Mehmet ALTAN
Tam tamına iki yıl önce bugün…
Anayasal bir düzen olsa Silivri’de değil, dışarda olmam gerekiyor.
Ama içerdeyim.
***
Silivri Notları bir cenazeden söz ediyor…
Ama bugünden geriye bakınca, o notları yazarken içinde bulunduğum hukuksal konumun da bir cenazeden farksız olduğunu gördüm...
Hücredeki cenazeyle sarsılırken kendim de hukuksal bir cenazenin maktulüydüm.
Silivri Notları’nda anlattığım cenazeden önce hukuksal cenazeyi de anlatmak istedim.
Bütün bu cenazeleri anlatayım...
Ama önce hukuk cenazesini…
***
11 Ocak 2018 tarihinde Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu mevcut dosyanın en son hâli üzerinden üç ayrı hak ihlali kararı vermiş, “göz altına” bile alınamayacağımı karara bağlamıştı.
Hak ihlali kararı ne demek? Devlet meşruiyetini sağladığı Anayasa’yı yok saymış ve benim temel hak ve özgürlüklerimi çiğnemiş…
Suç işlemediğim hâlde beni tutuklamış…
Suç işlemediğim hâlde ifade özgürlüğümü terör gibi sunmuş…
Suç işlemediğim hâlde basın özgürlüğümü darbecilik gibi göstermiş…
35 yaşında suç işlemekten çekinmeyen bir savcı ile ahlâksızca utanmadan takım taklavat, sabah akşam algı operasyonu yapmışlar.
***
Anayasa’nın 153. maddesi gereği Anayasa Mahkemesi kararı devletin tüm kurumlarını bağlıyor.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun hak ihlali kararını anında uygulanıp, beni tahliye etmeleri gerekiyor. Çünkü ben suçlu değilim, beni tutuklayıp, suçlayanlar suçlu.
***
Anayasal bir emir olan tahliye talebimi, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki hakimi Anayasa’yı yok sayarak yerine getirmedi.
Biri ise Anayasa’nın 153. maddesi gereği tahliye edilmem gerektiğini söyledi.
Anayasa’yı yok sayan bu skandala bir sonraki mahkemede itiraz edildi.
Bu kez de İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki üyesi Anayasa’yı yok saydı.
Bir üye ise Anayasa’nın 153. maddesini anımsattı.
Anayasa’nın emrini dinlemeyen İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı daha sonra Yargıtay üyesi yapıldı.
Kısacası günü gününe iki yıl önce Anayasa’yı yok sayan dört kişi nedeniyle Silivri’deyim.
İddia; anayasal düzeni değiştirmek.
Anayasa’yı yok sayanlar tarafından anayasal suç işlenerek tutuluyorum oysa.
Çoktan dışarda olmam lazım ama içerdeyim.
***
Yetmemiş; Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı’nı ve Anayasa Mahkemesi kararını dinlemeyen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi hukuk ile açıklanamayacak akıl almaz bir gariplikle, dosyaya giren en son delili de tartışıp tüm dosya kapsamının incelendiği, bağlayıcı Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı’na rağmen, Şubat 2018’de “ağırlaştırılmış müebbete” mahkûm ediyor.
OHÂL şartlarında bile “gözaltına alınmamı gerektirecek delili bırakın, kuvvetli bir şüphe dahi olmadığı” bu Anayasa Mahkemesi kararı ile de hüküm altına alınmışken 20 aydır içerdeyim.
Dışarda olmam gerekirken, içerdeyim.
***
20 Mart 2018 tarihinde aynı Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu Kararı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de temel hak ve özgürlüklerimin ihlal edilerek bana eziyet edildiğine karar veriyor.
Anayasa Mahkemesi kararını tümüyle benimsiyor, teyit ediyor, hukuk ve mahkeme adı altında olup biten rezaleti deşifre ediyor.
Türk devletini ağır bir içerik ve gerekçeyle mahkûm ediyor.
Doğrusu bugün yazarken de inanamıyorum.
AİHM Kararı’nı Anayasa’nın 90. maddesi gereği doğrudan devletin uygulaması mecburiyeti var.
Adalet Bakanlığı kılını bile kıpırdatmıyor.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi ve onun kararlarına itiraz mercii olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemeleri zaten Anayasa’yı tümden yok saydıkları için aynı Anayasa’nın 153. maddesi gibi 90. maddesini de alenen çiğnemekten çekinmiyorlar.
Dışarda olmam lazım ama içerdeyim.
***
İki yıl önce bugün, tam bir belirsizlik içinde Silivri’deki hücremde çoktan ölmüş bir hukukun maktulü olarak öyle duruyorum.
29 Ekim 2016 tarihinde beni apar topar, Anayasa’yı çiğneyerek ve ifademi bile almadan, KHK ile 30 yıldır hocası olduğum İstanbul Üniversitesi’nden nasıl attıklarını, 12 Eylül darbecileri gibi dokunulmazlık zırhı edinmiş olan yedi bürokrattan oluşan OHÂL Komisyonu’nun Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararını yok sayarak, davanın bitimini de beklemeden aleyhime aldıkları kararlarını ise pas geçiyorum.
Doğal olarak tam bir ay sonra tahliye olacağımdan da haberdar değilim.
***
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gitti.
Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi, 27 Haziran 2018’de beni tahliye etti.
Anayasa’nın emrine uyarak beni tahliye eden heyet dağıtılıp, ataması yapılan 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Taner Akıncı başkanlığındaki yeni heyet de AYM Genel Kurul ve AİHM kararlarını yok saydı ve “ağırlaştırılmış müebbet” kararını onayladı.
Neyse ki çok sonra Yargıtay bu kararı bozdu, beraatimin kesinleştirilmesini istedi. Evrensel hukuk kurallarına uygun davranılmasının gereğini ve mecburiyetini açıklayan hukuksal niteliği yüksek bir karar yazdı.
Beraat kararında Yargıtay, mahkemelerin hem Anayasa Mahkemesi hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına neden uymak zorunda olduğunu çok geniş ve berrak bir şekilde açıkladı.
Anayasa Mahkemesi kararını yok sayan ve bana ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını veren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Kasım 2019’da beraat kararını verdi. Üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteyen savcılık da bu kararı temyiz etmedi ve beraatim 12 Kasım 2019’da kesinleşti.
Ancak beraatimden bu yana aradan altı ay geçmiş olmasına rağmen mağdur olduğum hiçbir hak ve hukukum da hâlâ tam yerine gelmedi.
Hukuk cenazesi öyle ortada boylu boyunca yatıyor çünkü…
***
Notlardaki cenazeye gelince…
Beyaz kâğıdın ortasına her zamanki gibi “Silivri Notları” yazmış, altını çizmiş yanına bir kesik atarak “27 Mayıs 2018, Pazar” yazmışım…
Olup bitenden azâde sonraki gelişmelerden de bîhaber, günlük yaşam akışında kağıda “Koşuşta Cenaze” başlığı atmışım:
Dün sabah (26 Mayıs, Cumartesi) avluda meyveleri koyduğumuz pencere çıkıntısı altında karıncaların üzerine üşüştüğü ne olduğunu kestiremediğim, yenip atılmış bir elma ya da armut iskeletine benzettiğim garip bir küçük topağa rastladım.
O topağın tam üzerinde çatı pervazında da geçen seneye göre çok daha fazla tahkim edilmiş, geçen seneye göre yaşam faaliyeti çok daha artmış bir kuş yuvası var.
Gerçekten de ilk başta o hareketli ve karanlık topak ile o kuş yuvası arasında hiçbir irtibat kurmadım.
Meğer bir kuş cenazesiymiş.
Sarsıldım. Fena oldum.
***
Şaşkınlıkla sorup soruşturunca bu tür ölümlerin yan koğuş avlularında da vukû bulduğunu öğrendik.
Bu cansız kuş yavrusunun ölüm nedeni neydi?
Yuvadan mı düşmüştü yoksa yuvadaki diğer kuşlar mı atıyordu, doğada kuş cinayetleri mi söz konusuydu?
Hüznün egemenliğinde, bir gün sonra cenazeyi çöpe devrettik.
***
Ne var ki, bu kez de Pazar günü akşam üstü, avlunun ortasına biraz daha iri yeni bir kuş cesedi daha düştü.
Muhafazakâr muhkemlerin ürettiği kuşkucu yaklaşımla ‘gayri meşru bir aşkın ürünü’ olmaktan, sakat doğmuş olabileceğine yönelik spekülasyonlar ortasında, iki gün içinde iki yavru cenazesini sırtlamış bulunduk.
Kuşların sabah cıvıltıları, aşk yuvası kurma gayretleri, özen ve sabırla çiçek, saman sapı taşımaları, erkek kuşların ıslık çalarak dişi aramaları hoş da, bu yavru ölümleri ne?
Ne oluyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025