Mehmet Ocaktan
Hatırlayalım Çin, Kovid-19 salgınını Dünya Sağlık Örgütü’ne 2019’un son günü bildirdi. Ve salgının boyutlarını 20 Ocak’a kadar da sakladı, önemsiz gösterdi. Virüs kontrol edilemez noktaya geldiğinde ise iş işten çoktan geçmişti.
İtalya’da salgın 31 Ocak’ta tespit edildi, ancak tedbir almakta gecikildiği için bugün manzara vahim... Bizde ise ilk vaka 11 Mart’ta tespit edildi, yani Avrupa’da ve dünyada hızlı dolaşım sürecine girdikten neredeyse iki ay sonra...
İşin başında hükümet dahil hiçbirimiz tehlikeyi yeterince ciddiye almadık. Henüz daha tespitlere bile başlanılmadığı günlerde hepimiz, “Bizde vaka çok az, dünya bize gıpta ile bakıyor, virüs bize teğet geçecek” benzeri değerlendirmelerle zaman kaybettik. Oysa böyle düşündüğümüz saatlerde bizde de yüzlerce vaka vardı. Ancak henüz test yapılmadığı için bunlar sadece tahmindi.
Şimdi tedbirler attırıldı ama vaka sayıları da artık katlanarak artıyor. Düşünün ki Avrupa’da ateş bacayı sardığı günlerden bu yana, Türkiye’ye yüzbinlerce insan giriş yaptı ve bir o kadar insan da çıktı.
Maalesef bu dolaşım sürecinde uluslararası havaalanlarından Türkiye’ye gelen ve virüs kapma ihtimali olanları erken tespit etme fırsatını kaçırdık, turist ya da başka vesilelerle gelmiş olanların başka kişilerden virüs kapmış olanlarını tespit etme fırsatını da kaçırdık. Dolayısıyla dışarıdan gelenler ellerini kollarını sallayarak ülkede dolaştıkları için, hiç yurt dışına çıkmamış vatandaşları bunlardan korumayı da başaramadık. Daha da vahim olanı, bu süreçte havaalanlarını, bilet ve check-in kuyruklarını, otobüsleri, otobüs terminallerini sanki virüssüz alanlarmış gibi değerlendirdik.
Şu ana kadar olan gecikmeleri, tespit yetersizliklerini bir tarafa bırakalım, çünkü zaman kaybetmeye hiç tahammülümüz yok. Bu arada test sayılarının ülke genelinde hızla arttığını da belirtelim. Ama bilelim ki biz efsunlu filan değiliz, bütün insanlarla birlikte bu dünyada yaşıyoruz, virüs sınır kapılarında pasaport kontrolüne tabi olmadığına göre bize uğraması da kaçınılmaz.
Üstelik coğrafi konumumuz gereği Ortadoğu, Avrupa, Asya ile yakın ilişkiler içindeyiz ve özellikle komşu ülkelerle akrabalık bağları dahil adeta iç içeyiz. Ayrıca buna kültürel kodlarımızdan kaynaklanan bilimden çok hurafelere inanma davranışını da eklersek, karşı karşıya bulunduğumuz riskin vahametini sanırım daha iyi anlarız.
Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim, kelimenin tam anlamıyla ciddi bir riskle karşı karşıyayız. Her konuda olduğu gibi korona salgınında da tek tutunacak dalımız bilimdir ve rasyonel akılla tedbir almaktır.
Hiç kuşkusuz vatandaş olarak tek tek her birimiz önlemlerimizi alarak kendimizi riskli ortamlardan izole etmek durumundayız. Bu bireysel mücadelenin ilk adımı, ama yeterli değil, nasıl benim görevim öncelikle kendi önlemlerimi almaksa, bütün organizasyon imkanları elinde olan devlet de süratle hareket ederek sokağa çıkma yasağı da dahil olmak üzere her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Eğer hızlı hareket etmezsek, bir hafta sonra buna da hayıflanabiliriz...
Ve tabii ki kriz dönemlerinde en büyük ihtiyacımız olan şey şeffaflık... Eğer şeffaflık ihtiyacı karşılanamazsa fısıltı gazetesi etkin hale gelir ve insanların zihninde soru işaretleri artmaya başlar. Bu durum toplumda panik hali oluşturabileceği gibi, bazı insanlarda da krizin ciddiyeti konusunda duyarsızlığa yol açabilir.
Açıkçası bir takım manipülasyonların önünü kesmek, toplumda kaos algısı oluşturmak isteyenlere fırsat vermemek için, elimizde gerçeklerden oluşan şeffaf yaklaşımdan daha değerli bir argüman bulunmamaktadır. Zaten ‘açık toplum’ olmanın fazileti de budur.
Unutmayalım, bilinçli ya da bilinçsiz bir takım bilgilerin örtbas edildiği, saklandığı şeklinde negatif bir algının oluşması, toplumda devletin güvenilirliği konusunda tereddütler oluşmasına vesile olur ki, bu durum birlikteliğimize ve özellikle de virüsle mücadele motivasyonumuza zarar verir.
Bilelim ki bu felaketten asgari zararla çıkmanın yolu; cezalandırıcı yöntemlere baş vurmadan, toplumun hiçbir kesimini ötekileştirmeden elbirliği ile, akıl, bilim ve vicdanla hareket etmekten geçiyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025