Kurtuluş TAYİZ
Türkiye’nin en kanlı meselesini çözmek için başlatılan çözüm süreci başarılı bir şekilde yürüyor. Üç aydır tek bir genç toprağa düşmedi. Tek bir anne bayrağa sarılmış bir tabutun başında evladı için gözyaşı dökmedi. Doğusuyla batısıyla ülkenin her bir yanında tam bir barış coşkusu yaşanıyor. Artık herkes umutlu, barışa olan toplumsal destek her geçen gün daha çok büyüyor. Milliyetçilik kırılıyor, halklar arasında kardeşlik bağları daha fazla güçleniyor.
Düne kadar hayal dahi edilemezdi, bu noktaya ulaşmak. En uzak görüşlü olanlarımız bile bu kadar hızlı ve sonuç alıcı bir çözüm sürecini öngörememişti. Oysa barış ve çözüm için hayal edilen her şey bugün bir bir gerçek oluyor.
Hayat bu süreci başlatıp destekleyenleri ödüllendirirken, bu sürecin karşısında pozisyon alanları ise geri plana atarak cezalandırdı. Onları sürecin başarılı ve şanssız isimleri olarak ikiye ayırıyorum.
Kaybedenler
Abdullah Gül 2009’da demokratik açılımda orkestra şefiydi. Yeni İmralı sürecinin ise dışında kaldı. Anayasa Mahkemesi’nin adaylığının önünü açan kararıyla birlikte —daha üç dört ay öncesine kadar— “Çankaya’da mı kalsın, yoksa AKP’nin başına mı geçsin” diye tartışılıyordu. Gül oldukça rahattı, her fırsatta hükümetle polemiğe giriyordu. Ancak Erdoğan’ın Kürtlerle anlaşıp başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı modelini gündeme getirmesi, bir anda bütün hesapları altüst etti. Şimdilik ufukta ne cumhurbaşkanlığı ne de AKP genel başkanlığı görünüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu AKP’yle savaşan Kürt hareketiyle arasında su sızmıyordu. Kürt cephesi Başbakan Erdoğan’a inat olsun diye Kemal Bey’e Hakkâri’de (bayraksız) miting bile yaptırdı. BDP’yle AKP’ye karşı siyasi bir cephe oluştururken çözüm süreci başladı. BDP ve Kandil İmralı’ya ayak direyemeyince ittifak çöktü. Kılıçdaroğlu da şimdilik kaybedenler kulübünün en hatırlı üyesi.
Ahmet Türk Kürt hareketinin en önemli isimlerinden. Barış yanlısı. İmralı’ya giden ilk heyette yer almasına karşın, Öcalan ile yaptığı görüşmenin tarihî havasını kamuoyuna yansıtamayınca olanlar oldu. Kürtlerin sağduyulu sesi İmralı heyetinden çıkarıldı. Şimdi Demokratik Toplum Kongresi çalışmalarını yürütüyor.
Aysel Tuğluk Eskiden İmralı’nın değişmez ziyaretçisiydi. Her heyette o yer alıyordu. Çatışma döneminde o kadar çok “duygusal kopuş”, “ayrılma”, “son kuşak” yazıları yazdı ki, sonunda kendisi de artık barışın imkânsız olduğunu düşünmeye başladı. Sertlik yanlısı çıkışlarını sürdürdüğü sırada Ahmet Türk ve Ayla Akat’ın İmralı’ya gittiği haberi geldi. Tuğluk şu sıralar medyada görünmemeye özen gösteriyor.
Emre Uslu PKK meselesinde uzmanlık kariyerinin zirvesindeyken çözüm süreci başladı. Emre Öcalan’ın bir lider değil, PKK içindeki bir koalisyonun sözcüsü olduğunu öne sürerek barış sürecinin imkânsız olduğunu savunmaya başladı. Sık sık Kandil’in İmralı’nın talimatlarına asla uymayacağını söyledi. İran ve Suriye kartını öne sürdü; örgütün bu iki ülkenin denetiminin dışında davranamayacağını savundu. Savaş sürecinde PKK’nın tek tek nereye saldıracağını önceden bilecek kadar kâhinlik mertebesine çıkan Emre’nin, terslik bu ya, barış sürecinde ise tek söylediği tutmadı. Şimdi Başbakan Erdoğan ile Hakan Fidan’ı Nobel adayı olarak önermeye hazırlanıyor.
Cengiz Çandar Çözüm süreci başladığında sevgili Cengiz Çandar Hakkâri ve Diyarbakır’da Kürtlerin sürece kuşkulu ve endişeli yaklaştıklarını yazmaya başladı. Kürtlerin AKP’ye güvenmediğini yazıp işlemeyi sürdürürken çözüm süreci ikinci aşamasına girmek üzereydi. Barış sürecinin gidişatını en son Çandar’ın okuyucuları öğrendi. Sanırım Çandar’ın hatası AKP’ye kuşkuyla yaklaşan Kürt kamuoyunun bu kadar hızlı değişebileceğini öngörememesiydi.
Kazananlar
Başbakan Erdoğan Tarihin onu sayfalarına altın harflerle yazması muhtemel. 29. Kürt isyanını silahla bastırmadı, barışla sonuçlandırma cesaretini, aklını gösterdi. Ama o kendi kaderini kendisi tayin etmeyi seviyor. Önümüzdeki dönemde partili cumhurbaşkanı olması neredeyse kesin.
Hakan Fidan Cezaevine girmesine ramak kalmıştı. Vatana ihanetten yargılanacaktı. Ancak Öcalan’ı ikna etme ustalığını göstererek hem yargılanmaktan yırttı hem de barışın kilidini açan isim olarak tarihe geçti. Bu başarısı ona politikada da kariyer yapmasının yollarını açtı.
Abdullah Öcalan Hükümet tarafından Türkiye’deki Kürt hareketinin lideri olarak kabul gördü.TIME ’ın dünyanın 100 etkili ismi listesine girerek ününü uluslararası alanda pekiştirdi. Şimdi kendisini anlamakta zorlanan Kürt politikacıların isimlerini kaydetmekle meşgul.
Osman Baydemir Çözüm süreciyle birlikte Diyarbakır’da büyük bir kıymet kazandı. Savaş sürecinde uzak durulan bu kent çözüm sürecinde devlet protokolünden isimleri ağırlamanın keyfini çıkarıyor. Her gün o mahkeme senin bu mahkeme benim diye koşan Osman Baydemir’in bugünlerdeki bütün işi kente gelenlere gül dağıtmakla geçiyor.
Namık Durukan Milliyet gazetesinin kıdemli muhabiri İmralı Zabıtları’nı ele geçirerek çözüm sürecinin kazananlarından oldu. Namık şimdi twitter’da follower’larını sayıyor.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019