik haklara duyarlı tüm kesimler soluğu Saraçhane'de alıyor.

Oh be, nihayet, somut bir tepki alanı oluştu, canı yanan oraya koşuyor.

Milyonların oyuyla en büyük belediyeye başkan seçilmiş insan da siyaseten tutuklanırsa garibanı solucan yerine bile koymaz bunlar duygusu yürekleri daraltıp nefes almayı tıkamadan geri tepiyor.

Gerçekten oh!

İyi oluyor; iyi ne, çok iyi oluyor!

Olması gereken de bu, bu yıllardır söyleniyor ama kimse doğruları, kendine sıra gelene kadar dinlemiyor, CHP'nin Avrupa Parlamentosu'nda Ak Parti ile HDP belediyelerine kayyımı destekleyan oy verdiği biliniyor, gizli açık paslı otoriter prangalar kırılamıyor.

Bu bağlamda olması gereken bu derken amaç, CHP çatısı altında toplanmak değil. Bugünlere gelinmesinde CHP en büyük sanık hatta kurucu sanık ama kişilikleşememiş demokrat ve sol örgütlenmeler ve teorisyenleri konuyu kökten analiz yerine güncel ve reel bir sığ "ohh" ile yetiniyor.

Ve aynı birikimi eskimiş sol siyasal zihniyetler,  donanımları ve vizyonları ancak bugünkü pratiğe, şemsiye altına davete yetiyor.

Ama CHP  de tam bu Saraçhane panaromasını istiyor; ultra "başarı".

Özel, o yüzden her konuşmanın sonunu Atatürk'ün partisi olduğunun üstüne "kurtulmak yok tek başına" sol anlayış sosunu dökerek bitiriyor.

Zaten Saraçhane'de toplananların çoğu zihnen Atatürkçü bir topluluk; Türkçü, devletçi, kapitalist büyümeci.

Toplulukta görünürde her görüş renk cins var, ama hiçbiri birer özne olarak orada bulunmuyor, izin verilmez; bir ittifakın ürünü olarak planlı bir toplanma değil. Toplananlar CHP için çatısı altında artı bir, rakam, "ciro".

Bu noktada hatırlamadan olmaz, Atatürk Türkiye toplumu için ne diyor?

"Biz sınıfsız imtiyazsız kaynaşmış bir kitleyiz."

Sanki tam Saraçhane'yi tanımlıyor.

İşçi sendikaları, meslek ve sivil örgütlenmeler, inanç örgütleri/Aleviler, Kürt hareketi, sol ve muhalif siyasetler, gözaltılara, yerelden darbelerle siyasal çökertmeye karşı durmak amacıyla CHP'yi ziyaret ediyor, dayanışıyor; iyi ediyor.

Kişisel gidişlere müdahale edilmiyor, iyi oluyor. CHP'nin Kürt muhalefetle bir fotoğraf bile çekinemeyen halini aşması olumluyu işaret ediyor, demokrasi umudu bir arpa boyu soluklanıyor, moral yükseliyor.

Ancak solun bu sabıkalı çatının altında toplanması hala TC solu tanımını, kuyrukçu olmaktan çıkamadığını bir kez daha belgeliyor.

Solun yazılı veya ilan edili/şeffaf sözlü bir ittifaksız/mutabakatsız CHP toplanmasına çağırması, bön bir iyi niyet olması yanısıra ilkesiz, hem kendisi, hem de CHP'nin siyasal duruşunun hiçe sayılması demek oluyor.

Bu toplanmada sol ve demokrasi güçlerinin CHP ile açıklanmış ortak yazılı, sözlü bir proğramı bulunmuyor.

Hadi proğramı bulunmuyor, ama ortak bir koordinasyon komitesi de yok.

CHP'nin geçmişi geleceğini soru işaretlerine boğuyorken demokrasi güçlerinin bu potansiyeli oraya çağırmaya ve "meçhule giden bu gemiyi" doldurmaya hiç hakkı yok.

Hele Cumhur İttifakı'nın gayet proğramlı, uzun ve orta vadeli hesaplarla hareket ettiği, CHP gibi geçmişte donup kalmadığı, manevra kabiliyetinin yüksek olduğu düşünüldüğünde, iş, aş, gelecek ve özgürlük için yükselen bu coşkunun heder olma

sorumluluğu hiç mi akla gelmiyor?

Solun ihtiyarlamış aklı güya reel politika yapıyor.

Güya "önce bu zalim gidişe bir dur diyelim, sonra gereği yapılır" denmek isteniyor. Ama nafile, artık bu bir ezber, sol bunu hep yapıyor; chp kuyruğundan çıkmıyor, aklından bile geçirmiyor, güç olmaya güveniyor, kendini güçsüz görüyor.

Oysa ittifak olmadığında da dayanışılır, önce "DUR!" denebilir. Başka alanlar ne güne duruyor? Sol da mesela Beyazıt meydanında İmamoğlu gözaltısına, belediyeye darbe vurulmasına tepki koyabilir. Böylelikle kendi demokrasi ve hukuk vizyonunu açıklama imkanı bulur. Akçeli işlere kefil olmadığını anlatır ama açılan davanın siyaseten olduğunu, akçeli işleri açığa çıkarmak olmadığını, işleyenin bir sistem olduğunu, onu değiştirmeden kökten çözülemeyeceni anlatır. Sol maalesef bunu yıllardır yapamıyor, devletin eteklerinden ayrılamıyor, o yüzden de halka bir çözüm seçeneği olamıyor.

Saraçhane şemsiyesini CHP'ye bırakmalı.

Solun halka bir ittifaklar politikası sunması ve uyması gerekiyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar