Mehmet ALTAN
Aslında bütün o suçlar taammüden işlendi.
İstanbul eski il başkanı Aziz Babuşcu, 2013 yılında, AKP’nin çok bilinçli ve planlı bir şekilde raydan çıkacağının sinyalini açıkça vermişti:
“10 yıllık iktidar dönemimizde şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar.
Çünkü bu geçtiğimiz 10 yıl içinde, bir tasfiye süreci ve bir tanımlama özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımıza paydaşlar vardı.
Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir.
İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak.
Dolayısıyla o paydaşlar bizimle beraber olmayacaklar.
Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar.
Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onların kabulleneceği bir gelecek ve bir dönem olmayacak.
Onun için işimiz çok daha zor.’
xxxxxxxxxxxxxxx
Babuşçu, yukarıdaki tarihsel ifşaatında, ‘özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımıza paydaşlar vardı’ diyor.
Neydi o yaptıkları?
2001 yılında kaleme aldıkları AKP parti programında yazanlar, halka vaat ettikleri, verdikleri sözlerdi.
Örneğin, parti programının ‘Hukuk ve Adalet’ kısmında şunlar yazıyordu:
“Demokrasinin hukuk yoluyla varlık kazandığı demokratik hukuk devletinde; hukukun evrensel ilkelerine saygı, hak arama yollarının açık tutulması, kanun önünde eşitlik, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması, devletin hukuka bağlılığının güvence altına alınması temel değerlerdir.
Bu değerlerin hayata geçirilmesi anayasa, yasalar ve bağımsız bir yargı ile mümkündür.
Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır.”
İşte AKP’nin vazgeçeceğini ilan ettiği icraatın içeriği buydu.
Liberaller AKP’yi kendi parti programına ihanet etmediği dönemlerde destekledi.
xxxxxxxxxxxxxxx
Peki, liberallerle yolları ayırdıktan sonra amaçlanan ‘inşa döneminden’ kast edilen neydi?
Kast edilenleri çok somut bir şekilde görüp yaşadık.
İnşa döneminin bir ucu hırsızlığa, yolsuzluğa, rüşvete, diğer ucu ise hak, hukuk, anayasa ve kanun tanımazlığa dayandı.
İslamcılık adı altında bir rezillik yaşandı.
AKP’nin yeni dönemde inşa etmek istediğini ‘İslam Cumhuriyeti’ olarak tanımlayan fetvacı başları, ‘fıkıh’ konusundaki becerilerini ‘yolsuzluk’ ile ‘hırsızlık’ arasındaki farklara vurgu yaparak sergiledi.
xxxxxxxxxxxxxxx
Eski il başkanının çekinmeden startını verdiği AKP’nin raydan çıkışının çok ağır yükler içeren bilançosunu sadece Türkiye değil tüm dünya gördü.
Geçen gün, ABD her sene yayınladığı ülkelerin insan hakları uygulamalarına ilişkin geleneksel raporunu açıkladı.
2014 yılı raporunun bir bölümünü beraberce okuyalım:
“Yargı ve emniyet, uygunsuz ve önyargılı bir görüntü verirken politize oldu.
Hükümet, bir yolsuzluk soruşturmasına karşılık, bazı üst düzey hükümet yetkilileri ve ailelerini araştıran binlerce polis ve savcının görevini değiştirdi, soruşturmayı başlatan savcılar görevlerinden uzaklaştırıldı.
Hükümet, soruşturmayı kapattı ve toplanan delilleri yok etti, soruşturmaya dâhil olan birçok polis, hükümeti devirme komplosuyla suçlandı.
Ceza yasaları ve terörle mücadele kanunu, ifade, basın ve internet özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde birçok yazıyı engelledi.
Nisan’da geçen bir yasa, gazetecilerin suistimalleri ortaya çıkarmasını ciddi biçimde kısıtlarken MİT’in bilgi toplama konusundaki yetkilerini artırdı.
MİT şimdi mahkeme kararı ya da onay için bir yargı süreci olmadan ülkedeki her kurumdan bilgi edinebilir.”
İşte Babuşçu’nun müjdesini verdiği AKP’nin ‘inşa etmek’ istediği yeni Türkiye’nin resmi.
Bunları bilerek, isteyerek, daha önceden hesaplayarak yaptılar.
xxxxxxxxxxxxxxx
Tabii ki din istismarına dayalı bu kara faşizmi sadece liberallerin değil, aklı, vicdanı olan hiç kimsenin kabullenemeyeceği çok açıktı, zaten kabullenmediler de…
Ama gelin görün ki son seçime kadar, zaten raşitik bir yapılanması olan Türkiye iyice çökertilip yok edildi…
Cinayet ekonomisi çarkında işçiler katledilirken, madenler, akarsular, zeytinlikler talan edildi… Tek adamın akıl dışı kişisel talepleri bu ürkütücü yapının üzerine tüy dikti.
Allahtan Türkiye 7 Haziran günü tam da uçurum kenarında el frenine asıldı.
xxxxxxxxxxxxxxx
Kararmış ve karartılmış Türkiye nasıl düze çıkar?
7 Haziran genel seçim sonuçlarına bakılarak verilecek yanıt çok net.
Biz bu karanlık dönemden ‘tam da rövanş alarak çıkabiliriz.’
Rövanş almak nedir?
Türk Dil Kurumu tanımıyla söyleyeyim, ‘kendine yapılan haksızlığın karşılığını vermek.’
Babuşçu’nun açıkça sinyalini verdiği ‘yeni inşa’ döneminde AKP Türkiye’ye öyle büyük haksızlıklar yaptı ki düzelmek, doğrulmak, ayağa kalkmak ve yeniden yürüyebilmek için muhakkak ‘rövanş almak’ gerekiyor.
Evet, şifalanmak için o korkunç son dönemin, özellikle de 17 ve 25 Aralık ve sonrasındaki tüm icraatların ve kanunsuzlukların çatır çatır rövanşını almak, haksızlığın karşılığını vermek, hesabını sormak gerekiyor.
Yapılan haksızlıkların yol açtığı hasarı tamir ederken, o haksızlıkların hesabını da sormalıyız ki bir daha hiç kimse Türkiye’yi ‘taammüden’ yok etmeye kalkamasın.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/tam-da-rovans-alma-zamani/2478
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025