Markar ESAYAN
Batılılaşma hikayesinin en ciddi sonucu, memlekette iki toplumsal kesimi birbirine karşı konumlandırması oldu. Bu Batılılaşma acilci ve yüzeysel kaldığı kadar, iktidar mücadeleleri de bu eksen üzerinden yaşandı. Geleneksel halk kitlesi Osmanlıyı yıkanlar, Batıcı elit ise Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar şeklinde stereotipleştirildi.
Mesela geçen günlerde CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, Meclis’te AK Parti’ye hitaben, “İşgal orduları geldiğinde sizinkiler kırmızı halı sererken bizim mavi gözlü de bakıp, ‘Geldikleri gibi giderler’ demişti” şeklindeki ifadesi, bu anlayışın seviyesi en dip yapmış tezahürüydü. Ama herhalde belli bir stratejiyi ifade ediyordu.
Oysa tarihin hiç de böyle yaşanmadığını biliyoruz. Bir kere Batıcılık o dönem henüz toplumsallaşmamıştı. Bilakis “İngiliz mi, ABD mandası mı?” şeklinde tartışma yürütenlerin geleneksel, dindar halkla alakası olmadığını da söyleyebiliriz. Padişah Vahdettin hakkında söylenenlerin de çoğu zırvadır. Vahdettin’in “İngilizleri kızdırmama” stratejisi fevkalade yanlıştır ama o asla bir vatan haini de değildir. Ama bu ayrı bir konu.
Şimdi bazen kutuplaşma için ellerinden geleni yapanların, başta CHP olmak üzere sözde bu durumdan şikayet ettiklerini duyarsınız. Yasak savma adına yapılan işlerdir bunlar. CHP tam bir kutuplaştırma partisidir. Esasında elinde bundan başka bir malzemesi de yoktur. Allah aşkına, kendisini bilen hangi siyasetçi yukarıdaki cümleyi bu kadar rahatça kullanabilir?
Şimdi de Metin Akpınar ve Müjdat Gezen meselesi ortaya çıktı. Yumuşama, normalleşme olmasın diye ellerinden geleni yapılıyor, bunun için özel bir çaba harcanıyor sanki. Ben Gezi’nin hemen öncesini hatırlıyorum. Gerçekten bir yumuşama eğilimi vardı. CHP ve benzerleri tarafından sürekli olarak yaşam biçimleri üzerinden gergin tutulan kesimler, korkuların boş çıktığını görerek yavaş da olsa yumuşama eğilimine girmişlerdi. Ancak Gezi sanki tam da bunu amaçlayarak o atmosferin üzerine kâbus gibi çöktü.
Ülkede seçilmiş bir iktidar var. Seçimler düzenli bir şekilde yapılıyor. Kimse iktidarı devralması için CHP’nin veya bir başka partinin elini bağlamıyor. Ama sürekli sokak çağrıları, hakaretler ve tansiyonu arttırıcı yöntemlerle boğuşuyoruz. 15 Temmuz’da da gördük ki, bu milleti ayrıştıramıyor, vatan sevgisini yüreklerinden sökemiyorlar. Türk’ü, Kürt’ü, Sünni’si, Alevi’si, muhafazakarı, seküleri aslında birlikte çok da güzel ve sorunsuz yaşıyorlar.
Ama günahtır. Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük bu ayrıştırma, bu kutuplaştırma çabalarıdır. Başarılı olmamış, olamayacaktır. Ama enerjimizi daha faydalı işlere harcayacakken, bizleri bu angarya ile baş başa bırakanların inanın yatacak yeri yoktur.
Tabii hakem de, hakim de millettir. Her şey herkesin gözü önünde oluyor. Yapılan hiçbir şey, sarf edilen hiçbir söz milletin dikkatinden kaçmıyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019