Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
Badem gözlü Davutoğlu
28.05.2016
2020

 Recep Tayyip Erdoğan tartışmasız bir biçimde AKP'yi yok ediyor…

Çünkü bir adamın keyfine göre şekillenen bir toplumsal organizma olmaz, ölür…

 

Şimdi başına siyasal kayyımlar atanan, lego oyuncağına dönmüş bir AKP var…

 

* * *

 

Ancak iktidar partisinin taammüden yok edilmesi sürecinde bana çok eğlenceli gelen komiklikler de oluyor…

 

Örneğin Ahmet Davutoğlu'nun ‘yüksek', ardından gelen ikinci kayyımın ‘düşük' profilli sanılması gibi…

 

Geçenlerde Selçuk Gültaşlı'nın çıkardığı bir Davutoğlu bilançosuna rastladım:

 

“Davutoğlu kısa başbakanlığına, Zaman ve İpek gruplarının gaspını, Güneydoğu'da katliamları, kendisi de akademisyen olmasına rağmen bilim adamlarının hapsini, Hizmet Gönüllülerine yönelik cadı avının yaygınlaşmasını, yargının yok edilmesini, hâkim ve savcıların zindanlara tıkılmasını, dış politikanın çöküşünü, Türkiye'nin Ortadoğu'dan kovulmasını sığdırabildi.”

 

* * *

 

‘Hoca', yolsuzluk yapanların kollarını koparacaktı.

 

“Kim şu veya bu gerekçeyle milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa, kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız” diyordu.

 

Sonuçta kendi kolu kanadı kırılıp, gönderildi.

 

‘Hoca' ne yazık ki koltuğu terk ederken de pek dürüst değildi. Emri verenin, tezgâhı kuranın kim olduğunu çok iyi bilmesine rağmen suçu ‘refikleri'ne attı.

 

Alkışlanmayan veda konuşmasında Erdoğan'ı aklayıp, suçu refiklerine atarken şaşırmış, hayal kırıklığına uğramış gibi yaptı.

 

Yola çıkarken refiklerinin kim olduğunu bilmiyor muydu?

 

Yol arkadaşlarının Egemen Bağış'lar, Zafer Çağlayan'lar, Muammer Güler'ler, Erdoğan Bayraktar'lar, Efkan Ala'lar olduğundan habersiz miydi?”

 

* * *

 

Erdal Güven, 2003'te, o zamanlar yeni büyükelçi olan Davutoğlu'na yakında siyasete girebileceğini ima etmiş… Aldığı cevap şu:

 

“Aman Erdal Bey, nerden çıkardınız… Ben akademiyi bırakmam, bırakamam… Geçici bir durum bu… Hangi siyasetçi ki ilime/ilim adamına yaklaşır, yükselir; hangi âlim ki siyasete/siyasetçiye yaklaşır, alçalır”…

 

Bulunduğu durumun da adeta tespiti…

 

* * *

 

Davutoğlu'nun özet karnesi bu olmasına rağmen ‘badem gözlü' sanılması, gelenlerin neler yapabileceklerine dair de fazlasıyla fikir veriyor…

 

Davutoğlu'nu bile aratacak biri, neler yapmaya kadir değildir ki…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar