Mehmet ALTAN
Dün “Dünya Nevruz Bayramı”ydı...
Birleşmiş Milletler, 2009 yılında nevruzu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne almış, 2010’dan başlayarak da 21 Mart’ı “Dünya Nevruz Bayramı” olarak kabul etmişti. Üç bin yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenlik, geçen yıldan beri Dünya Nevruz Bayramı olarak kutlanmakta...
Bazı topluluklar bu bayramı 21 Mart’ta kutlarken, diğerleri kuzey yarım kürede ilkbaharın başlamasını temsilen 22 veya 23 Mart’ta kutlamaktalar...
***
Kürtlerde ise nevruz bayramı Kürt mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi’ne dayanmakta... Ve epeydir de siyasallaşmış bulunmakta... Nitekim partisinin İstanbul Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlediği nevruz kutlamalarına katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “2011 nevruzu Türkiye’de Kürt sorununun barış içinde, demokrasi içinde çözümünün başlangıcı olmalıdır. Çözümü gerçekleştirmek bir günlük iştir. Demokratik açılım konusunda ellerinde tek bir proje olsa çıkıp açıklarlardı. Bizim meselemiz pazarlık edilemeyecek kadar önemlidir. Siz tüccar olabilirsiniz ama bizim açımızdan bir pazarlık söz konusu değildir. Biz diyoruz ki bizden çaldığınızı geri vereceksiniz. Bunun neresi pazarlık. 3-4 gün içinde 7 PKK gerillası operasyonlarda öldürüldü. Bir yandan müzakere yürütüyorsunuz, öte yandan tasfiye politikası yürüteceksiniz. Bunun altında kalırsınız. Yemin billâh AKP bizim coğrafyamızda tasfiye olana kadar, tabelalarını koltuklarının altına verene kadar mücadelemiz sürecek” dediğini okudum.
***
Abdullah Öcalan da İmralı’da süren görüşmelerin belirli bir düzeye geldiğini açıklayıp, “kimi pratik öneriler gündeme geldi, yaz başına kadar muhtemelen bir karakter kazanır” demiş...
Ve devam etmiş:
“İçinde bulunduğumuz süreç hassas ve kırılgandır, burada yapılan görüşmeler tarihi önemdedir. Ben önemsiyorum. İlk günden bugüne kadar bir düzeye getirdiğimizi de belirtebilirim. Görüşenlerin yaklaşımlarının ciddi olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerde bulunanlar devletin önemli ve ciddi kurumlarının temsilcileridirler.. Sorunların çözümünde rol almam isteniyorsa pratik bazı koşulların sağlanması gerekiyor.”
***
Bu topraklarda her yıl “bahar” uyanıyor ama “kim yönetecek” sorusunun yerini “nasıl yönetileceğiz” sorusu alamıyor... Yönetenlerin önemli, yönetilenlerin ise önemsiz olduğu inancı devam edip gidiyor... Mardin’in Kızıltepe İlçesi’nde insan yaşamını tehdit edecek seviyede koku ve hastalık saçıp, akşamları oksijeni sıfır derecesine düşürmekte olan Zergan Deresi’nin ıslahı konusunda merkezi idare ile belediye yönetiminin anlaşmasının bir kırılma noktası olacağını düşünüyordum... Çünkü Kızıltepe Belediyesi, “hizmet odaklı” bir anlayışı “siyasetin” önüne geçirmiş, bölge halkının en büyük derdi Zergan Deresi’nin yaşamı tehdit eder hale gelen durumuna çare üretmişti. Ama bu insani adım Ankara’nın aldırmazlığına tosladı...
Hâlbuki “insan” yok ise siyaset de çok anlamsız... Sadece Saray’a girme kavgasından ibaret...
***
Ne var ki Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın konudan haberdar olmasına rağmen insana değecek ve devlet ile birey ve AK Parti ile BDP arasında yeni bir anlayışın ateşini yakacak bu girişim, Ankara’nın duyarsızlığı nedeniyle çöpe atıldı... Zergan konusunda istenen projelerin hazırlanmış olmasına ve Ocak ayında onaylanması sözü verilmiş olmasına rağmen, DSİ Bölge Müdürlüğü’nün Zergan Deresi Islah Projesi’ni Ankara DSİ’nin reddettiği anlaşıldı.
***
Nevruz... Yeni yıl...
Baharın uyanışı...
Bunların Kızıltepe’de dört yaşındaki Robin açısından hiçbir anlamı yok... O, koku ve mikrop saçan, DTP’li Belediye’nin olumlu atağına rağmen, Ankara’nın aldırmadığı Zergan Deresi’nin yanı başında yaşamaya devam ediyor...
***
Kürt meselesi nasıl çözülür?
İnsanileşerek... İnsana değerek...
Ankara ile yerel yönetim, bu yeni döneme Zergan Deresi’nin ıslahından başlayabilirdi...
Ankara çok duyarsız davrandı...
***
Memlekete Nevruz gelmiş... Kızıltepe, Zergan’da Robin için bunun ne anlamı var?
O küçük çocuğun soluduğu, bu kez belediyenin üzerine düştüğü ama Ankara’nın aldırmadığı Zergan’ın kokusu ve mikrobu çünkü...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025 - Basın Tarihi: “Köşe yazarının parasını kim verir?”
15.03.2025 - Basın Tarihi: Diyarbakır’dan…
6.03.2025 - Basın Tarihi: 'Cinayeti Gördüm' yazısı…
27.02.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Muzaffer Geylani
Bu Ahmet Altan bazen hakkaten çok abartıyor. Böyle birşey mümkün mü? Siz 80 darbesinde biz eziyet çektik deyip kendinizde hak görüpte masum binlerce askeri öldürmenin ne anlama geldiğini bir düşünün! Bana yaptılar bende başkalarına yapacağım demenin neresi mantıklı. Ben kürtüm. Ve bu yazı tamamen saçmalık.
Cemil casım Kılıç
Bu yazya itiraz edecek tek bir Kürdü bulamazsınız. Ben Türküm ama Kürt Kökenlıyım diyenler hariç tabii. Bu mantığa gelmiş ve bunu kabul etmiş bir Türkiye ile her konuda anlaşılır. Hatta onlarla en sadık bir biçimde ortak olmaya, dost kalamaya ölümüne devam ederler. İşte barışın altın değerinde kilidi bu ve benzer hususlardır. Öyle Kürtlerin suçlu olmadıkları kabul etmek bile çok ama çok şeyi olumluluk yönünde değiştirir.