Mehmet ALTAN
Küresel ısınma uzun bir zamandır hükmünü icra ediyor.
2007 de Türkiye’nin en sıcak ve kurak yıllarından biri olmuştu.
Barajlarda yaşanan su kaybı ve yağışların azalması nedeniyle birçok il ve ilçede su kesintisine gidilmişti.
Her gün hızlanarak üzerimize gelen bu ağır tehdit karşısında ne yapmışız, alınan önlemler ne olmuş?
17 yıl sonra… Uzmanlar yağışların azalmasıyla meteorolojik kuraklık tehdidinin büyüdüğü ve Türkiye'nin 4'de 3'ünün kalıcı kuraklığa sürüklendiği uyarısında bulunuyor.
Ülke sadece depremin değil, susuzluğun ve kuraklığın da tehditi altında.
2007’de uzmanlar uyarmış ama kalıcı bir önlem alınmamış.
Hepsi medyaya yansımış ama gerekli tedbirler alınmamış.
Basın Tarihi’nin çok öğretici yanlarından biri de ; aslında yaşadıklarımızın hiç birinin kader olmadığını, büyük bir aldırmazlığın sonucu olduğunu belgelemesi…
xxxxx
2007 sadece doğasal değil toplumsal sorunların da büyüdüğü bir yıl.
13 Nisan’da, andıç, darbe planları ve Genelkurmay'ın “sivil toplum örgütleri”yle ilişkisini haber yaptığı için Ankara Askeri Savcılığı'nın talimatıyla polis tarafından basılan Nokta Dergisi yayınına son verdi.
xxxx
18 Nisan’da ise toplumun hafızasında hala izleri bulunan korkunç bir katliam yaşandı.
Malatya'da Protestan cemaat ile yakın ilişkileri olduğu öne sürülen Zirve Yayınevi bürosu basıldı.
Baskında Alman uyruklu Tilmann Ekkhart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürüldü.
Emre Günaydın'la birlikte yayınevi baskınına katıldıkları belirlenen 4 kişi, olayın hemen ardından yakalandı ve çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.
Bugün de bu cinayetlerin ardındaki gerçek hala ortaya çıkmadı.
xxxx
Nisan biterken ülke bu kez “e-muhtıra” ile sarsıldı.
O yılın dökümünü veren medya bunu şöyle yorumladı:
“27 Nisan 2007 gecesinde Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorunun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumda olduğu belirtilerek, ‘Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur’ açıklaması, TSK'nın Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı olarak istemediği olarak yorumlandı.
AK Parti cephesinden bu açıklamadan daha sert açıklama yapılarak 'Genelkurmay Başkanlığı'nın başbakanlığa bağlı bir kurum olduğunun’ altı çizilirken, diğer siyasi partiler e-muhtıra olarak algılanan bu açıklamaya karşı bir demokratik duruş sergileyemedi.”
Xxxxxxx
Aradan 17 geçmiş…
Huzur bulduk mu?
Ne gezer…
Niye bir türlü huzurlu bir toplum olamıyoruz?
Ya da şöyle sormalı, huzursuzluk kime yarıyor?
xxxxx
2007 ila 2024 kıyaslamasındaki kaybolmayan huzursuzluk konusunu uzatmayalım çünkü bugün bayram.
Her bayram “akide şekeri” kıvamında yazılmış eski bayram yazılarına döner bakarım.
Çetin Altan’ın Milliyet’te yazdığı “Fıkırtılar ve kıkırtılarla bayram tatili başlarken…" başlıklı yazısına rastladım.
Bir bölümü şöyle:
“Sanırım anısal yazılarda, bazen anlatım biçimi, yani ‘üslup’ içeriğe ağır basar...
Diyelim eski bayramlarda, anne-babalarıyla aile büyüklerini ziyarete gelmiş küçük çocuklara bayram harçlıklarıyla, birer de mendil verildiğini anlatıyorsun. Anlatıyorsun da, nasıl anlatıyorsun?
* * *
Türkiye’nin fıkırtılı, kıkırtılı bir ülke olmasının baş nedenlerinden biri; ‘yazı üslubu’ndaki Türkçe kuyumculuğunun, algılama dışı bir boşluğa yuvarlanmışlığı...
1926’da Yakup Kadri de aynı boşluktan şöyle yakınıyordu:
‘Çağdaş Fransız şairlerinden biri de kendisi için: ‘Ben suya taş atan adamım’ diyor; buradaki sudan maksat kamunun ruhu değil midir?
Şair bir havuz kenarında eğlenen bir çocuk gibi, bu suya taşlar atıyor ve her taş kendi ağırlığı ve büyüklüğüne göre birtakım halkalar açarak ve sesler çıkararak suyun dibine batıyor.
Ey Türk şairi! Senin taş attığın yer ise,
hiç dalgalanmayan ve hiç ses vermeyen karanlık ve ıssız bir boşluktur.’
* * *
21’inci yüzyılın 11’inci yılındaki Kurban Bayramı arifesinde; ne çarşı pazarda bayram alışverişine çıkmışların, ne tatili geçirmek için yollara düşmüşlerin ilgileneceği bir konu, Yakup Kadri’nin de vaktiyle yakındığı ‘boşluk’…"
Xxxxxx
“Yazı üslubu”ndaki Türkçe kuyumculuğunun,
algılama dışı bir boşluğa yuvarlanmışlığı...
Yazının yazılmasından bu yana 13 bayram daha geçti…
O boşluk adeta şimdilerde dipsiz bir kapkaranlık kuyu gibi…
Ama bir ışık, bir ümit de var ülkede.
Xxxxx
“Enseyi karartmayalım.”
Bir gün huzuru da buluruz, Türkçe kuyumculuğunun tadına da varırız… En azından bunu umabiliriz.
İyi bayramlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025