Mehmet ALTAN
Türkiye iyi yönetilmeye , refaha ve özgürlüğe aç,huzura susamış bir ülke…
Basın tarihi üzerinden yakın geçmişi irdelerken Demirelli yılların da Türkiye’nin rodeo yapar gibi çalkalanıp durduğu yıllar olduğu görülüyor.
Ama zaten bizim tarihimizde sakin ve huzurlu dönemler çok az, hattâ yok gibi…
***
Demirelli yılların çatışma hattını oluşturan, dönemin dünya konjonktürüne uygun olarak sağ-sol kutuplaşması ve bunun doğal türevi olan işçi ve gençlik olaylarıydı.
1968 yılında Avrupa ve ABD’de giderek yaygınlaşan gençlik hareketleri, sol düşünceyle yeni yeni ilişki kuran Türkiye’deki üniversite gençliğini de etkiledi.
1960’ların ikinci yarısı, şiddetin kol gezdiği 1970’lerin adeta provası niteliğindeydi.
Dünyada 1968, gençler arasında özgürlükçü hareketlerin ve isyanın yükselişine sahne olan bir yıldı.
Türkiye’de de 1965’ten itibaren gençlik hareketi, bilhassa Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) gençlik üzerindeki etkisini arttırması ve Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun (FKF) güçlenmesiyle ivme kazandı, pek çok boykot, işgal, yürüyüş, miting ve benzeri protesto eylemleri gerçekleşti.
***
Türkiye’deki ilk önemli öğrenci eylemi Haziran1968’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki boykotla başladı.
Bunu öteki üniversite ve fakültelerde hızla yaygınlaşan boykot ve işgaller izledi.
Akademik amaçlarla başlatılan bu eylemler daha sonra giderek siyasi içerik kazandı ve AP iktidarı için tedirginlik kaynağı oldu.
Bunun ardından sağ ve sol görüşlü öğrenci grupları arasındaki çatışmalarda kan dökülmeye başladı.
***
1967 yılında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK’in) kuruluşuyla da sınıf mücadelesi şiddetlenmiş; emperyalizm, özellikle de ABD karşıtı gençlik hareketi sol cenahta yükselmişti.
Bununla beraber, Amerika karşıtı söylem, sağ örgütler içinde de yer buldu.
1970-1980 arasında sınıf mücadeleleri ve sağ-sol çatışması daha da keskinleşti, şiddet olayları ve siyasi cinayetler, katliamlar arttı.
AP’nin başı çektiği Milliyetçi Cephe hükümetleri döneminde sola karşı baskı ve şiddet iyiden iyiye yayıldı.
***
Bu dönemdeki devlet şiddeti Vedat Demircioğlu’nun öldürülmesiyle başladı.
24 Temmuz 1968 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi yurdunu basan polisler Hukuk Fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu’nu öldürdü.
Çok vahşi bir diğer saldırı 16 Şubat 1969’daki Kanlı Pazar’dı.
16 Şubat 1969’da, 6. Filo protestoları sırasında, polisin himayesinde İslamcı sağcı militanlar solculara taş, sopa ve bıçaklarla saldırarak Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı bıçaklayarak öldürdü.
Bu yıllarda hem devlet şiddeti söz konusuydu hem de alabildiğine resmî bir milliyetçi söylemden medet umuluyordu. Tek düşman ise sol siyaset ve bu siyaseti benimseyenlerdi.
***
Gençlik olayları yanında işçi eylemlerinde de bir kabarma yaşandı…
15 Haziran 1970’te işçilerin sendikal özgürlüklerini boğmak isteyen bir yasa tasarısını protesto etmek için 70 bin civarında işçi İstanbul ve İzmit’te eyleme geçti.
16 Haziran’da da polis barikatlarını aşarak yürüyüşe devam ettiler. Protestocu işçi sayısı 150 bini buldu. İstanbul ve İzmit’in yanı sıra Ankara ve İzmir’de de protestolar yaşandı.
Olaylar esnasında 3 işçi, 1 polis ve olayları izleyen bir yurttaş öldü. 200 kadar işçi yaralandı, yüzlerce işçi gözaltına alındı.
İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan edilmesine rağmen irili ufaklı işçi eylemleri devam etti, 4000 kadar işçi işten çıkarıldı.
Bu gelişmelere rağmen tasarı yasalaştı ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildi.
Kanundaki pek çok önemli madde ise Şubat 1971’de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
***
Benim de fiilen şahit olduğum, duygulanıp heyecanlandığım 15-16 Haziran olayları Türkiye sosyal tarihinde çok derin izler bıraktı. Solda ve sağda bir dönüm noktası oldu.
Olaylar, sol düşmanı güçleri de alarma geçirdi.
Demirel hükümetlerinin artarak sertleşen tutumu, dönemin iki kutuplu dünyasında sosyalizmin giderek çok daha ciddi bir tehdit olarak algılandığını gösterdi. Halbuki o dönemde Amerika ve Sovyetler Birliği’nin fikrî varlığı diğer demokratik ülkelerde özgür bir ortamda farklı partiler tarafından temsil ediliyordu. Komünizm bütün demokratik ülkelerde serbestti. Hattâ kimi ülkelerde iktidardaydı da ya da koalisyon ortağıydı. Türkiye’de komünist parti kurmak da, komünizm propagandası yapmak da yasaktı.
Demirel dünyadaki bu siyasal dengeye aldırmıyor, sol düşmanlığını körüklüyordu. Halbuki dış politikada dikkat çekici bir şekilde Sovyetlere yakın duruyordu.
Demirel, AP 7. Büyük Kongresinim açılış konuşmasında, “15-16 Haziran olayları bir ihtilal provasıdır” iyerek, olayları “başarıyla” bastırmalarına rağmen eylemlerin üniversitelerde devam ettiğini söyledi. Alışık olduğumuz ve hep dinleyegeldiğimiz demagojik bir söylemle olayların aslında sağ-sol çatışması değil, komünist çetecilik olduğunu ileri sürdü, komünist telkinlerin masum üniversite ve lise gençliğini istismar ettiğini, işgal gibi eylemlerinse bozuk düzeni değiştirme savıyla zorbalığa dönüştüğünü iddia etti.
***
Baskıcı yönetim anlayışının unutulmaz bir diğer örneği de gene Demirel döneminde yaşandı.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez polis Millet Meclisi’ni bastı.
Otoriterleşme eğiliminin bu unutulmaz örneği, Demirel’in başbakanlığının ilk yılında, 7 Mayıs 1966 tarihinde gerçekleşti.
Bu tarihte, içişleri Bakanı Faruk Sükan’ın bilgisi dâhilinde, meclisteki grup odaları didik didik sivil polis ve idare amirlerince arandı.
Hükümet buna gerekçe olarak meclisten çıkarıldığı iddia edilen teksir ve daktilo makinelerini göstermişti.
Siyasal çıldırmanın ilk başlangıç yıllarıydı.
***
Demirel’in yükselen toplumsal talepler karşısında yukarıda özetlenen baskıcı tavrının özgür bir basın ortamını zehirlememesi mümkün değildi.1960’dan sonra şekillenen özgürlükçü anayasaya rağmen hukuksal mevzuatın içinde sinsice bekleyen fazlasıyla baskıcı yasa vardı.
Zaten Türkiye’de hiçbir zaman gerçek bir demokratik devlet ve siyaset söz konusu olmadı. Her zaman faşizme yönelmeyi mümkün kılan inanılmaz bir mevzuat hazır ve nâzırdı.
Demirel hükümetinin sol muhalefet karşıtı sertlik yanlısı tutumunun yansımaları, toplumsal olaylar karşısındaki tutumu ile sınırlı değildi.
Belirttiğim gibi Anayasanın tanıdığı hak ve özgürlüklere rağmen, diğer kanunlarda ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümler varlığını zaten sürdürmekteydi.
Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri ise Mussolini İtalyası Ceza Kanunundan da esinlenerek 1936-1951 yılları arasında yapılan değişikliklerle 1966 yılındaki hâline ulaşmış olan 1926 tarihli Türk Ceza Kanununun 141. ve 142. maddeleriydi.
141. madde “komünist cemiyetler kurulmasını suç saymış … anarşizmi, diktatörlüğü, ırkçılığı ve millî duyguları yok etmeği ve zayıflatmayı amaç edinen cemiyetleri yasaklamıştı”; bezer bir biçimde 142. madde de “komünizm, anarşizm, diktatörlük, ırkçılık propagandalarını ve millî duyguları yok etmeğe ve zayıflatmağa yönelen propagandayı cezalandırmıştı.”
141. ve 142. maddelerin anti-demokratik içeriği çok eleştirilmişse de Demirel, komünizm karşıtı bu ve benzeri yasalara sahip çıktı.
Örneğin, 18 Şubat 1966’da Demirel hükümetinin Adalet Bakanı Hasan Dinçer, 141. ve 142. maddeler için şu sözleri sarf etmişti:
Bu maddeler aynen kalacaktır. Hattâ açık kapıları kapayacak tedbirler getireceğim. Bu iki madde fikir hürriyetini değil, komünizmi ve anarşizmi yasaklıyor.
***
1966-67 yıllarında CHP’nin ve muhalif gazetelerin şiddetle karşı çıktığı ve tasarı olarak kalan Temel Hak ve Hürriyetler Kanunu Tasarısı da Demirel’in düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki tutumunu yansıtır nitelikteydi.
Tasarıda yer alan basın özgürlüğünü sakatlayan cezaların kimileri şöyleydi:
Toplum içinde kamu düzenini veya güvenliğini bozabilecek mahiyette her türlü bölücü faaliyette bulunanlar veya bu maksatla söz, yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya başka araçlarla örnekler vererek propaganda yapanlar veya telkinde bulunanlar 2 yıldan 5 yıla kadar…”
Anayasanın reddettiği komünizmi kurmayı amaç edinen bir görüşü etkili olarak aşılamaya yahut komünizmi benimsemeye, veyahut beğendirmeye yönelik her ne suretle olursa olsun propaganda yapanlar veya telkinde bulunanlar 5 yıldan 10 yıla kadar…
Yargı kurullarında veriliş ve kesinleşmiş olan karar ve hükümleri söz, yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya başka araçlarla kötülemeye çalışanlar … 1 yıldan 5 yıla kadar…
Tasarı yasalaşmamış ise de düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı Demirel’in otoriter tutumunu yansıtması açısından önemlidir.
***
Huzursuzluğun ve öğrenci olaylarının yaygınlaşarak arttığı bir dönemde yapılan 12 Ekim 1969 Genel Seçimlerinde AP yüzde 47oy alarak yeniden tek başına iktidar oldu ve Demirel 3 Kasım 1969 tarihinde ikinci hükümetini kurdu. Ancak, halktan gelen bu desteğe rağmen parti içindeki mücadele sonunda AP bölündü, bütçe oylamasında hükümetin bütçesi reddedildi ve hükümet düştü. Demirel, Mart 1970’te yeni hükümeti kurdu ve aynı yıl yapılan AP’nin 5. Kongresinde yeniden Genel Başkan seçildi.
***
27 Mayıs sonrasında sivil rejime geçiş problemsiz olmamıştı.
İktidarda kalmak isteyen ve daha ziyade albay ve küçük rütbeli subaylardan oluşan Radikallerle, generallerin ağırlıkta olduğu Ilımlılar arasındaki çekişmeler yıllarca sürdü.
Askerlerin siyaset üzerinde ağır bir baskısı vardı. Demirel’in dış politikası iç politikayı da etkiliyor, istikrarlı ve huzurlu bir ortamı sağlayamıyordu. Zaten dünya konjonktürü de gerginlik ortamını kışkırtıyordu.
12 Mart 1971’e doğru ülke kaynamaya devam ediyordu.
Yön dergisinin daha keskin ve radikal bir sonraki aşamasını içeren Devrim dergisi de böyle bir süreçte doğdu.
Amacı ordunun siyasetteki gücünü ve ağırlığını daha da artırmaktı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları




































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025