Mehmet ALTAN
Berlin Duvarı’nın çökmesinden sonra yeryüzünde meydana gelen değişiklikleri art arda hatırlayınca, Türkiye’nin dünyaya uymak ve iç sorunlarını halletmek konusunda ne kadar beceriksiz ve hantal olduğunu görüyorsunuz.
Rejimlerin değiştiği, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı, Çekoslovakya ile Slovakya’nın sessiz sedasız ayrıldığı bir dünyada, Ankara hâlâ ‘Kemalizm’in dört fobisi’ olan problemlerini aynı 1923 yılındaki gibi koruyor.
Ne Kürt sorununu, ne Müslüman kimliği, ne Aleviliği, ne liberal ve Marksist düşünceyi demokratik bir ülkenin normal akışı içine çekebiliyor.
Bu hantallık, tarihsel gelişme içinde ‘uluslar’ devletleri kurarken, bizde bunun tam tersi olmasından kaynaklanıyor gibi.
Biz de ‘devlet, kendine bir ulus yaratmaya koyulmuş’. Ortaya devlet eksenli bir toplum çıkarılmış.
***
Geçenlerde bir grup tarafından kaleme alınan ‘ortak anlayış metni’nde Türkiye’nin bu sadece ‘kendine benzeyen’ garip durumu ve bunlardan doğan sorunlar şöyle anlatılıyordu:
‘Söz konusu anlayışın temelinde uluslaşma sürecimizin, ulustan devlete değil, devlet aracılığıyla ulus oluşturma biçiminde evrimi yatmaktadır.
Osmanlı, bir ulus-devlet değildi. Kozmopolit bir siyasal birlikti. Türkiye Cumhuriyeti, bir ulus-devlet olarak kuruldu ama olmayan ulusu yaratmak işlevini, Cumhuriyet öncesinde de varolan devlet üstlendi. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti, devletin şekillendirdiği ve şekillendirmeyi sürdürdüğü bir ulus olgusu üzerine inşa edildi...
Değişen, büyüyen, karmaşıklaşan, dünya ile etkileşime giren, müthiş bir kültürel zenginliği içinde barındıran toplum ile 1920’lerin ihtiyaçlarına göre yapılanmış otoriter devlet teşkilatı ve onu meşrulaştıran siyasal kültür arasında doku uyuşmazlığı doğmuştur.’
***
‘Ortak anlayış metni’ devlet-ulus olarak doğan bir cumhuriyetin bu zaafının giderilememesi halinde ‘Kürt sorununu’ da çözemeyeceğimiz kanaatinde:
‘Siyasal kültürümüzün temel kavramlarından olan ‘ulus’, daha doğrusu bu kavramın içeriği, yaşanan sorunlardan birinin kaynağıdır. Başta devralınan çoğul toplumsal doku ve imparatorluk mirasçısı olmanın getirdiği çok kültürlü nüfus gerçeği, yöneticilerce doğal bir veri olarak algılanmıştır.
‘Ulus’, Türkiye toprakları üzerinde yaşayan herkesi soy, din ve kültür farkı gözetilmeden içine alan bir siyasal birlik olarak düşünülmüştü. Bu anlayış, çoklu nüfus yapısından, çoğulcu bir siyasi örgütlenme doğurabilirdi. Doğacak çoğulcu örgütlenme, kaçınılmaz olarak demokratik olacaktı. Ama yoksul, eğitimsiz, ulus bilincinden yoksun kozmopolit bir halktan çoğulculuk ilkesine dayalı bir ulus yaratmak, o günün seçkinlerine fazlaca zahmetli ve uzun erimli geldi. İki kez denenen çok partili hayata kısa sürede son verildi.
Ortak bir siyasal kültür oluşturmanın acil ihtiyacı, onları ‘çeşitlilikten ya da farklılıktan birlik’ yaratmak yerine, ‘farklılıkları benzeştirmeye’ itti.
Bu tercih, onları (devleti), çoğunluk kümesinin özelliklerine dayanan, yani Türk ve Sünni (hatta Hanefi) özellikleri ağır basan bir ulus yaratmak biçiminde somutlaştı.’
***
Bu eksikliğin bugünkü çözümü nedir?
Hiç şüphesiz ‘vatandaşlık’ kavramının ‘hukuksal’ içeriğine sahip çıkan demokratik bir devlet ruhu... Vatandaşını, ırkına, dinine, mezhebine göre ayırmayan, ‘devletin eşit üyesi’ olarak algılayan bir yönetim...
Ankara’nın hâlâ dünyayı 1920’lerde zanneden ve ‘devlet eliyle ulus yaratmayı’ normal bulan zevatı bu gerçeği anlamadıkça sorunları çözmekte zorlanacağız.”
***
Bu yazıyı tam on dört yıl önce, 7 Ekim 1997 Salı günü yazmışım...
On dört yıl içinde değişenler ve değişmeyenler sizce nedir?
***
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın annesinin ölümünü, bu acıyı epeyce önce tatmış biri olarak Amerika’da öğrendim. Bunun ne demek olduğunu bilirim... Başbakan’ın değerli annesine rahmet, kendisine ve tüm ailesine başsağlığı, sabır ve metanet diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025