Mehmet ALTAN
İnternette hafif bir sörf yapınca bu deyimle ne kastettiğimin mükemmel bir şekilde anlaşıldığını gördüm:
- “Çevreden gelip merkeze oturduğunda, nereden geldiğini unutup klasik devlet reflekslerinin benimsenmesi anlamına gelen Türkiye'ye özgü bir kavram.
İktidarın nimetlerinden yararlanıp Ankara’yla demokratikleşme için kavgaya girmekten vazgeçmektir.”
-“Ankaralılaşmak, ülke için alınan kararlarda halkın geriye itilmesi, devletin öne çıkmasıdır. Sandıkta verilen sözler Başbakanlık Konutu’nda unutulur.
Çevreniz devletin milletten önde geldiğini işler.”
-“Ankaralılaşmak protokoldür; siyah, fiyakalı resmi araçlardır, onlarca kara gözlüklü korumadır.
Bütün bunlar politikacının zamanla kendisini halktan soyutlaması, devletin demir zırhlı kafesine hapsetmesidir.”
- “Ankaralılaşmak ihaleleşmektir.
Devletin ihalelerinin büyüsü her politikacının gözünü kamaştırır. gözü kamaşan her politikacı, uzaktan yakından işi olmasa da ihalelere bulaşır, ilgilenir, baktırır.”
- “Ankaralılaşmak, Ankaralılaştığını fark etmeyecek bir noktaya gelmektir.
Kendini her eleştiren gazeteciyi düşman bellemek, küsmek, kızmak, kaşlarını çatmak, farkına varamadan etrafının yalnızlaşması, entelektüel bir çöle dönüşmesidir.”
- “Ankaralılaşmak, vasata boyun eğmektir.
Sivil diktadan da askeri diktadan da daha tehlikeli olan, vasatın vesayetine teslim olmaktır.”
- “Ankaralılaşmak, Sünnileşmek, Türkleşmek, devletleşmektir... Yani Alevisinden Kürdüne Türkiye’nin bütün renklerine tanıdık devlet diliyle set çekmektir.”
- “Ankaralılaşmak, sıkıcı bir insana dönüşmektir, espriyi yitirmek, öfkenin diliyle hitabeti marifet bellemektir.”
***
AKP yalpalamaya başlayınca birçok insan gibi ben de uyarmaya başlamıştım.
7 Kasım 2008 tarihli “İlerleme…Ankaralılaşma” yazım şu cümleyle bitiyordu:
“Bu oy erozyonu, daha ziyade AK Parti’nin ivmesi artan bir şekilde diğerlerine benzemesinden...
Özdemir Asaf’ın şiiri gibi:
“Bütün renkler hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler..."
Yani... Siyaset odağından ifade edersek...
AK Parti’nin demokratikleşme yolunda yürümeyen ama hızla Ankaralılaşan bir partiye dönüşmesinden…”
***
Bir yıl sonra, 25 Ağustos 2009’da bu uyarımı tekrarlamışım:
“Benim gördüğüm kadarıyla, Türk siyasetinde gelişmenin, kalıcılığın, tarihsel olmanın yegâne formülü ‘Ankara siyasetinin’ tuzağına düşmeden, evrensel ilkeleri sahiplenerek Türkiye’yi ihya etmek.
Ankara’ya rağmen Türkiye’yi dünyalaştırmak.
Bunu yapanın hem siyaseten kazandığı hem de Türkiye’ye kazandırdığı ortada...
İcraata ‘dünyalaşma’ hedefiyle başlayıp, sonra Ankaralılaşma ile bitirenler de kayboluyor...”
Zaten sonra da on yıl önce 2012 yılında yollarımız tamamen ayrılmış.
***
O tarihten bu yana köprülerin altından çok sular aktı…
“Ankaralılaşma” naif bir terim olarak kaldı…
Keyfiliğin sefaletinde boğulan kara bir rejimin esiri haline geldik…
Özgürlükler, refah kayboldu…
Dün devletin sopası altında inleyenler en keskin “devletçi” oldular…
“Milli ve yerli…”
“Koskoca Devletin valisi…” “Devletin bilmemnesi…”
Aşınmış eski sakızları utanmadan çiğnemeye başladılar…
En çapsızından devletleşmenin paradosine döndüler…
***
Cumartesi günkü Maltepe Mitingini dinlerken, tek amaçları “açık büfeden” ayrılmamak olan zevatın önce Ankaralılaşıp, sonra da nasıl devletleştiğini, halktan nasıl vazgeçtiğini gördüm…
-Çocuğu ile markete gitmek istemeyen ev işçisi kadın…
-Eskiden ezik domates topladığını, artık kimsenin sokağa ezik domates atmadığını söyleyerek çöpten bulduğu plastik terliğini gösteren kâğıt toplayıcısı…
-Her iki kalçasında protez olmasına rağmen geçinmek için bulaşığa giden 65 yaşında, “makarnaya hasret” olduğunu haykıran kadın…
AKP’nin 2022 Türkiye’si….
“Devletin bekası” laflarıyla bir milletin yaşamını yok eden siyaset anlayışının sonuçları…
Halktan nasıl koptukları, devlet mahfillerinde, devletin kurumlarını da yok ederek kaybolduklarının resmiydi bunlar…
***
Cumartesi günü Gaziantep’ten İstanbul’a mağdur edilen halk sokağa inmeye başladı…
Millet diyerek gelip devletleşenlere, unuttukları halkın haykırışıydı bu…
Sadat Madat…
Hile…
Oy çalma, yandaş hâkim atama…
Nafile…
“Devlet Partisi” olan kaybeder…
Devletleştiler, halkı unuttular…
Ne yaparlarsa yapsınlar…
İlk seçimde gidecekler…
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025