Levent Gültekin
Son zamanlarda zihnimi kurcalayan şöyle bir soru var: Türkiye’ye zarar vermek, Türkiye’yi zayıflatmak, tahrip etmek yani kötülük yapmak isteyen bir odak olsaydı neler yapardı?
Mesela apaçık kumpaslarla Ergenekon ve Balyoz davalarını TSK’ya operasyona dönüştüren Gülen Cemaati’ne (bütün itirazlara, uyarılara rağmen) göz yumar, devlette kadrolaşmasına destek olurdu.
Cemaat, ülkenin genelkurmay başkanını ‘terörist’ diyerek hapse tıktığında rahatsız olmaz, normal karşılardı.
Cemaatin kirli amacı artık gizlenmez hale gelince de onunla mücadele etme bahanesiyle kurumları paramparça ederdi.
Büyük mağduriyetler yaratarak toplumdaki adalet duygusunu zedelerdi.
Haksızlığa uğrayanların feryatlarına kulak tıkar, bu haksızlıkların FETÖ ile mücadeleye büyük darbe vurduğunu da görmezden gelirdi.
Ceylanpınar’daki polisleri kim şehit etti? Cevap yok
Ülkenin yasayla, hukukla, ortak akılla yönetilmesini değil; itiraza, tartışmaya, eleştiriye kapalı KHK’larla yönetilmesini isterdi.
İnanç, mezhep, kimlik gibi değerler üzerinden yapılan siyasetin bütün dünyada yıkıcı, tahrip edici sonuçları ortadayken Türkiye’de de benzer bir siyaset sürdürürdü.
Mesela, Ortadoğu mezhep ve kimlik savaşlarıyla cehenneme dönmüşken, Türkiye’de bir köprünün adını ‘Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ koyarak mezhep çatışmasını Türkiye’ye sıçratmayı denerdi.
40 yıldır süren, onlarca evladının canına mal olan, ülkenin enerjisini yiyip bitiren PKK ile çatışmayı bitirecek barış sürecinden çok rahatsız olurdu.
Barış sürecinin tamama ermesini engellemek için, somut adım atılmasına müsaade etmez hatta PKK’nın şehirleri silah deposuna dönüştürmesine göz yumardı.
PKK şehirleri silah deposuna çevirdikten sonra da “Ceylanpınar’da iki polis memuru şehit edildi” bahanesiyle barış sürecini bir günde sona erdirirdi ki ülke çetin bir çatışmanın ortasına sürüklensin.
“Bahane” diyorum çünkü geçen hafta o polisleri öldürdüğü ileri sürülen bütün şüpheliler beraat ettiler ve o polisleri kimin öldürdüğü bilinmez hale geldi.
Diğer taraftan toplumdaki çatışma, tartışma son bulmasın ülke gerçek sorunları ile meşgul olmasın diye inancı siyasetin malzemesi haline getirirdi.
Hukuk, bilim, sanat, teknoloji, eğitim, istihdam, ekonomideki sıkıntılar gibi gerçek sorunlar konuşulmasın, tartışılmasın, bu alanlardaki geri kalmışlığa bir çare aranmasın diye dini, dindarlığı tek tartışma konusu olarak ülkeye dayatırdı.
Toplumu ‘bizden ve onlardan’ diye ikiye bölerdi.
Siyasette kazançlı çıkmak için toplumsal barışı dinamitlerdi.
Özgürlükleri kısıtlar, kamu adına denetleme yani yanlışları söyleme, yetkilileri uyarma görevi bulunan medyayı bütünüyle sustururdu.
İtiraz eden, “Öyle yapma, şöyle yap” diyen herkesi vatan hainliğiyle yaftalardı.
Ülke yönetiminde liyakatin değil itaatin esas alınmasını ister, bu koşullarda işini yapamayan, ülkenin yetişmiş, kalifiye insanlarının yurtdışına göç etmesini sağlardı.
Bütün yetkinin, gücün tek bir kişide toplandığı tek adam rejimleri ile yönetilen Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın harap hali ortadayken, Türkiye’nin de tek adam rejimine geçmesi için anayasanın değişmesini, hukukun bütünüyle yok edilmesini, TBMM’nin devre dışı bırakılmasını, bütün ülkenin kaderinin tek bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilmesini isterdi.
Çünkü bu adım ülkeyi, “O lider varsa ülke var, o lider yoksa ülke yok” açmazına mahkum ederdi.
İçeride bunları yaparken dışarıda da boş durmazdı…
Irak’ın işgali büyük bir yıkım getirdi ve Irak’ın bölünmesine neden oldu. Bundan en büyük zararı da Türkiye gördü.
Irak’ın bölünmesinin, yıkılmasının Türkiye’ye verdiği zarar ortadayken, gider Suriye’nin bölünmesinde aktif rol alır, oradaki ateşe odun taşırdı.
Çünkü Suriye bölündüğünde de bir Kürt bölgesi kurulacağı aşikardı.
İçeride kendi kimlik, inanç, mezhep sorunlarını halledememiş bir Türkiye’nin bunu kabullenmeyeceğini, oradaki yeni yapılarla ilişki kurmakta zorlanacağını ve çatışmaya sürükleneceğini bildiği için, Suriye’nin bölünmesini çok isterdi.
Bunu istediği için ÖSO gibi Suriye’yi bölmeye çalışan karmakarışık bir örgütle ittifak kurarak Suriye’ye savaş açılmasını isterdi.
Suriye bölündükten sonra da diplomatik ilişki kurabileceği Suriye Kürtlerini Türkiye’nin düşmanı ilan eder, onları ABD ve Rusya gibi Türkiye ile çıkar çatışması yaşayan devletlerin kucağına iterdi.
Bu savaşla Türkiye’nin bütün enerjisini, cephanesini tüketmesini bekler, gelen şehit haberleri ile toplumu yorardı ki, Türkiye gerçek bir düşmanla savaşmak mecburiyetinde kaldığında da takatsiz, dermansız kalsın.
Türkiye’yi bir taraftan anlamsız bir savaşın içine sürüklemişken, diğer taraftan da ABD, Almanya, Yunanistan, İran gibi ülkelere meydan okunmasını, Türkiye’nin herkesle kavgalı hale gelmesini isterdi.
Bütün bunları yaptıktan sonra da “Türkiye’nin beka sorunu var”deyip, toplumu korkuyla teslim alıp sağlıklı düşünemez hale getirirdi.
Evet, Türkiye’nin kötülüğünü isteyen birileri olsaydı Türkiye’ye zarar vermek için bunlara benzer daha birçok şeyin yapılmasını isterdi.
İşin acı tarafı tüm bunların Türkiye’ye zarar vermek isteyen birileri tarafından değil, Türkiye’ye iyilik yaptığını söyleyenler tarafından yapılıyor olması.
Peki neden?
Bunun birçok nedeni var. Birincisi, korkularımız, yıllardır ülkemiz için doğru olanı yapmamızı engelledi, hâlâ da engelliyor.
İkinci neden ise, toplumun bütün kesimlerinin zihninde yer etmiş ‘bizden-onlardan’ ayrımı.
Kimlik, inanç, mezhep, ideoloji eksenli siyasi yapılanma, iktidarı ele geçiren kesimi iktidarda kalmaya mecbur ediyor.
Çünkü iktidarı ele geçirmeyi Türkiye’yi ele geçirmek olarak görüyorlar ve bırakmak istemiyorlar.
Bırakırlarsa ülke ‘onların’ ötekilerin, düşmanların eline geçecek sanıyorlar.
Böyle olunca da birinci öncelik Türkiye’nin yararını, kazancını değil iktidarın yararını, çıkarını gözetmek oluyor.
Yani meselenin özeti şu: İktidarı koruyayım derken Türkiye’yi harcıyorlar.
Onun da sebebi ne, biliyor musunuz?
Türkiye’yi tanımıyorlar.
“Türkiye nedir?” diye sorsanız, verecek cevapları yok.
Ülkeyi bir bütün olarak algılamıyorlar ki, bütünlüğünü koruyabilsinler.
Acı ama gerçek.
Biz, Türkiye’yi tanıyan, anlayan insanlar istiyoruz.
Türkiye’nin esenliğini, ağız tadını düşünen… Türkiye’yi ayrımcılık yapmadan, tümüyle tanıyan ve benimseyen bir siyaset istiyoruz.
Eski tarz, devri geçmiş, miadı dolmuş, işlevini yitirmiş, hiçbir fayda doğurmayan siyaset bitti artık.
Dayatmacı siyasetin sonu geldi.
Ayrımcı, bölücü, saldırgan siyasetin ipliği pazara çıktı.
Hamasi laflarla, utanç verici çelişkilerle, duygu sömürüsüyle yapılan…
Kendi vatandaşına üstünlük taslayan…
Her sözünde yaşamı değil ölümü yücelten…
Tehditkar, dar kafalı, gösterişçi, kof siyaset çöpe gitti.
Bakmayın siz çıkardığı patırtıya.
Dikkat edin, çöpten, çepelden başka şey sunamıyorlar.
“Burası bizim çöplüğümüz” diye horozlanmaktan başka şey bilmiyorlar.
Biz, Türkiye olarak işte bu utanç tablosunu değiştireceğiz.
Hepimizi bekleyen vazife bu.
Türkiye, hayırlı evlatlarının harekete geçmesini bekliyor.
Çok geç olmadan.
Vakit kaybetmeden.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023